Turkish example sentences with "hasar"

Learn how to use hasar in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Tayfundan gelen hasar büyüktü.

Ben hasar için ödeme yaptım.

Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.

Sel köye büyük hasar verdi.

Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.

Arabası ciddi hasar gördü.

Onun çantası ağır hasar gördü.

Boruda hasar vardı.

Onun arabası ciddi şekilde hasar gördü.

Kuwait ciddi hasar gördü.

Bilgisayarda hasar vardı.

Arabada ne kadar hasar var?

Ürünler selden hasar gördü.

Arabam kazada ağır hasar gördü.

Selin verdiği hasar önemsizdi.

Tayfundan ötürü ağır hasar gördük.

Fırtına ürünlere çok hasar verdi.

Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü.

Son fırtınada bir takım evler hasar gördü.

Hasar yapıldı.

Hasar ne kadar kötü?

Çok hasar var mıydı?

Kötü hasar gördü.

Hasar yoktu.

Tom'un evi selden hasar gördü.

Hasar gördü mü?

Fırtına onun malına büyük hasar verdi.

Bütün bu hasar fırtına sonucudur.

Yumurta atmak yumurtalar tarafından yapılan hasar 400 doları aşarsa bir suçtur.

Tom'un çantası ağır hasar gördü.

Patlama binaya büyük bir hasar verdi.

Gemimiz savaşta hasar almadı.

Bu kitap tamamen hasar görmüş.

Dün camın üzerinden sürmüştüm, ama sadece dış lastiğim hasar gördü.

Sokak çatışmaları, geride çok büyük hasar bıraktı.

Hiç hasar yok.

Hasar ne kadar kötüydü?

Herhangi bir hasar olup olmadığına bakalım.

Kalıcı hasar yok.

Önemli bir hasar olduğunu sanmıyorum.

Başka hasar yok.

Herhangi bir hasar belirtisi yok.

Şehir savaş sırasında hasar gördü.

Bu doku geri dönüşümsüz hasar gördü.

Hasar yaklaşık 20 milyar dolar olduğundan Amerikan sigorta şirketleri derin krizdeler.

Ekin erken donun bir sonucu olarak ciddi hasar gördü.

Heykel hasar gördü.

Selde yüzden fazla ev hasar gördü.

Hasar asgariydi.

Ekipmanımız hasar gördü.

Hiçbir hasar bildirilmedi.

Tom'un vücudunda ağır şekilde darp edilmeye bağlı hasar vardı.

Kasırga küçük eve hasar verdi.

Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.

Belki ona yanlışlıkla hasar verdim.

Hiçbir ciddi hasar rapor edilmedi.

Hiçbir hayati organ hasar görmedi.

Rapor edilmiş hasar yoktu.

Yapısal hasar yoktu.

Tom'un kamyonu hafifçe hasar gördü.

Herhangi bir hasar var mıydı?

Ben herhangi bir hasar görmüyorum.

Birçok binada önemli hasar oluştu.

Bu tam hasar değildi.

Bir hasar raporunu dosyalamak için mi geldin?

Bu arkeolojik site savaş sırasında hasar gördü.

Hasar zaten yapıldı.

Rock grubu otel odasına hasar verdi.

Tom hasar için ödeme yapmayı teklif etti.

Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.

Bu sadece tali hasar.

O sadece tali hasar.

"Tali hasar "sermayeyi korumak için masum insanları öldürmek için bir örtmecedir.

Hasar minimumda tutuldu.

Elektrikli cihaz, taşınma sırasında hasar görmüş olmalıdır.

Elektrik kesintileri bilgisayara hasar verdi.

Çok sayıda ev selde onarılamayacak şekilde hasar gördü.

Gemimiz ağır hasar gördü.

Herhangi bir kalıcı hasar olacak mı?

Ne kadar hasar yapıldı?

Bavulum hasar gördü.

Tom'un evinin çatısı fırtınada hasar gördü.

Hasar kalıcı mı?

Kuraklık, hasada ciddi hasar verdi.

Kanadı ciddi biçimde hasar görmüş bir kuş buldum.

Hasar kontrolü kolaydır.

Hasar geri döndürülemezdir.

Hasar çok büyüktür.

Birkaç küçük hasar aldık.

Ciddi maddi hasar vardı.

Tom bazı hasar puanları aldı.

Sami, Leyla'nın itibarına hasar verdi.

Tom, evinin hasar gördüğünü söyledi.

Tom evinin hasar görmediğini söyledi.

Tom evinde bir hasar olmadığını söyledi.

Aracımızın hasar kaydı yoktur.

Aracın şişirilmiş hasar kaydı vardır.

Sigortadan para almak için aracın hasar kaydı fazla yazdırılmıştır.

Onlarca ev kül oldu veya hasar gördü.

Olayda çevre evler de hasar gördü.

Birlik, tamir edilemeyecek bir hasar olmadan, değişken geometriyi ne derecede taşıyabilir?

Also check out the following words: sür, aksi, halde, başın, belaya, girecek, Alkolsüz, içecekleriniz, Çocukların, uykuya.