Learn how to use az in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
Translate from Turkish to English
Az daha treni kaçırıyordum.
Translate from Turkish to English
İnternette Tatar dilinde çok az site vardır.
Translate from Turkish to English
Onun 100 dolardan az parası yok.
Translate from Turkish to English
Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.
Translate from Turkish to English
Bu bölgede çok az kitapçı var.
Translate from Turkish to English
Mekan, en az bir kere ziyaret edilmeye değer.
Translate from Turkish to English
Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.
Translate from Turkish to English
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
Translate from Turkish to English
Burada çok az dükkan var ve sinema berbat.
Translate from Turkish to English
Sandığımdan daha az zaman var.
Translate from Turkish to English
Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
Translate from Turkish to English
O az önce ulaştı.
Translate from Turkish to English
Bugün az müşteri var.
Translate from Turkish to English
Bu ay az param var.
Translate from Turkish to English
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
Translate from Turkish to English
Sınıfta az sayıda çocuk vardı.
Translate from Turkish to English
Erkek kardeşim babamın kazandığının yarısı kadar daha az para kazanıyor.
Translate from Turkish to English
Az param var. Bununla birlikte seninle mutluyum.
Translate from Turkish to English
Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
Translate from Turkish to English
Şekspir'in hakkında az şey bilirim.
Translate from Turkish to English
Az sayıda fil Avrupa'ya gitmek için gönüllü olurdu.
Translate from Turkish to English
Yükseklerden eskisinden daha az korkuyorum.
Translate from Turkish to English
Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.
Translate from Turkish to English
Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
Translate from Turkish to English
Çok az Almanca konuşurum.
Translate from Turkish to English
Az önce,kurşun onun yanağını sıyırarak geçti.
Translate from Turkish to English
Çok az bir gayretle kitabı yazdı.
Translate from Turkish to English
Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi.
Translate from Turkish to English
Az önce gitti.
Translate from Turkish to English
Onun İngilizce kompozisyonunda az hata var.
Translate from Turkish to English
Onun gözlemi şiddetli fakat o çok az diyor.
Translate from Turkish to English
Hey,teslimat tarihine az zaman kaldı,biliyor musun?Etrafta şaşkın şaşkın gezmeyi bırak.
Translate from Turkish to English
O her ay en az 10 kitap okur.
Translate from Turkish to English
Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu.
Translate from Turkish to English
Daha az alamam.
Translate from Turkish to English
Bu civarda az sayıda ev var.
Translate from Turkish to English
Bunu az çok anlıyorum.
Translate from Turkish to English
Sahip olduğum çok az para çalındı.
Translate from Turkish to English
Annem az önce alışverişe çıktı.
Translate from Turkish to English
İnsanlar yaşlanırken, beyin hücreleri daha az verimli olur.
Translate from Turkish to English
Çok az insan dilimi konuşuyor.
Translate from Turkish to English
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
Translate from Turkish to English
Sahilde az sayıda kişi vardı.
Translate from Turkish to English
Daha az et yemek iyi bir fikir midir?
Translate from Turkish to English
Fiona'nın mektupları gittikçe daha az sıklıkta oluyordu.
Translate from Turkish to English
Bu gazete gittikçe daha az kopya satıyor.
Translate from Turkish to English
Çocuklarla gittikçe daha az zaman harcıyorsun.
Translate from Turkish to English
Şimdi ne kadar çok yaparsan, yarın o kadar az yaparsın.
Translate from Turkish to English
İş için en az üç yüz dolar gerekli idi.
Translate from Turkish to English
Onun daha az ekmeği var.
Translate from Turkish to English
Tsunami dalgalarının on metre ya da daha az olacağı beklenmektedir.
Translate from Turkish to English
Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
Translate from Turkish to English
Araştırma için mevcut az paramız var.
Translate from Turkish to English
O, İngilizcesinde az gelişme yaptı.
Translate from Turkish to English
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
Translate from Turkish to English
O az önce izinli gitti.
Translate from Turkish to English
Az önce telefon çalıyordu, değil mi?
Translate from Turkish to English
Çok az kişi onun partideki yokluğunu fark etti.
Translate from Turkish to English
O, az önce döndü.
Translate from Turkish to English
O az önce eve geldi.
Translate from Turkish to English
O, az önce New Tokyo International Airport'a vardı.
Translate from Turkish to English
Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.
Translate from Turkish to English
O çok az şey yedi.
Translate from Turkish to English
Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
Translate from Turkish to English
İskoçyalı ve en az on iki yıllık değilse, o zaman viski değildir.
Translate from Turkish to English
Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Anne az önce alışverişe gitti.
Translate from Turkish to English
Aileler gittikçe daha az çocuk sahibi olmaya başladı.
Translate from Turkish to English
Bahçemizde yok denecek kadar az çiçek var.
Translate from Turkish to English
George az 70 kilogram ağırlığındadır.
Translate from Turkish to English
George 70 kg dan daha az gelmez.
Translate from Turkish to English
O, çok az değerlidir.
Translate from Turkish to English
Odada çok az mobilya vardı.
Translate from Turkish to English
Kazada çok az sayıda yolcu yaralandı.
Translate from Turkish to English
Kazada oldukça az sayıda kişi yaralandı.
Translate from Turkish to English
En az meşgul olduğum gün cumadır.
Translate from Turkish to English
O günlerde çok az sayıda kişi yurtdışına seyahat edebiliyordu.
Translate from Turkish to English
Çok az sayıda insan adada yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Ne kadar çok öğrenirsek, ne kadar az bildiğimizi o kadar çok fark ederiz.
Translate from Turkish to English
Bifteğimi az pişmiş severim.
Translate from Turkish to English
Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.
Translate from Turkish to English
Onu uğurlamak için az önce havalanındaydım.
Translate from Turkish to English
Ben az önce odamı temizledim.
Translate from Turkish to English
Utanma. Telaffuzun az çok doğru.
Translate from Turkish to English
O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var.
Translate from Turkish to English
O kanepe bu masadan daha az pahalı.
Translate from Turkish to English
O az önce dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Daha az gürültü yapar mısınız?
Translate from Turkish to English
Uçuşundan en az bir saat önce kontuara gel, lütfen.
Translate from Turkish to English
Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
Translate from Turkish to English
Bana verdiğin bilgi az kullanılır.
Translate from Turkish to English
İstasyon az bir mesafede.
Translate from Turkish to English
İstasyondan okula en az beş kilometre idi.
Translate from Turkish to English
Japonya'da ticari bir otelde kalmak daha az pahalıdır.
Translate from Turkish to English
Bu adam en az beş yıldır görme özürlüdür.
Translate from Turkish to English
Gezinti en az sekiz saat sürer.
Translate from Turkish to English
Doktor bana daha az yüksek kalorili atıştırmalıklar yememi söyledi.
Translate from Turkish to English
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
Translate from Turkish to English
Benim az param var.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: Tokum, Sahra, Çölü, Kömür, sobasıyla, uyumamanız, karbonmonoksit, denen, zehirli, gaz.