Turkish example sentences with "acil"

Learn how to use acil in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Burası bir acil.
Translate from Turkish to English

Acele ediniz, bu acil.
Translate from Turkish to English

Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
Translate from Turkish to English

Bu acil bir durumdur.
Translate from Turkish to English

Acil durumda hangi numarayı aramalıyım?
Translate from Turkish to English

Acil bir durumda, bu düğmeye basın.
Translate from Turkish to English

Acil durumda, 119'u arayın.
Translate from Turkish to English

Acil bir durumda, 110'u çevirin.
Translate from Turkish to English

Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.
Translate from Turkish to English

Acil bir durumda, polisi arayın.
Translate from Turkish to English

Acil bir durumda, hemen temsilcimle temas kurun.
Translate from Turkish to English

Acil durumda derhal bu düğmeye basınız.
Translate from Turkish to English

Acil bir durumda birikimlerine baş vurabilirsin.
Translate from Turkish to English

Bir yangın durumunda, bu acil merdivenini kullanın.
Translate from Turkish to English

Tom karısını araması için acil bir mesaj aldı.
Translate from Turkish to English

Tom yolda acil durum duruşu yaptı.
Translate from Turkish to English

Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Tom acil bir iş için Boston'a gitti.
Translate from Turkish to English

Tom herhangi bir acil durum için hazır.
Translate from Turkish to English

Tom bunun acil olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom'un ilgilenilmesi gereken acil bir durumu var.
Translate from Turkish to English

Acil bir telgraf onu Tokyo'ya aceleyle geri getirdi.
Translate from Turkish to English

Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.
Translate from Turkish to English

İhracat pazarlarında rekabet gücünün güçlendirilmesi acil bir ihtiyaçtır.
Translate from Turkish to English

Paula acil bir işe çağrıldı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi gece geç saatte rahatsız etmek istemedi, ama acil bir durumdu.
Translate from Turkish to English

O, bana acil bir telgraf gönderdi.
Translate from Turkish to English

Acil çıkışı nerede?
Translate from Turkish to English

O acil durum butonuna bastı.
Translate from Turkish to English

Seninle acil bir işim var.
Translate from Turkish to English

Paraya acil ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Suya acil ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Sığınma için acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Bağışlara acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Yeni fikirlere acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Revizyona acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Daha fazla paraya acil ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Gönüllülere acil ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Barış görüşmelerine acil bir ihtiyaç var.
Translate from Turkish to English

Yeni bir politikaya acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Yeni bir sisteme acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Kan vericiye acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Temiz enerjiye acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Daha fazla doktora acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Sosyal değişikliğe acil bir ihtiyaç var.
Translate from Turkish to English

Kan bağışı için acil bir ihtiyaç var.
Translate from Turkish to English

Tıbbi malzemeler için acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

İyi bir yasal tavsiyeye acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Ekonomik konuta acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Nitelikli öğretmenlere acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Daha iyi bir iletişime acil ihtiyaç var.
Translate from Turkish to English

Acil bir işten dolayı randevumu iptal ettim.
Translate from Turkish to English

Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var.
Translate from Turkish to English

Onların sistemlerini güncellemelerine acil bir ihtiyaç var.
Translate from Turkish to English

İnsanların çevreyi temizlemelerine acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Yerel hükümetin evsizlere yardım etmesine acil bir ihtiyaç var.
Translate from Turkish to English

Daha fazla insanın zamanını ve parasını bağışlamasına acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Bu sorunla ilgili yeni bir yaklaşıma acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

İklim değişikliğinin yaşamlarımızı nasıl etkileyeceğini anlamaya acil bir ihtiyaç var.
Translate from Turkish to English

Acil çıkış kapısı nerede?
Translate from Turkish to English

Laboratuvara girmek, acil durum butonuna basın.
Translate from Turkish to English

Acil çağrı "Mayday" Fransızca cümle "venez m'aider"'den gelir.
Translate from Turkish to English

Acil durum odasına görününüz.
Translate from Turkish to English

Acil bir iş için çıkmalıyım.
Translate from Turkish to English

Bana söyleyecek biraz acil haberi vardı.
Translate from Turkish to English

Senin için acil bir mesaj var.
Translate from Turkish to English

Yolda bir acil durum vardı.
Translate from Turkish to English

Acil bir durumda, hızlı davranır mısınız?
Translate from Turkish to English

Katılacak acil bir konum var.
Translate from Turkish to English

Acil iş onun gelmesini engelledi.
Translate from Turkish to English

Acil bir durum için hazırlıklı olmalısın.
Translate from Turkish to English

Acil durumlar için hazır olmalısın.
Translate from Turkish to English

Acil bir iş için Osaka'ya gitti.
Translate from Turkish to English

Çözecek bazı acil sorunlarımız var.
Translate from Turkish to English

Acil iş onun gitmesini engelledi.
Translate from Turkish to English

Mary'yi acil servise götürüyorlar.
Translate from Turkish to English

Yönetici acil bir personel toplantısı yaptı.
Translate from Turkish to English

Tom'un acil bir telefon görüşmesi yapması gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Acil bir durumda, beni bu numaradan ara.
Translate from Turkish to English

Herhangi acil durumda ona her zaman güvenebilirsin.
Translate from Turkish to English

Acil durumlar için bir sürü yiyecek ayırdık.
Translate from Turkish to English

Sabırsızlıkla acil cevabını almayı bekliyoruz.
Translate from Turkish to English

İnsanlar Küba'nın acil işgali için çağrıda bulundu.
Translate from Turkish to English

O acil bir durum.
Translate from Turkish to English

Acil durum nedir?
Translate from Turkish to English

Tom'dan acil bir mesajım var.
Translate from Turkish to English

Tom için acil bir mesajım var.
Translate from Turkish to English

Tom onun acil olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English

Bir acil durumum var.
Translate from Turkish to English

O acil görünüyor.
Translate from Turkish to English

Bu son derece acil.
Translate from Turkish to English

Oldukça acil.
Translate from Turkish to English

Her acil durumda her zaman Holmes'e güvenebilirsin.
Translate from Turkish to English

Bu acil.
Translate from Turkish to English

Acil servise gitmem gerekti.
Translate from Turkish to English

Acil durum!
Translate from Turkish to English

Acil bir durumdu.
Translate from Turkish to English

Acil iş onun gelişini engelledi.
Translate from Turkish to English

İlgilenecek acil işim var.
Translate from Turkish to English

Tom acil freni çekti.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: okumamamı, söyledi, On, bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi.