Turkish example sentences with "gerek"

Learn how to use gerek in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onun iyi bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok

5 numaralı otobüse binmen gerek.

Bana ilaç gerek. Eczane nerede?

Kömür sobasıyla uyumamanız gerek. Çünkü karbonmonoksit denen çok zehirli bir gaz yayar. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.

Uyuman gerek.

Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.

Yıkanması gerek.

Şimdi ders çalışmam gerek ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

Tıraş olmam gerek.

Başarının anahtarının dürüstlük olduğunu söylemeye gerek bile yoktur.

Çalışırken çok sabıra gerek duyarız.

Salgından gereksiz yere endişelenmeye gerek yok.

Henüz gitmene gerek yok.

Bira dahi içmez, viskiyi söylememe gerek bile yok.

Bu sorundan bir çıkış yolu bulmam gerek.

Okula saat dokuza kadar ulaşman gerek.

Barselona'da kiralamak için bir daire bulmam gerek.

Gömleğin ütülenmesi gerek.

Trafik kazalarına karşı önlem almamız gerek.

Çiti boyamama gerek yoktu.

O olayı hatırlaman için çok yaşlı olmana gerek yok.

Bu kadar erken gelmene gerek yoktu.

Öğle yemeğin için ödeme yapmana gerek yok.

Acele etmene gerek yoktu.

Öyle korkmana gerek yok.

O kadar erken kalkmana gerek yok.

Öyle aceleyle gitmene gerek yok.

Oraya gitmenize gerek yok.

Şimdi bir saç tıraşı olmana gerek yok.

O gömlek çok kirli. Okula gitmeden önce yıkanılması gerek.

Onun çalışmasına gerek yok.

Siz istemiyorsanız onun tavsiyesini almanıza gerek yok.

Mum söndürmeye gerek kalmadan söndü.

Kapıya kadar onunla ilgilenmene gerek yoktu.

Ona yardım etmen gerek.

Sigara içmenin sağlık için zararlı olduğunu söylemeye gerek yok.

Sıkıntılar hakkında şu an endişelenmenize gerek yoktur.

Böyle ufak tefek şeylere üzülmene gerek yok.

Patrona yağ çekmene gerek yok.

Nick'in ofisime gelmesine gerek yok.

Onu yarına kadar bitirmenize gerek yok.

Paranın mutluluğu satın alamayacağını söylemeye gerek yok.

Tom'un bugün okula gitmesine gerek yok.

Tom'un bugün evde kalmasına gerek var mı?

Böylesine büyük bir ev almana gerek yoktu.

Tom Mary'nin onu yapmasını rica etti, bu yüzden senin yapmana gerek yok.

Duş almam gerek

Yanımda bir şemsiye almama gerek yoktu.

Zamanın para olduğunu söylemeye gerek yok.

Yeteri kadar zamanım vardı, bu yüzden acele etmeme gerek yoktu.

Tom'un bir şey hakkında üzülmesine gerek yok. Mary her şeyle ilgilenecek.

Tom'un onu yapmasına gerek yok. Mary onu yapar.

Onun Tom'a söylenilmesine gerek yok.

Tom'un endişelenmesine gerek yok. Kötü bir şey olmayacak.

Tom'un bana söylemesine gerek yok. Ben zaten biliyorum.

Tom'un burada kalmasına gerek yok.

Tom'un menüye bakmasına gerek yoktu çünkü daha önce o restoranda defalarca bulunmuştu.

Tom'un üzülmesine gerek yok.

Acele etmeye gerek yok. Çok zamanımız var.

Derhal buna bakmamız gerek.

Onun acele ile gitmesine gerek yoktu.

Dostluğun işten daha önemli olduğunu söylemeye gerek yok.

Ken keman çalabilir, gitardan bahsetmeye bile gerek yok.

Peter'ın toplantıya katılmasına gerek yoktur.

Gitmem gerek.

Endişelenmenize gerek yok.

Şimdi gitmem gerek.

Tom'un gitmesine gerek yok.

Onun gelmesine gerek yoktu.

Acele etmene gerek yok.

Oh, bu konuda endişelenmenize gerek yok.

Daha erken kalkmamıza gerek var mı?

Çağrıyı iptal etmeme gerek var mı?

Acele etmeye gerek yok.

Ona söylememe gerek yoktu.

Beni aramana gerek yok.

Tom'un acele etmesine gerek yoktur.

Oraya derhal gitmene gerek yok.

O, gitmene gerek olmadığını söyledi.

Söylemeye gerek yok, o haklıdır.

Özür dilemeye gerek yok.

Bir taksiye binmene gerek yoktu.

Tom'un gelmesine hiç gerek yoktu.

Tom'un Mary ile alay etmemesi gerek.

Gitmeye gerek yok gibi görünüyor.

Çok kızmana gerek yok.

Onları uğurlamaya gerek yoktur.

O işi yapmasına gerek yoktu.

Çok yüksek sesle konuşmana gerek yok.

Kitabı almana gerek yoktu.

Onun hakkında üzülmene gerek yok.

Söylemeye gerek yok.

Onun şemsiyeyi getirmesine gerek yoktu.

Acele etmemize gerek yok.

Onun gelmesini beklememe gerek var mı?

Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yok.

Gitmek istemiyorsan, gitmene gerek yok.

Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yoktur.

Bir yerli gibi konuşmama gerek yok, ben sadece akıcı olarak konuşabilmeyi istiyorum.

Öyle yapmana gerek yok.

Also check out the following words: kokusuyla, metot, ideal, Tommy, cevaplayamadı, solucanları, arıyordu, söylersen, sürdüreceğim, geliyorsundedi.