Turkish example sentences with "dene"

Learn how to use dene in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bir kere daha dene.

Dene ve sus.

Cevabın doğru değil, tekrar dene.

Tekrar dene.

Onu bir kez daha yapmayı dene.

Her şeyde en iyini dene.

Onu mutlaka dene.

Keki dene.

İlk seferde başaramazsan; dene, dene, tekrar dene.

İlk seferde başaramazsan; dene, dene, tekrar dene.

İlk seferde başaramazsan; dene, dene, tekrar dene.

Bu şapkayı dene ve sana uyup uymadığını gör.

Kapıyı açmayı dene.

İyi uyup uymadığını görmek için bu yeni ceketi dene.

Elinden geleni dene.

Beni durdurmayı dene.

Sadece git ve dene!

Haydi. Bir dene.

Başkasını dene.

Tamam, tekrar dene.

Tamam, yeniden dene.

Telefonunu dene.

Başka birini dene.

Biraz daha dene.

Biraz havyar dene.

Bunu okumayı dene.

Ona tekme atmayı dene.

Bir gün onu dene.

Onu dene.

Onu şimdi dene.

Başka bir tane dene.

Başka bir kapı dene.

Bir dene.

Şimdi bunu dene.

Şimdi onu dene.

Şimdi tekrar dene.

Sadece onu dene.

Yapabildiğin kadar yükseğe zıplamayı dene.

Bunun birazını dene.

Bu ayakkabıları dene ve sana uygun olup olmadığını gör.

Şansını dene!

Bunu denemek istersen, git ve dene.

İşte, bunu dene.

Beni anlamayı dene.

Dene ve durdur beni!

Bir dahaki sefere daha mantıklı bir gerekçe bulmayı dene.

Hodri meydan, beni durdurmayı dene!

Bunu bir dene.

Romdan hoşlanmasan bile bundan bir bardak dene.

Dene ve kafana takma.

Dene ama kasma kendini.

Bunu kendin çözmeyi dene.

Bir de sen dene de görelim.

Lütfen daha sonra tekrar dene.

Yazarak çalışmayı dene.

Tekrar dene, Tom

Hem bu ceketleri dene hem de onları karşılaştır.

Boş zamanını iyi kullanmayı dene.

En azından dikkatli olmayı dene.

İşte, biraz dene.

Onu dene ve ne olacağını gör.

Devam et, onu şimdi dene.

Buyur, kalemimi dene.

Bu ışıltılı aksesuar senin svetşörtüne uymuyor. Bunu dene!

Bunu dene!

Bunu dene.

Onun yerine bunu dene.

İşte, bunları dene.

Onu bir kez daha dene.

Bir dene bakalım.

Bir dene bakalım, Tom.

Giysileri dene.

Ne kadar denersen dene, bu alışkanlığı bırakmanın zor olduğunu göreceksin.

En azından dene.

Bunu dene. Bu sana uymalı.

"Tom'u bulamıyorum." "Ona telefon etmeyi dene."

Dene ve dikkat et.

Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Yine dene, yine yenil. Daha iyi yenil.

Ağzından nefes almayı dene.

Yeni ve zor şeyleri dene, maceraperest ol.

Dene!

Lütfen dene.

Devam et ve onu dene.

Öbür düğmeye basmayı dene.

Kapatıp sonra tekrar açmayı dene.

Arada bir, günde birkaç dakika meditasyon yapmayı dene. Dürüst olmak gerekirse, bu bana çok yardımcı oluyor.

Gel ve bir kere dene.

Başka bir şey hakkında düşünmeyi dene.

Onu üzerinde dene. Senin ölçünde gibi görünüyor.

Pekala, Tom, onu şimdi dene.

Onu dene. O hoşuna gidecek.

Bir daha dene!

Alerjini hafifletmek istiyorsan, bunu dene.

Eğer bir hata yaparsan, kendine biraz zaman ver ve tekrar dene.

Ev ödevlerini kendi başına yapmayı dene.

Sossuz dene.

Ne kadar çok denersen dene çok kolay bir şekilde başarılı olamayacaksın.

Yarın daha güçlü dene.

Gerçekten ekonomin doğayı, çevreyi korumaktan daha önemli olduğunu düşünüyorsan, o zaman paranı sayarken nefesini tutmayı bir dene bakalım.

Eğer eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsan cahilliği dene.

„Bu imkansız!“ dedi korku. „Çok fazla risk!“ dedi tecrübe. „Anlamı yok!“ dedi kaygı. „Dene!“ diye fısıldadı kalp.

Also check out the following words: Köpekleri, severim, Bulaşık, makinesinin, nasıl, çalıştığını, anlatabilir, misin, Zor, durumlarla.