Learn how to use hayatının in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının büyük kısmını boşa geçirdiğine pişman oldu.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının son yıllarını Boston'da geçirdi.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da kalmaya niyeti yok.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da yaşamaya karar verdi.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının baharında.
Translate from Turkish to English
Tom, hayatının geri kalanını Mary ile geçirmek istedi.
Translate from Turkish to English
Ressamlık onun hayatının büyük aşkıydı.
Translate from Turkish to English
İş hayatının çoğunluğunu bir diplomat olarak geçirdi.
Translate from Turkish to English
Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.
Translate from Turkish to English
Tom onun hayatının her anında Mary'yi dövdü.
Translate from Turkish to English
O, hayatının baharında.
Translate from Turkish to English
O bana hayatının hikayesini anlattı.
Translate from Turkish to English
Şehir hayatının bana göre olduğunu sanmıyorum.
Translate from Turkish to English
Çocukluğunda ne yaparak harcadığın zaman hayatının geriye kalanını etkiler.
Translate from Turkish to English
Hayatının çoğunu yurt dışında yaşadı.
Translate from Turkish to English
Şehir hayatının farklı avantajları var.
Translate from Turkish to English
Hayatının geri kalan kısmını hapishanede geçirmeyi gerçekten istiyor musun?
Translate from Turkish to English
Hayatının hangi evresinde olursan ol, içinde hep küçük bir çocuk barındırırsın.
Translate from Turkish to English
Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.
Translate from Turkish to English
Tom yetişkin hayatının çoğunu Boston'da yaşadı.
Translate from Turkish to English
Hayatının geriye kalanını terk edilmiş bir adada geçirmek zorunda olsan, onu kiminle geçirirsin?
Translate from Turkish to English
Tom hayatının sıkıcı olduğunu düşünüyor.
Translate from Turkish to English
Tom dünün hayatının en mutlu günü olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English
Hayatının rüyası sonunda gerçek oldu.
Translate from Turkish to English
Hayatının en mutlu anı neydi?
Translate from Turkish to English
O, Tom'la evlenseydi hayatının nasıl olacağını merak ediyordu.
Translate from Turkish to English
Mary Tom'la evlenseydi hayatının nasıl olacağını merak ediyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary ile evlenseydi hayatının nasıl olacağını merak ediyordu.
Translate from Turkish to English
Hayatının geri kalanında bu işi mi yapıyor olmak istersin?
Translate from Turkish to English
Hayatının baharındasın.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının geri kalanını hapishanede geçirmek istemiyor.
Translate from Turkish to English
Hayatının geriye kalan kısmı için sadece burada saklanamazsın.
Translate from Turkish to English
Hala hayatının geri kalanını geçirmek istediğin kişinin ben olduğumu düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English
Tom hayatının çoğunu Boston'da yaşadı.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının çoğunu Boston'da geçirdi.
Translate from Turkish to English
Hayatının geriye kalan kısmını nasıl yaşamak istediğin bu mudur?
Translate from Turkish to English
Tom hayatının geriye kalan kısmı için hapse gidiyor.
Translate from Turkish to English
Savaş, insan hayatının tahribidir.
Translate from Turkish to English
General emekli olduktan sonra hayatının geri kalanını barış içinde yaşadı.
Translate from Turkish to English
Hayatının geriye kalanı için ölü olmaktansa, beş dakika için bir korkak olmak daha iyidir.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının çoğu boyunca Boston'da yaşadı.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının geri kalan kısmını seninle geçirmek istediğini söylüyor.
Translate from Turkish to English
Hayatının geri kalanını yalnız geçirmek ister misin?
Translate from Turkish to English
Tom hayatının geri kalanını Amerika'da geçirmek istedi.
Translate from Turkish to English
Atletizm okul hayatının önemli bir parçasıdır.
Translate from Turkish to English
Kadınlar bir erkeğin hayatının en güzel parçasıdır.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının geri kalanını Tom'la geçirmek istiyor.
Translate from Turkish to English
Hayatının onun ellerine bırakmak istediğinden emin misin?
Translate from Turkish to English
O, hayatının geri kalanını onunla harcamak istedi.
Translate from Turkish to English
Gerçekten hayatının geri kalanını onunla geçirmek istiyor musun?
Translate from Turkish to English
Dil insan hayatının merkezidir.
Translate from Turkish to English
Tom zaten hayatının en güzel yıllarını gördü.
Translate from Turkish to English
O, hayatının bir gününde bile şiddetsiz yaşamadı.
Translate from Turkish to English
Hayatının sonunda, Hokusai kızı ile sefalet içinde yalnız yaşadı ve ölünceye kadar çalıştı.
Translate from Turkish to English
Orta Çağ'da onur, özgür insanların ve de Hristiyanların hayatının temelini oluşturuyordu.
Translate from Turkish to English
Hayatının geri kalanını Tom'la yaşamak istiyor musun?
Translate from Turkish to English
Hayatının geri kalanını onunla geçirmek ister misin?
Translate from Turkish to English
O, hayatının çoğunu yoksul insanlara bakarak geçirdi.
Translate from Turkish to English
Tom Avustralya'ya gitti ve hayatının geriye kalan kısmında orada kaldı.
Translate from Turkish to English
O sık sık onun hayatının aşkı olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English
O, onun hayatının aşkıydı.
Translate from Turkish to English
O onun hayatının aşkıydı.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının baharında öldü.
Translate from Turkish to English
Manastır Mary'ye keşiş hayatının ona uyduğundan tamamen emin olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English
O onun hayatının aşkıdır.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının çoğunda çalıştı.
Translate from Turkish to English
Bir insanın hayatının inişleri ve çıkışları vardır.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının tehlikede olduğunu düşündü.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının tehlikede olduğuna inanıyor.
Translate from Turkish to English
Hayatının en büyük hatasını yapmanı engellemeye çalışıyorum.
Translate from Turkish to English
Tom dün geceki partide hayatının zamanını geçirdi.
Translate from Turkish to English
Şehir hayatının koşuşturmasını özledim.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının tehlikede olduğunu kesinlikle biliyordu.
Translate from Turkish to English
Müzik, senin hayatının film müziğidir.
Translate from Turkish to English
O, okul hayatının iyi gidiyor olmasından çok memnun.
Translate from Turkish to English
Şimdi vereceğin cevap hayatının geri kalanının seyrini belirleyecek. Cevabını dikkatli düşünmeni tavsiye ediyorum.
Translate from Turkish to English
Hayatının sonlarına yakın, mirasının ne olacağı hakkında çok endişelenmeye başladı.
Translate from Turkish to English
O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının geri kalanını hapishanede geçirecek.
Translate from Turkish to English
Tom'un hayatının bir parçası olmak istedik.
Translate from Turkish to English
Hayatının geri kalanını hapishanede geçirmek istiyor musun?
Translate from Turkish to English
Hayatının geri kalanını hapiste mi geçirmek istiyorsun?
Translate from Turkish to English
Bu, hayatının fırsatı.
Translate from Turkish to English
İnsan hayatının değeri ne kadardır?
Translate from Turkish to English
Fadıl, İslam'ı hayatının bir parçası olarak kabul etti.
Translate from Turkish to English
Meydan okumalar Fadıl'ın gündelik hayatının bir parçasıdır.
Translate from Turkish to English
Fadıl hala Leyla'nın hayatının bir parçası olmak istiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom zaten hayatının arabasız olduğunu hayal bile edemez.
Translate from Turkish to English
Bunu yaparsan, hayatının sonuna kadar pişman olacaksın.
Translate from Turkish to English
Hayatının geri kalanında bekar kalmayı mı planlıyorsun?
Translate from Turkish to English
Bu onun hayatının dönüm noktasıydı.
Translate from Turkish to English
Tom hayatının geri kalanını hapiste geçirdi.
Translate from Turkish to English
Leyla, Kahire'de hayatının tadını çıkarıyordu.
Translate from Turkish to English
Hayatının geri kalanını hapishanede geçirmek istemezsin, değil mi?
Translate from Turkish to English
Leyla hayatının en önemli kararını verdi.
Translate from Turkish to English
Hayatının zor olduğunu düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English
Kahire'ye taşınırsa onun hayatının daha iyi olacağını düşünmüştüm.
Translate from Turkish to English
Hayatının tadını çıkar.
Translate from Turkish to English
Sami hala Leyla'nın hayatının parçası olmak istiyordu.
Translate from Turkish to English
Sami, Leyla'nın, hayatının her saniyesinde nerede olduğunu bilmeye ihtiyaç duydu.
Translate from Turkish to English