Learn how to use hakkı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.
Translate from Turkish to English
Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.
Translate from Turkish to English
Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.
Translate from Turkish to English
Her eyaletin, sadece bir oy hakkı vardı.
Translate from Turkish to English
Kadınlara oy hakkı verildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un Mary'nin olduğu kadar çok burada olma hakkı var.
Translate from Turkish to English
Tom'un yaptığını yapma hakkı yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un bilme hakkı var.
Translate from Turkish to English
Tom'un onu söylemeye hakkı yok.
Translate from Turkish to English
O stok dışı, sana yeniden kullanma hakkı verebilirim.
Translate from Turkish to English
Onun belgelere erişim hakkı vardı.
Translate from Turkish to English
Herkesin yaşama hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Onların öyle yapma hakkı var.
Translate from Turkish to English
Bu kitabın telif hakkı hâlâ saklıdır.
Translate from Turkish to English
Herkesin mutluluk arama hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
Translate from Turkish to English
Halk kütüphanelerini meşru bir vatandaşlık hakkı olarak görüyoruz.
Translate from Turkish to English
Japonya'da ulusal ebelik sınavına girme hakkı sadece kadınlara veriliyor.
Translate from Turkish to English
Bana bu konuda seçme hakkı bırakmıyorsun.
Translate from Turkish to English
Bütün üyelerin bu kitaplara erişim hakkı var.
Translate from Turkish to English
20 yaşında bize oy kullanma hakkı verilir.
Translate from Turkish to English
Kendilerini yönetme hakkı istediler.
Translate from Turkish to English
Amerikalı kadınların oy verme hakkı yoktu.
Translate from Turkish to English
Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.
Translate from Turkish to English
Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.
Translate from Turkish to English
Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.
Translate from Turkish to English
Herkesin kendi düşüncesini söyleme hakkı vardır. Bununla birlikte, bazen o fikrin ne olduğunu kimseye söylememek daha iyidir.
Translate from Turkish to English
Allah'ın hakkı üçtür.
Translate from Turkish to English
Yasaya göre Lisanın Tazminat hakkı var.
Translate from Turkish to English
Özgürlük; bir başkasının özgürlüğüne zarar veriyorsa bu noktada güvenlik güçleri devreye girmeli fakat hükûmetlerin insanları kalıplaştırmaya, onların düşüncelerini taraflı olarak şekillendirmeye ve hükûmetlerin isteği doğrultusunda hizaya sokmaya hakkı var mı ve bu durum sence mantıklı mı?
Translate from Turkish to English
İnsanların insanlara kızmaya hakkı olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English
Beni hiçbirinizin denemeye hakkı olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English
Bu onların hakkı.
Translate from Turkish to English
Konuşmaya hangimizin hakkı var?
Translate from Turkish to English
Ona duyduğum sevginin yalan olduğunu kimsenin söylemeye hakkı var mı?
Translate from Turkish to English
Bunu yapmaya hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Onlara seçim hakkı bırakmayacaksın.
Translate from Turkish to English
Tom'un bunu yapmak için hiçbir hakkı yoktu.
Translate from Turkish to English
Her vergi mükellefinin, parasının nereye gittiğini bilmeye hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Kimsenin beni suçlamaya hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Tom'un ülkeyi terk etme hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Hükümetin insanları öldürmeye hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Kimsenin seni yargılamaya hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Her şahsın öğrenim hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Onu yapmaya hakkı olmadığına inanıyordum.
Translate from Turkish to English
Her insanın kendini savunma hakkı var.
Translate from Turkish to English
Tedbir almayı bilmeyenin, kazaya kadere sığınmaya ne kadar hakkı olabilir?
Translate from Turkish to English
Kimsenin bizi kontrol etmeye hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Kimsenin o şekilde konuşmaya hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Kimsenin beni yargılamaya hakkı yok!
Translate from Turkish to English
Onların bilme hakkı var.
Translate from Turkish to English
Başkan sana söz hakkı verene kadar bekle.
Translate from Turkish to English
Tom'un onu söylemeye hakkı yoktu.
Translate from Turkish to English
Bunlar ve belki diğer cümleler derlemeden çıkarılmalı.Onlar telif hakkı ile korunan bir kitaptan.
Translate from Turkish to English
Oy vermek onların hakkı.
Translate from Turkish to English
Tom, onun da bilmeye hakkı var.
Translate from Turkish to English
O hakkı edindiğimi umuyorum.
Translate from Turkish to English
Herkesin kişisel özgürlük hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Bir Hamursuz Bayramı geleneğinde, "afikoman" denen yarım matsa ekmeği bir yere saklanır ve onu bulan çocuk pahalı bir hediye isteme hakkı kazanır.
Translate from Turkish to English
Tom'un onu yapma hakkı var.
Translate from Turkish to English
Dan'ı bu ülkeden atmaya kimsenin hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Tom'un bunu yapmaya hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Sana bir seçme hakkı veriyoruz.
Translate from Turkish to English
Tom'un doğum ebeveynleriyle tanışma hakkı olduğunu düşünüyorum.
Translate from Turkish to English
Tom'un doğum ebeveynlerini tanıma hakkı olduğunu düşünüyorum.
Translate from Turkish to English
O hakkı aldın.
Translate from Turkish to English
Hakkımı daha sonra kullanma hakkı alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin sana böyle davranmaya hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Onun sessiz olma hakkı yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'in oy kullanma hakkı var.
Translate from Turkish to English
Sezar'ın hakkı Sezar'a.
Translate from Turkish to English
Kimsenin bana ne tür kıyafetler giyebileceğimi söylemeye hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Telif hakkı olan cümlelerin Tatoeba'ya eklenmesi sakıncalıdır.
Translate from Turkish to English
Şarkı sözleri, telif hakkı olan cümle kategorisine girer.
Translate from Turkish to English
Onların hiçbir hakkı yoktu.
Translate from Turkish to English
Bir insanın yaşama hakkı varsa öyleyse bir insanın aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa, o zaman yaşamak bir hak değil ama bir zorunluluktur.
Translate from Turkish to English
Bir insanın yaşama hakkı varsa öyleyse bir insanın aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa, o zaman yaşamak bir hak değil ama bir zorunluluktur.
Translate from Turkish to English
Bir insanın yaşama hakkı varsa, aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa; o zaman yaşamak bir hak değil, zorunluluktur.
Translate from Turkish to English
Bir insanın yaşama hakkı varsa, aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa; o zaman yaşamak bir hak değil, zorunluluktur.
Translate from Turkish to English
Tom'un onu söyleme hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin sana nasıl davranacağını söylemeye hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin bana ne yapacağımı söylemeye hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin sana ne yapacağını söyleme hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin sana hayatını nasıl yaşayacağını söyleme hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin bana kimi sevebilip kimi sevemeyeceğimi söyleme hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin sana çocuğunu nasıl yetiştireceğini söyleme hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin bana paramı nasıl harcayacağımı söylemeye hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin bana vücudumla ne yapabileceğimi ve ne yapamayacağımı söylemeye hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Herkesin düşündüğünü söyleme hakkı vardır.
Translate from Turkish to English
Özgür birisin ve burada kimsenin senin hareketlerini kontrol etmeye hakkı yok.
Translate from Turkish to English
Onlara bir tercih hakkı verdim.
Translate from Turkish to English
Tom'un bana emir vermeye hakkı yok.
Translate from Turkish to English