Learn how to use hâlâ in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
Translate from Turkish to English
Hâlâ Çinceyi iyi yazamıyorum.
Translate from Turkish to English
Merhaba? Hâlâ burada mısın?
Translate from Turkish to English
Hâlâ meşgulüm.
Translate from Turkish to English
Hey, hâlâ burada mısın?
Translate from Turkish to English
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü "₣" idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
Translate from Turkish to English
O kuş hâlâ çatıda.
Translate from Turkish to English
Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.
Translate from Turkish to English
Aptal! Seni sevdiğini söylediğinde dürüst olmuyor. Hâlâ anlamadın mı? O, tam bir altın arayıcısı.
Translate from Turkish to English
Olay, hafızamızda hâlâ tazedir.
Translate from Turkish to English
Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır.
Translate from Turkish to English
Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak.
Translate from Turkish to English
O biraz matematik ve hâlâ biraz kimya bilir.
Translate from Turkish to English
O hâlâ biraz korkutucudur.
Translate from Turkish to English
Anne, onu nasıl yapacağını hâlâ hatırlıyor musun?
Translate from Turkish to English
Eğer ben seksen yaşında olsam ve o hâlâ yaşasa, bana aynı öğüdü verir.
Translate from Turkish to English
Yetmişinde hâlâ aktif.
Translate from Turkish to English
Hâlâ zamanımız var.
Translate from Turkish to English
Aşık olmak sevmekle aynı değildir. Bir bayana aşık olabilirsin ve hâlâ ondan nefret edebilirsin.
Translate from Turkish to English
O onu hâlâ seviyor.
Translate from Turkish to English
Onunla kıyaslarsak, ben hâlâ daha büyüğüm.
Translate from Turkish to English
Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
Translate from Turkish to English
Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
Translate from Turkish to English
Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
Translate from Turkish to English
Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.
Translate from Turkish to English
Bütün servetine rağmen hâlâ mutsuzdu.
Translate from Turkish to English
Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest.
Translate from Turkish to English
Kesilmiş uzuvları olan insanlar onları hâlâ orada gibi hissetmeye devam ediyor.
Translate from Turkish to English
Bahçe hâlâ gölgede.
Translate from Turkish to English
Biz hâlâ 06:00 Shinkansen'e yetişebilirmiyiz?
Translate from Turkish to English
Annem mutfakta hâlâ çalışıyor.
Translate from Turkish to English
Kızım hâlâ işte.
Translate from Turkish to English
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
Translate from Turkish to English
Erkek kardeşlerin her ikisi de hâlâ hayatta.
Translate from Turkish to English
Hastalığından sonra onun sağlığı hâlâ kötü.
Translate from Turkish to English
Olay anımızda hâlâ taze.
Translate from Turkish to English
O günlerde ben hâlâ bir öğrenciydim.
Translate from Turkish to English
O adada hâlâ bazı vahşi kabileler var.
Translate from Turkish to English
Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.
Translate from Turkish to English
Siz arkadaşlara eve gitmenizi söyledim. Niçin hâlâ buradasınız?
Translate from Turkish to English
Kim hâlâ hayattaydı.
Translate from Turkish to English
Annem hâlâ hayatta olsaydı, o zaman bana yardımcı olurdu.
Translate from Turkish to English
Tom hâlâ hastanede.
Translate from Turkish to English
New York'ta Ekim 1987 borsa krizi hâlâ etkili bir şekilde hatırlanmaktadır.
Translate from Turkish to English
O hâlâ işte.
Translate from Turkish to English
O otuzu aşkın olamaz; o hâlâ yirmili yaşlarda olmalı.
Translate from Turkish to English
Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil.
Translate from Turkish to English
Üç yüzyıl önce bile, Batı Avrupalıların çoğu hâlâ kendi muhbirlerini kullanıyorlardı.
Translate from Turkish to English
Takımımız hâlâ yenilmez.
Translate from Turkish to English
Polisin elinde hâlâ hiçbir ipucu yok.
Translate from Turkish to English
Bu kelime hâlâ kullanılıyor.
Translate from Turkish to English
Muhalefet partisi hâlâ ısrarla skandal üzerinde duruyor.
Translate from Turkish to English
Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.
Translate from Turkish to English
Benim yardımıma hâlâ ihtiyacın var mı?
Translate from Turkish to English
Hâlâ yardımıma ihtiyacınız var mı?
Translate from Turkish to English
Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.
Translate from Turkish to English
Hâlâ çok gençken, Roger çiftlikten ayrıldı.
Translate from Turkish to English
Hâlâ gençsin.
Translate from Turkish to English
Nasıl oluyor da hâlâ çalışıyorsun?
Translate from Turkish to English
Büyükannem 82 yaşında ve hâlâ dinç.
Translate from Turkish to English
Oğlum hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.
Translate from Turkish to English
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
Translate from Turkish to English
"Ne! Sen hâlâ o adamla birlikte misin?" ve biz cevaplarız: "Ne yapabilirim! Onu seviyorum!"
Translate from Turkish to English
"Ne! Sen hâlâ o kızla birlikte misin?" ve biz cevaplarız: " Ne yapabilirim!, onu seviyorum!"
Translate from Turkish to English
Üç kişi hâlâ kayıp.
Translate from Turkish to English
Bu sabah Tom kız kardeşinin hâlâ yatakta hasta olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English
Yarım milyon çocuk Nijer'de hâlâ yetersiz beslenme ile karşı karşıyadır.
Translate from Turkish to English
Hâlâ burada olanlar sadece sen ve Emet'sin.
Translate from Turkish to English
Güneş batarken, onlar hâlâ dans ediyorlardı.
Translate from Turkish to English
Onun dün yakaladığı balık hâlâ canlı.
Translate from Turkish to English
Ben hâlâ bir fincan daha kahve için zamanımın olduğunu düşünüyorum.
Translate from Turkish to English
Şüphelinin nerede olduğu hâlâ bilinmiyor.
Translate from Turkish to English
Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.
Translate from Turkish to English
Siyah insanlara karşı hâlâ ciddi bir ırkçı nefret vardır.
Translate from Turkish to English
Yen dolar karşısında hâlâ düşük.
Translate from Turkish to English
Bacaklarım hâlâ ağrıyor.
Translate from Turkish to English
Alo? Hâlâ burada mısın?
Translate from Turkish to English
Bu çılgınca gelebilir fakat sanırım ben hâlâ Mary'ye âşığım.
Translate from Turkish to English
John seksen yaşında ama hâlâ formda.
Translate from Turkish to English
Onun tecrübe eksikliğini kabul etmeme rağmen, hâlâ daha iyi yapması gerektiğini düşünüyorum.
Translate from Turkish to English
Onun planı hâlâ karara bağlanmadı.
Translate from Turkish to English
Sam, yaptığı tüm hatalarına rağmen hâlâ çok sevimli bir kişidir.
Translate from Turkish to English
Hâlâ yapacak bir sürü iş var, bu yüzden sıkılmayacağım.
Translate from Turkish to English
Ben hâlâ bir araba sürmeyi öğrenmedim.
Translate from Turkish to English
Tom hâlâ hastanededir.
Translate from Turkish to English
Tom hâlâ ebeveynlerine güveniyor mu?
Translate from Turkish to English
Noelde Tom'un sağ bacağı hâlâ sargılıydı.
Translate from Turkish to English
Noel günü, Tom'un sağ bacağı hâlâ alçılıydı.
Translate from Turkish to English
Tom geçen yıl bu zaman hâlâ Boston'daydı.
Translate from Turkish to English
Tom hâlâ Boston'dadır.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin hâlâ Boston'da olduğunu düşünüyor.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin muhtemelen hâlâ Boston'da bir yerde olduğunu düşündü.
Translate from Turkish to English
Kapı çaldığında hâlâ yemek yiyordum.
Translate from Turkish to English
Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.
Translate from Turkish to English
O ona hâlâ gençken yurt dışına gitmesini tavsiye etti.
Translate from Turkish to English
Yaşlı insanlar Kennedy suikastını hâlâ hatırlıyorlar.
Translate from Turkish to English
Gideceğimiz yer hâlâ uzun bir yol.
Translate from Turkish to English
Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un büyük kızı hâlâ bekardır.
Translate from Turkish to English
Tom üniversiteye gidip gitmemesi konusunda hâlâ emin değil.
Translate from Turkish to English
Tom bira içmek için hâlâ çok genç.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: gitmemiz, hanımı, Vedalar, üzücüdür, zemininde, bilinçsiz, yatarken, ayırarak, büyüdüğünde, susuzluğunu.