Turkish example sentences with "basit"

Learn how to use basit in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Sırrımı bilmek ister misin? Çok basit...

Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

Bu sorun çok basit.

O, basit aritmetiği bile yapamadı.

Ben gerçek bir balık değilim, ben sadece basit bir peluşum.

Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.

Anlaşılması yeterince basit bir evren onu anlayabilecek bir aklı üretemeyecek kadar çok basittir.

Tom basit bir ev dizaynı fanatiğidir.

Tom basit sorulara bile cevap veremedi.

Mary, basit bir beyaz elbise giydi.

Bu, basit İngilizce ile yazılmış bir hikaye.

Vahşi hayat çok basit ve toplumlarımız çok karmaşık makine!

Tom, sade ve basit bir yemek yedi.

Bu problem çok basit

O, ona basit bir akşam yemeği yaptı.

O, basit İngilizce ile yazılmıştır.

Basit bir şey yemek istiyorum.

Soruna basit bir çözüm muhtemelen mevcut.

Basit bir yaşamdan hoşnuttur.

Başarı için basit bir yol yoktur.

Araba kullanmak gerçekten çok basit.

Sade, basit açıklamalar yapar.

Mike kütüklerden basit bir masa yaptı.

Bu basit sandalye oldukça rahattır.

Onlar basit bir yaşamdan memnun.

Bu kitap basit İngilizce ile yazılmış.

Bu basit.

O çok basit.

İnsanlar basit deneyimlerle birçok hatadan kaçınabilirlerdi.

Bunlar basit cümleler.

O basit bir hayat sürdü.

O kadar basit değil.

İkinci ders oldukça basit.

Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.

Futbol basit bir oyundur.22 Adam bir topun peşinden 90 dakika boyunca koşar ve sonunda hep Almanların kazandığı bir oyundur.

Futbol basit bir oyundur. 22 kişi bir topun peşin koşar ve sonunda da daima Almanlar kazanır.

Sen ne kadar basit oyunlar planlıyorsun.

Sence basit fikirlere mi yoksa kompleks fikirlere mi ihtiyacımız var?

Tiyatro çok basit hep zamanında geldiğiniz için olayları çözmek zor olmuyor.

Bu basit bir hata.

Bu bu kadar basit.

Çok basit.

Gerçekten basit.

Oldukça basit.

Sevmiyorsa evlenmeyiz bu kadar basit.

Oyunlarınız gerçekten çok basit ve yüzeysel.

Sizin oyunlarınız niye bana basit geliyor?

"Ne demek istiyorsun?" Dima sordu fakat geğirdi, zira o sessiz kalırsa, bu cümle çok basit olur.

Kendini zeki sanan bir aptal, basit bir aptaldan daha kötüdür.

O kadar da basit değil.

Onun bu kadar basit olduğuna inanamıyorum.

Bunun basit olacağını hiç söylemedim.

Basit bir hayat yaşıyorum.

Burası dışında, çok basit değil.

O kadar basit olamayacağını biliyordum.

Bu sadece bu kadar basit.

Cevap aslında oldukça basit.

Sana basit bir soru sorayım.

Bu çorbayı yapmak çok basit.

Bu o kadar basit ki bir çocuk bile onu yapabilir.

Sadece herhangi bir çocuk tarafından kullanılanlar gibi basit boya kalemleri kullanarak Maria nefes kesen resimler yaratabildi.

İnsanlar niçin "merhaba ", "nasılsın" vb. gibi basit ve yaygın cümleler ekliyorlar.

Bu otelin odaları oldukça basit.

Tom basit ve mutlu bir hayat yaşamak istediğini söylüyor.

Bu kadar basit olduğuna inanamıyorum.

Sorunu aşmanın daha basit bir yolu olmalı.

Üzdüğün kadar üzülürsün en basit kural bu.

Bu İngilizce roman, bir haftada okunacak kadar basit değil.

Problemi basit buldum.

Bu kitap basit bir İngilizceyle yazılmış. Bu nedenle okuması kolaydır.

Askerin mezarını işaretlemek için yalnızca basit bir beyaz haç vardı.

Bu ders kitabı basit İngilizce ile yazılmıştır.

Bu çok basit aslında.

O basit bir adam.

Basit bir sebep yüzünden bir kaza oluyor, 15 işçi hayatını kaybediyor.

Oysa basit bir soru sormuştum.

Veri açığının üstesinden gelmek için, basit bir yöntem geliştirdim.

Basit bir karardı.

Bu basit bir plan.

Ona çok basit bir soru soracağım.

O zengin olmasına rağmen, oldukça basit giyinir.

Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal.

Basit gelecek zaman denilen şey İngilizce sınavında kabul edilse bile, o mevcut değildir.

Keşke o kadar basit olsa.

Genellikle basit mesajları iletmek için el hareketlerini kullanırız.

Bu o kadar basit değil.

Bu oldukça o kadar basit değil.

Hayatta her şey her zaman basit değildir.

Hayat her zaman basit değildir.

Ben basit bir kızım.

Bu basit görünüyor.

Bu çok basit bir süreç.

Bu gerçekten bu kadar basit mi?

Gerçek çok basit.

Bu gerçekten bu kadar basit.

Açıklama basit.

Basit İngilizceyle yazıldığı için bu kitabı okumak kolay.

Ne yazık ki cevap basit değil.

Maalesef bu o kadar basit değil.

Sadece kısa ve basit bir şey söyle.

Bu aslında oldukça basit.

Also check out the following words: bilgi, vuracağım, Kalbim, ölen, acıdı, gitmeden, görmek, yazan, zamana, kardeşim.