Turkish example sentences with "adamı"

Learn how to use adamı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Adamı görüyorum.

Genel müdür her bir adamı görevine atadı.

Ben yaşlı bir adamı arıyorum.

Amerika'nın en meşhur adamı Washington'du.

Hepimiz onun böyle iyi bir adamı niye terk ettiğini merak ettik.

Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.

Bilim adamı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda yabancı ülkelerde de ünlü.

Onu büyük bir bilim adamı olarak görüyorum.

Bir film yıldızından o bir devlet adamı oldu.

Resimdeki bu adamı tanıyor musun?

O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.

Birçok bilim adamı bu küçük köyde yaşıyor.

Çok sayıda bilim adamı eksantrik olma ününe sahiptir.

Başarılı bir iş adamı olmanın hayalini kurardım.

Köpek adamı ısırdı.

Diğer bir deyişle, o bir inanç adamı.

Erkenden uyumak ve erken kalkmak bir adamı sağlıklı, zengin ve bilge yapar.

Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar.

Soldan beşinci adamı öp.

Adamı parayı çalarken yakaladım.

Adamı tekrar görme isteğim yok.

Adamı gördüğümü hatırlamıyorum.

O, yaşlı adamı odasına götürdü.

Takımın en iyi adamı yaralanmasaydı, takımımız kolayca başarabilirdi.

O, onun büyük bir bilim adamı olma hırsını anladı.

Trafik kazası, genç adamı görme yeteneğinden mahrum etti.

Büyük bir şapkası olan adamı tanıyor musunuz?

Tom bir iş adamı olmak için uygundur.

Ordunun Harpers Ferry yakınında hiç adamı yoktu.

Bu fotoğraf küçük bir gıda mağazası sahibi olan bir adamı gösteriyor.

Bay Johnson bir bilim adamı değil fakat bir şairdir.

Tom gibi bir adamı ne tür bir kadın sevebildi.

Tom ve Mary yaralı adamı yol kenarına taşıdılar.

Tom yaşlı adamı tanıdı fakat onun adını bilmiyordu.

Bu zalim soğuk bir adamı kendi sesinden korkutabilirdi.

Köprüde duran adamı tanıyor musunuz?

Tom hayallerimin adamı.

Tom bir eylem adamı.

Sanki o ünlü bir devlet adamı gibi davranıyor.

Almanya birçok bilim adamı yetiştirdi.

Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.

O, o adamı öldürdü.

Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.

Jim sözünün adamı.

Carlos adında bir adam o yaşlı adamı arayarak bir dağ köyüne geldi.

Biz adamı dövdük.

O genç adamı seviyorum.

Kardan adamı kim yaptı.

O bir eylem adamı.

O bir servet adamı.

Adamı bir çocukla birlikte gördüm.

Birçok bilim adamı onu tanıyordu.

O, bir bilim adamı olarak ünlüdür.

Birlikte geldiğin adamı tanıyorum.

Bir bilim adamı dediğimiz odur.

O adamı çalmakla suçladı.

O, bir bilim adamı ve müzisyendir.

Bu fotoğrafı kullanan adamı tanımlayabilir misin?

O, adamı tanıdığını kanıtladı.

İyi bir iş adamı nasıl para kazanacağını bilir.

Bir kadının öğle yemeğini yediği için bir adamı bıçakladığını duydum.

Bu adamı gördünüz mü?

O adamı dinlemeyin.

Yaşlı adamı memnun etmek zordur.

Sağlığı pahasına mükemmel bir bilim adamı oldu.

Bilim adamı olmaya kararlıyım.

Öfkeli adamı yatıştırmaya çalıştı.

Oğlu büyük bir bilim adamı oldu.

Cüzdanın içinden çıkan bir resim, adamı teşhis etmemizi sağladı.

Tom Mary'nin birlikte geldiği adamı tanır.

Orada oturan adamı tanıyorum.

Sana bakan adamı tanıyor musun?

Büyük bir bilim adamı oldu.

Gelecek vaat eden genç bir iş adamı.

Bir bilim adamı olmak istediğini söyledi.

Büyük bir dalga adamı bottan attı.

Bir iş adamı olarak iyi bir sicile sahip.

Polis adamı kolundan yakaladı.

Gelecekte bir bilim adamı olmak istiyor.

Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.

Çocuk büyük bir bilim adamı oldu.

Çocuk büyük bir devlet adamı oldu.

Çocuk ünlü bir bilim adamı oldu.

Bu alanda birçok bilim adamı çalışıyor.

Polis adamı suçüstü yakaladı.

Yaşlı adamı haftada iki ya da üç kez gördüm.

Onlar Lee Harvey Oswald adında bir adamı tutukladı.

Bilim adamı tıbbi araştırma yapıyor.

Adamı toplum için bir tehlike olarak gördüler.

Cüzdanını alan adamı tarif edebilir misin?

Polis koşan adamı yakaladı.

O büyük bir iş adamı.

O saygın bir iş adamı gibi görünüyor ama aslında Mafyanın bir üyesidir.

Ben bir bilim adamı değilim.

Kırmızı elbiseli kız siyah giyinmiş adamı görmezden geldi ve bir arkadaşını cep telefonundan aradı.

Adamı görmedin mi?

Bu adamın dünyanın en zengin adamı olduğu söylenir.

Sanırım o adamı tanıyorum.

Bu adamı gördün mü?

O adamı tanıyorum. Onun adı Tom.

Koskoca adamı yalancılıkla mı suçlasaydım?

Also check out the following words: yapabileceksiniz, ya, beklenmedik, sonuçlar, alırsanız, kitabı, okumadım, Seninle, birlikte, gitmeliyim.