Turkish example sentences with "zorundayız"

Learn how to use zorundayız in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.

Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almak zorundayız.

Ya sen ya da ben bunu yapmak zorundayız.

Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.

Köpeğimizi bağlı tutmak zorundayız.

Biz, partiyi düzenlemek için bir oda kiralamak zorundayız.

Biz işi bir gün içinde yapmak zorundayız.

Biz yarına kadar parti hazırlıklarını bitirmek zorundayız.

John bu günlerde çok içiyor. Biz onu artık içmemesi için durdurmak zorundayız.

Biz aslanı canlı yakalamak zorundayız.

Biz zamanında orada olmak zorundayız, bu yüzden yarın beni bekletme.

Biz bu konuda bir şey yapmak zorundayız.

Biz onu beklemek zorundayız.

Her şeyden önce, ödevi bitirmek zorundayız.

Biz yabani otlardan kurtulmak zorundayız.

Biz yabani otları çekmek zorundayız.

Planı değiştirmek zorundayız.

Biz talebi karşılamak zorundayız.

Konuyu çalışmak zorundayız.

Çiçekleri sulamak zorundayız.

Yine de gerçeği öğrenmek zorundayız.

Plan üzerinde düşünmek zorundayız.

Onları yurt dışından almak zorundayız.

Biz toplantıyı iptal etmek zorundayız.

Aşk kızamık gibidir. Hepimiz ona katlanmak zorundayız.

En kötüsünü beklemek zorundayız.

Hazırlıklı olmak zorundayız.

Kurallara uymak zorundayız.

Biz kurallara uymak zorundayız.

Biz bilgi toplamak zorundayız.

Şekerimiz çok az, onsuz idare etmek zorundayız.

Bugün, dışarıda uyumak zorundayız.

Her zaman kurallara uymak zorundayız.

Toplumu düşünmek zorundayız.

Saat kaçta çıkış yapmak zorundayız?

Malezya'dan su almak zorundayız.

Giderlerimize dikkat etmek zorundayız.

Bütün oy pusulalarını saymak zorundayız.

Okulda, okul üniforması giymek zorundayız.

Oyunu önümüzdeki Pazara ertelemek zorundayız.

Çatıdaki karı temizlemek zorundayız.

Çatıdan kar temizlemek zorundayız.

Aylık giderlerimizi kısmak zorundayız.

Ya Jim ya da ben ona ondan bahsetmek zorundayız.

İşin gerçeğini kastetmek zorundayız.

Bu çukuru bir şeyle doldurmak zorundayız.

Bu durumdan yararlanmak zorundayız.

Bunu yapmak can sıkıcı olabilir fakat onu yapmak zorundayız.

Harekete geçmek zorundayız.

Daha iyisini yapmak zorundayız.

O ve ben birbirimizi anlamak zorundayız ve bu derhal olmalı.

Sık sık beklemek zorundayız.

Biz sadece onu yapmak zorundayız.

Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız.

Sanırım gitmek zorundayız.

Toplum olarak belli standartları yakalamak zorundayız.

Neden birbirimizin yanlışlarını düzeltmek zorundayız?

En iyisini yapmak zorundayız.

Gitmek zorundayız.

İlerlemek zorundayız.

Ayrılmak zorundayız.

Yemek zorundayız.

Kazanmak zorundayız.

Beklemek zorundayız.

Durmak zorundayız.

Kalmak zorundayız.

Yardım etmek zorundayız.

Sınavımız için ders çalışmak zorundayız.

Günde en az sekiz saat uyumak zorundayız.

Onlara bir şey göndermek zorundayız.

Sabırlı olmak zorundayız.

Hepimiz ölmek zorundayız.

Başlamak zorundayız.

Neden bunu yapmak zorundayız.

Ciddi olmak zorundayız.

Gerçekten gitmek zorundayız.

Hayır, şimdi gitmek zorundayız.

Bu cesedi saklamak zorundayız.

Biz burada iş giderlerini kısmak zorundayız. Sen hiç harcamaya başlamadan önce ne kadar kazandığına bakmayı duymadın mı?

Daha ne kadar acı çekmek zorundayız?

Daha ne kadar yapmak zorundayız?

Buradan çıkmak zorundayız.

Devam etmek zorundayız.

Tom'u uyarmak zorundayız.

Onlara güvenmek zorundayız.

Başka bir şey düşünmek zorundayız.

Bunu birlikte yapmak zorundayız.

Tom'un saklandığı yeri bulmak zorundayız.

Buradan hemen çıkmak zorundayız.

Başka bir yere gitmek zorundayız.

Bir yere gitmek zorundayız.

Onun hakkında bir şey yapmak zorundayız.

Bir şey yapmak zorundayız ve onu şimdi yapmak zorundayız.

Bir şey yapmak zorundayız ve onu şimdi yapmak zorundayız.

Bir şey yapmak zorundayız ve onu hemen yapmalıyız.

Onunla ilgili bir şey yapmak zorundayız.

Onu yapmak zorundayız.

Yarın bunu tekrar yapmak zorundayız.

Bunu kendi başımıza yapmak zorundayız.

Bir ara hepimiz gitmek zorundayız.

Tom bulmadan önce onu bulmak zorundayız.

Also check out the following words: istikrarlı, aksanıyla, olasıdır, çiçeklerinin, Rüya, okuyun, Tepe, karla, kaplıydı, Saray'a.