Turkish example sentences with "düştü"

Learn how to use düştü in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Fiyatları aniden düştü.

Kurt yakaladı ama o da düştü.

Vazo yere düştü ve kırıldı.

Merdivenden düştü.

Fiyat düşündüğümden daha da fazla düştü.

O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.

Kahve fiyatı düştü.

Yağmur ormanın üzerine sessizce düştü.

Dikiz aynası düştü.

Sözde acemi skandalı duyulduğundan beri o politikacı dünyada gözden düştü.

O, parasının sonunu harcadığı zaman umutsuzluğa düştü.

O içeriye girer girmez düştü.

Sıcaklık birkaç derece düştü.

Sıcaklık aniden düştü.

Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.

Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.

İkizler kızamıktan dolayı yatağa düştü.

Benim tatil planı suya düştü.

Adam yere düştü.

Adam aniden yere düştü.

Gözlüğün yere düştü.

Paris, 1940 yılında düştü.

Jackson atından düştü.

Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü.

Tom buzda kaydı ve düştü.

Manila, Japon askerlerine düştü.

Daha fazla kağıt para kullanımını girdiği için değeri düştü.

Erkek kardeşim ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.

Kardeşim ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.

Projemiz suya düştü.

Benim kalemim masamın kenarından düştü.

Tom bisikletinden düştü.

Tom düştü.

Tom merdivenlerden düştü

Kağıt uçak yavaş yavaş yere düştü.

Alacakaranlık çöl üzerine düştü.

Çocuğun topu dereye düştü.

Yapraklar düştü.

O geriye düştü.

Tom dehşete düştü.

Ağaç düştü.

Bir düğme düştü.

O, hastalıktan yatağa düştü.

Hisse senedi fiyatları düştü.

O yüzünün üstüne düştü.

O, attan düştü.

O ağaçtan düştü.

O, nehre düştü.

O, ağaçtan düştü.

Tom havuza düştü.

Benim ön dişim düştü.

Üretim hızla düştü.

Çocuk yatağa düştü.

O düştü ve bacağını incitti.

Ceketimden bir düğme düştü.

Masadan bir çatal düştü.

O yere düz düştü.

O, yere düştü.

Tom düştü ve bacağını incitti.

Ağaçtan bir elma düştü.

Vazo yere düştü ve parçalandı.

Onun arabası göle düştü.

Tom düştü ve dizini incitti.

Tom düştü ve kolunu kırdı.

Yere bir elma düştü.

Elma ağaçtan düştü.

Erkek çocuk köprüden düştü.

Büyük bir ağaç fırtınada düştü.

Onun ayakkabılarından biri düştü.

Yapraklar toprağa düştü.

Fiyatlar son zamanlarda düştü.

Ceketten bir düğme düştü.

Palyaço kasıtlı olarak düştü.

Uçak yere düştü.

Yapraklar ağaçlardan düştü.

Tom çatıdan düştü ve öldü.

Bardak onun elinden düştü.

O, bayıldı ve sırtüstü düştü.

O, dipsiz bir çukura düştü.

O, düştü ve dizini incitti.

Dün borsa düştü.

Perde düştü.

Çiçek saksısı kaldırıma düştü.

Buzdolabının kapağını açtığımda, bir elma düştü.

Enflasyon düştü.

Fiyatlar düştü.

O, hendeğe düştü.

Hisse senedi değerleri çabucak düştü.

Hisse senedi fiyatları keskin bir şekilde düştü.

Et fiyatı düştü.

Oğlu kayalıkların üstüne düştü.

Kar bu kış erken düştü.

Raftan bir kitap düştü.

Maymun ağaçtan düştü.

Kanal'ı yüzerek geçme planları suya düştü.

Pirinç fiyatı düştü.

Onun cebinden madeni para düştü.

Bir sarhoş merdivenlerden düştü.

Düğmelerinizden biri düştü.

Yaşam maliyeti düştü.

Kız üzüntüye yenik düştü.

Also check out the following words: pazardı, hamileyim, kulübünün, üyesiyim, Örgütümüze, katkıda, bulunabilirsiniz, 1956'da, Atina'da, doğdu.