Turkish example sentences with "engelledi"

Learn how to use engelledi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Hastalık onun dışarıya çıkmasını engelledi.

Hastalık okula gitmemi engelledi.

Hastalık partiye katılmamı engelledi.

Hastalık onun işini yapmasını engelledi.

Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.

O, kolumdan yakaladı ve eve gitmemi engelledi.

Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.

Bir fırtına geminin Kobe'den ayrılmasını engelledi.

Kötü hava balık tutmaya gitmemi engelledi.

Erken gelmeni ne engelledi?

Bu bir iç savaş engelledi.

Sis onun çok uzağı görmesini engelledi.

Yardımın benim mahvolmamı engelledi.

Köpek bana kapıda havlamayı sürdürdü ve içeri girmemi engelledi.

Doktor'un tavsiyesi çok içmemi engelledi.

Onun kötü bacağı yarışı kazanmasını engelledi.

Teknik bilgi eksikliği, onun terfi ettirilmesini engelledi.

Hastalık Jane'in okula gitmesini engelledi.

Onu gelmekten ne engelledi?

Yağmur dışarı çıkmamızı engelledi.

Kar, ülkenin yüksek yerlerinde ulaşımı engelledi.

Senin çalışmanı ne engelledi?

Kar dışarı çıkmamızı engelledi.

Onun hastalığı onun partiye katılmasını engelledi.

Kötü hava dışarı gitmemizi engelledi.

Hastalık yolculuğa çıkmamı engelledi.

Yoğun bir kar fırtınası dışarı çıkmamızı engelledi.

Bir fırtına uçağın kalkmasını engelledi.

Onun penceresinin dışındaki gürültü onun uyumasını engelledi.

Ani hastalığı buradan gitmesini engelledi.

Şiddetli yağmur gidişimi engelledi.

Acil iş onun gelmesini engelledi.

Kötü hava gitmemizi engelledi.

Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.

Şiddetli yağmur dışarı çıkmamızı engelledi.

Yoğun kar dışarı çıkmamızı engelledi.

Yağmur yangının yayılmasını engelledi.

Kar oraya gitmemi engelledi.

Kötü hava yelkenli ile gitmelerini engelledi.

Kötü hava yola çıkmamızı engelledi.

Onun zamanında müdahale salgını engelledi.

Grip onun golf oynamasını engelledi.

Hastalık onun geziye çıkmasını engelledi.

O tayfun dışarı çıkmamı engelledi.

Acil iş onun gitmesini engelledi.

Hastalık onun partiye katılmasını engelledi.

Şiddetli yağış dışarı çıkmamızı engelledi.

Şiddetli kar dışarı çıkmamı engelledi.

Yoksulluk onun okula devam etmesini engelledi.

Kar zamanında varmamızı engelledi.

Kötü bir soğuk algınlığı bu hafta çalışmamı engelledi.

Şiddetli yağmur onların oraya gitmesini engelledi.

Gürültü çalışmamı engelledi.

Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.

Köpek, onun evine yaklaşmamı engelledi.

Kar uçağın kalkmasını engelledi.

Benim gelişmemi kimler engelledi?

Acil iş onun gelişini engelledi.

Yağmur gelmemi engelledi.

Ani bir hastalık oraya gitmesini engelledi.

Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.

Tom kendini Mary'ye vurmaktan engelledi.

Tom soruyu engelledi.

Türkiye, Twitter'a erişimi engelledi.

Hastalık onun gezi planlarını engelledi.

İnşaat, caddeye girişi engelledi.

Tayfun, uçağımızın kalkmasını engelledi.

Gardiyanlar içeri girmemizi engelledi.

Kaza onun gelişini engelledi.

Tom bankaya girmemi engelledi.

Kalın sis uçağın kalkmasını engelledi.

Onlar gazetecileri seçimlerle ilgili rapor vermekten engelledi.

Bir sis perdesi bizim görüşümüzü engelledi.

Kar, Mustafa'nın herhangi birinin ayak sesini duyabilmesini engelledi.

Askerler şehre girişi engelledi.

Tayfun bizim Tokyo'ya geri dönmemizi engelledi.

Şiddetli yağmur benim gitmemi engelledi.

Kar dışarı çıkmamı engelledi.

Fırtına yürüyüş için dışarı çıkmamı engelledi.

Kızgınlık, gerekçesinin görülmesini engelledi.

Yan yatan bir araç geçişi engelledi.

Acil iş seninle alışverişe gitmemi engelledi.

Acil iş onun konsere gitmesini engelledi.

Yağmur gitmemi engelledi.

Kötü hava başlamamızı engelledi.

Hastalık yurt dışına gitmemi engelledi.

Hastalık dışarı çıkmamı engelledi.

Yağmur beyzbol oynamamızı engelledi.

Yağmur yürüyüş yapmamızı engelledi.

Yağmur onun buraya gelmesini engelledi.

Yağmur dışarı çıkmamı engelledi.

Kötü hava yola çıkmamı engelledi.

Şiddetli kar yağışı trenin gidişini engelledi.

Fırtına dışarı çıkmamızı engelledi.

Onun utancı onu yapmasını engelledi.

Yağmur dışarıda tenis oynamamızı engelledi.

Kötü hava gemimizin zamanında varmasını engelledi.

Dünyalılar yabancı gözetim altına girdi ve büyük bir savaşı engelledi.

Bir tayfun Okinawa'ya gitme yolculuğumuzu engelledi.

Sen muhtemelen çok fazla gergindin ve bu senin iyi uyumanı engelledi.

Onun sağlığı hakkında endişeli olduğu için, annesi onun dışarı çıkmasını engelledi.

Also check out the following words: CD'yi, alman, taksi, çağırdım, çünkü, yağıyordu, Hiçbir, olmadığı, görünüyordu, Okula.