Turkish example sentences with "acil"

Learn how to use acil in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Burası bir acil.

Acele ediniz, bu acil.

Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

Bu acil bir durumdur.

Acil durumda hangi numarayı aramalıyım?

Acil bir durumda, bu düğmeye basın.

Acil durumda, 119'u arayın.

Acil bir durumda, 110'u çevirin.

Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.

Acil bir durumda, polisi arayın.

Acil bir durumda, hemen temsilcimle temas kurun.

Acil durumda derhal bu düğmeye basınız.

Acil bir durumda birikimlerine baş vurabilirsin.

Bir yangın durumunda, bu acil merdivenini kullanın.

Tom karısını araması için acil bir mesaj aldı.

Tom yolda acil durum duruşu yaptı.

Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.

Tom acil bir iş için Boston'a gitti.

Tom herhangi bir acil durum için hazır.

Tom bunun acil olduğunu söyledi.

Tom'un ilgilenilmesi gereken acil bir durumu var.

Acil bir telgraf onu Tokyo'ya aceleyle geri getirdi.

Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.

İhracat pazarlarında rekabet gücünün güçlendirilmesi acil bir ihtiyaçtır.

Paula acil bir işe çağrıldı.

Tom Mary'yi gece geç saatte rahatsız etmek istemedi, ama acil bir durumdu.

O, bana acil bir telgraf gönderdi.

Acil çıkışı nerede?

O acil durum butonuna bastı.

Seninle acil bir işim var.

Paraya acil ihtiyaç vardır.

Suya acil ihtiyaç vardır.

Sığınma için acil bir ihtiyaç vardır.

Bağışlara acil bir ihtiyaç vardır.

Yeni fikirlere acil bir ihtiyaç vardır.

Revizyona acil bir ihtiyaç vardır.

Daha fazla paraya acil ihtiyaç vardır.

Gönüllülere acil ihtiyaç vardır.

Barış görüşmelerine acil bir ihtiyaç var.

Yeni bir politikaya acil bir ihtiyaç vardır.

Yeni bir sisteme acil bir ihtiyaç vardır.

Kan vericiye acil bir ihtiyaç vardır.

Temiz enerjiye acil bir ihtiyaç vardır.

Daha fazla doktora acil bir ihtiyaç vardır.

Sosyal değişikliğe acil bir ihtiyaç var.

Kan bağışı için acil bir ihtiyaç var.

Tıbbi malzemeler için acil bir ihtiyaç vardır.

İyi bir yasal tavsiyeye acil bir ihtiyaç vardır.

Ekonomik konuta acil bir ihtiyaç vardır.

Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.

Nitelikli öğretmenlere acil bir ihtiyaç vardır.

Daha iyi bir iletişime acil ihtiyaç var.

Acil bir işten dolayı randevumu iptal ettim.

Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var.

Onların sistemlerini güncellemelerine acil bir ihtiyaç var.

İnsanların çevreyi temizlemelerine acil bir ihtiyaç vardır.

Yerel hükümetin evsizlere yardım etmesine acil bir ihtiyaç var.

Daha fazla insanın zamanını ve parasını bağışlamasına acil bir ihtiyaç vardır.

Bu sorunla ilgili yeni bir yaklaşıma acil bir ihtiyaç vardır.

İklim değişikliğinin yaşamlarımızı nasıl etkileyeceğini anlamaya acil bir ihtiyaç var.

Acil çıkış kapısı nerede?

Laboratuvara girmek, acil durum butonuna basın.

Acil çağrı "Mayday" Fransızca cümle "venez m'aider"'den gelir.

Acil durum odasına görününüz.

Acil bir iş için çıkmalıyım.

Bana söyleyecek biraz acil haberi vardı.

Senin için acil bir mesaj var.

Yolda bir acil durum vardı.

Acil bir durumda, hızlı davranır mısınız?

Katılacak acil bir konum var.

Acil iş onun gelmesini engelledi.

Acil bir durum için hazırlıklı olmalısın.

Acil durumlar için hazır olmalısın.

Acil bir iş için Osaka'ya gitti.

Çözecek bazı acil sorunlarımız var.

Acil iş onun gitmesini engelledi.

Mary'yi acil servise götürüyorlar.

Yönetici acil bir personel toplantısı yaptı.

Tom'un acil bir telefon görüşmesi yapması gerekiyor.

Acil bir durumda, beni bu numaradan ara.

Herhangi acil durumda ona her zaman güvenebilirsin.

Acil durumlar için bir sürü yiyecek ayırdık.

Sabırsızlıkla acil cevabını almayı bekliyoruz.

İnsanlar Küba'nın acil işgali için çağrıda bulundu.

O acil bir durum.

Acil durum nedir?

Tom'dan acil bir mesajım var.

Tom için acil bir mesajım var.

Tom onun acil olduğunu söyledi.

Bir acil durumum var.

O acil görünüyor.

Bu son derece acil.

Oldukça acil.

Her acil durumda her zaman Holmes'e güvenebilirsin.

Bu acil.

Acil servise gitmem gerekti.

Acil durum!

Acil bir durumdu.

Acil iş onun gelişini engelledi.

İlgilenecek acil işim var.

Tom acil freni çekti.

Also check out the following words: Fonetik, işaretleri, okuyabiliyor, CD'yi, alman, taksi, çağırdım, çünkü, yağıyordu, Hiçbir.