Turkish example sentences with "uygun"

Learn how to use uygun in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
Translate from Turkish to English

Bu oda uyumak için uygun değil.
Translate from Turkish to English

Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Boşlukları uygun sözcüklerle doldurun.
Translate from Turkish to English

Bu gemi okyanuslarda yolculuk yapmak için uygun değil.
Translate from Turkish to English

Alain, Camilla ile evlenmeye karar verdi çünkü o ailesinin ve zamanının kurallarıyla daha uygun ve tutarlıcaydı.
Translate from Turkish to English

O modaya uygun.
Translate from Turkish to English

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Sınıf tartışması için uygun bir sorun.
Translate from Turkish to English

Lütfen içeriği gözden geçiriniz ve herhangi uygun bir geri bildirim veriniz.
Translate from Turkish to English

Onun beklentilerine uygun yaşamalıyım.
Translate from Turkish to English

Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Patronum benim işe uygun olduğumu düşünmüyor.
Translate from Turkish to English

Ne zaman sizin için uygun olurdu?
Translate from Turkish to English

Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
Translate from Turkish to English

Uygun bir zamanda geldiniz.
Translate from Turkish to English

Oraya uygun elbiselerle gitsen iyi olur.
Translate from Turkish to English

Evimiz uygun şekilde konumlanmıştır.
Translate from Turkish to English

IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.
Translate from Turkish to English

Onun hakkında konuşmak için uygun bir zaman değil, değil mi?
Translate from Turkish to English

Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
Translate from Turkish to English

Elbisen ortam için uygun değil.
Translate from Turkish to English

Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.
Translate from Turkish to English

Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
Translate from Turkish to English

Gerçeğe uygun konuşma şık değil, ve şık konuşma gerçeğe uygun değildir. İyi sözler ikna edici değil, ve ikna edici sözler iyi değildir.Bilgili olanlar çok değil, ve çok olanlar bilgili değildir.
Translate from Turkish to English

Gerçeğe uygun konuşma şık değil, ve şık konuşma gerçeğe uygun değildir. İyi sözler ikna edici değil, ve ikna edici sözler iyi değildir.Bilgili olanlar çok değil, ve çok olanlar bilgili değildir.
Translate from Turkish to English

Kurutulmuş balık benim damak tadıma uygun değil.
Translate from Turkish to English

John'un iş için uygun olduğunu düşünmüyorum.
Translate from Turkish to English

Onun sağlığı bu ağır göreve uygun değildir.
Translate from Turkish to English

Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
Translate from Turkish to English

Tom iş için uygun çocuktur.
Translate from Turkish to English

İyi bir iş yapmak istiyorsanız, uygun araçları kullanmalısınız.
Translate from Turkish to English

Tom toplantıyı düzenlemek için uygun bir yer arıyor.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary birbirleri için uygun görünüyorlar.
Translate from Turkish to English

Tom, akşam yemeğinden sonra yüzmenin uygun olacağını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin giydiğinin resmî bir parti için uygun olmadığını düşünüyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin elbisesinin etkinlik için uygun olmadığını düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin davranışının uygun olmadığını düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom işe uygun olduğunu düşünmüyor.
Translate from Turkish to English

Bu malzeme bir elbise için uygun değildir.
Translate from Turkish to English

Japonya'da uygun bir dükkân bulmak için asla çok uzağa gitmek zorunda değilsin.
Translate from Turkish to English

O bana tamamen zevkime uygun bir kravat verdi.
Translate from Turkish to English

Lütfen işi uygun olduğunda yap.
Translate from Turkish to English

Senin için uygun olduğunda gel ve beni gör.
Translate from Turkish to English

Senin için ne zaman uygun olursa gelebilir ve beni görebilirsin.
Translate from Turkish to English

Onun konuşması duruma çok uygun değildi.
Translate from Turkish to English

Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.
Translate from Turkish to English

Tom'un işi uygun şekilde yapmak için zamanı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin giydiğinin ortam için uygun olduğunu düşünmüyordu.
Translate from Turkish to English

Her zaman bana uygun olacaktır.
Translate from Turkish to English

Tom bu işe uygun değildir.
Translate from Turkish to English

O, iş için uygun.
Translate from Turkish to English

O, iş için uygun değil.
Translate from Turkish to English

Bu işin bir erkeğe uygun olduğunu düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English

Her şey programa uygun.
Translate from Turkish to English

Uçuş takvime uygun mu?
Translate from Turkish to English

Sizin için neresi uygun?
Translate from Turkish to English

Zaman eylem için uygun.
Translate from Turkish to English

O, bir öğretmen olmak için uygun değil.
Translate from Turkish to English

Onun işi standartlara uygun değil.
Translate from Turkish to English

O, öğretmenlik için uygun değildir.
Translate from Turkish to English

O, iş için uygun adamdır.
Translate from Turkish to English

O, uygun bir iş arıyor.
Translate from Turkish to English

Onun iş için uygun olduğunu düşünmüyorum.
Translate from Turkish to English

Onun iş için uygun olduğunu sanmıyorum.
Translate from Turkish to English

Kapıyı uygun şekilde kapatamıyorum.
Translate from Turkish to English

Sanırım uygun bir kamera almamın zamanıdır.
Translate from Turkish to English

Onun işi uygun olarak yapma yeteneği yoktur.
Translate from Turkish to English

Kedimi beslediğim aynı şeyle köpeğimi beslemek uygun mudur?
Translate from Turkish to English

Bazı köpek sahipleri köpeklerini balıkla beslemenin uygun olup olmadığını merak ediyorlar.
Translate from Turkish to English

Sanırım onu uygun olarak nasıl yapacağını sana göstermemin zamanıdır.
Translate from Turkish to English

Eğer köpeğini uygun şekilde beslersen, onun ömrünü uzatabilirsin.
Translate from Turkish to English

Sanırım kızıma uygun bir bilgisayar almamın zamanıdır.
Translate from Turkish to English

Giyecek bir şey için dolabıma baktım fakat ortam için uygun bir şey bulamadım.
Translate from Turkish to English

Ben ona uygun değilim.
Translate from Turkish to English

O, iş için uygun değildir.
Translate from Turkish to English

Kendinize uygun bir takım elbise alın.
Translate from Turkish to English

Bu ceket bana uygun mudur?
Translate from Turkish to English

Bu balık yemek için uygun değildir.
Translate from Turkish to English

O, öğretmenliğe uygun değildir.
Translate from Turkish to English

Su içmek için uygun değildir.
Translate from Turkish to English

Görünen o ki, Tatoeba yeniden uygun şekilde çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Görev için uygun adamdır.
Translate from Turkish to English

Beklentilerimize uygun yaşadı.
Translate from Turkish to English

8:30 sizin için uygun olur mu?
Translate from Turkish to English

Lütfen uygun olduğunda gel.
Translate from Turkish to English

Beklentilerine uygun yaşamadı.
Translate from Turkish to English

Sizin için ne zaman uygun olur?
Translate from Turkish to English

Onun iş için uygun olmadığını düşünüyorlar.
Translate from Turkish to English

Öğleden sonra 6'da gelsem sizin için uygun mu?
Translate from Turkish to English

Zamanı boşa harcamanı uygun bulmuyorum.
Translate from Turkish to English

Onu başkan olarak seçmeyi uygun buldular.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğinden sonrası senin için uygun mu?
Translate from Turkish to English

İş genç kızlar için uygun değil.
Translate from Turkish to English

Tartışma için uygun bir başlık değil.
Translate from Turkish to English

Bu ayakkabılar koşu için uygun değil.
Translate from Turkish to English

Bu gösterişli elbise benim için uygun değil.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin iş için uygun olduğunu düşünmüyor.
Translate from Turkish to English

Geminin programa uygun geleceğini düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Eşyalar, Mimi, Zengin, olursam, satın, alacağım, Kapta, su, duyamıyorum, Haberi.