Turkish example sentences with "çeşit"

Learn how to use çeşit in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Tokyo'da her çeşit insan yaşar.

Hangi çeşit bilgisayar kullanıyorsun?

Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum.

Oğlumun yediği bir çeşit ve tek tatlı çikolatalı pastadır.

Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?

Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.

Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun?

Ne çeşit bir insan olduğumu düşünüyorsun?

Ne çeşit adam olduğumu düşünüyorsun?

Tom ne çeşit bir kameraya sahiptir?

Tom her çeşit şeyi oldukça iyi yapabilir.

Bu bir çeşit ekmek.

Biz birçok çeşit yiyecek yeriz.

Her çeşit böcekten nefret ederim.

Birçok çeşit kahve vardır.

Ne çeşit yemek yedin?

Bahçende kaç çeşit sebze yetiştirirsin?

Ne çeşit meyve istiyorsun?

Burada her çeşit saati tamir ederiz.

Ne çeşit bir sandviç istiyorsun?

Bahçende kaç çeşit kuş var?

Tanrı neden bizi çeşit çeşit yarattı?

Tanrı neden bizi çeşit çeşit yarattı?

Ne çeşit mezeleriniz var?

Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.

Hayatta çeşit çeşit insanlar mevcuttur.

Hayatta çeşit çeşit insanlar mevcuttur.

Acıya dayanmanın birçok çeşit yolu var.

Her çeşit sosyalleşme bir yalana gereksinim duyar.

Spätzle bir çeşit alman pastasıdır.

Bu ne çeşit bir kuş?

Uygur mutfağında her çeşit yemek vardır.

Bugün ne çeşit televizyon programları var?

Çocuklar etrafındayken bu çeşit şeyler söylememelisin.

Bize hangi çeşit müzik çalmak istiyorsun?

Bu çeşit kitapların neredeyse hiçbir değeri yok.

Her çeşit müziği severim.

Dünyada her çeşit insan var.

Ne çeşit bir evin var?

Senin için ne çeşit bir evrak çantası almamı istersin?

Ne çeşit durumlar içinde kullanabilirsin?

Her çeşit kadın bana ilham verir.

Ne çeşit kameran var?

"Bir parça kek ister misin?" "Ne çeşit kek?"

Ne çeşit istiyorsun?

Bir çeşit kriz geçiriyordu.

Bir çeşit hobin var mı?

Kaç çeşit var?

O bir çeşit kameraya benziyor.

Üst kattaki bir çeşit parti beni son bir geceye kadar uyanık tuttu.

O bir çeşit silah silah mı?

Burada her çeşit müzik aletini bulacaksınız.

İki çeşit insan vardır; zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen.

İki çeşit insan vardır: "Libya" yazmasını bilenler ve bilmeyenler.

Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?

Ben bir çeşit suçla suçlanıyor muyum?

Lütfen ağrılarımın azalması için bana birkaç çeşit ilaç verin.

Tom bir çeşit silah taşıyor gibi görünüyor.

Ne çeşit bir iş arıyorsun?

Saat kulelerinin içi çeşit çeşit zamazingoyla doludur.

Saat kulelerinin içi çeşit çeşit zamazingoyla doludur.

Bahçenizde kaç çeşit kuş var?

Bu bir çeşit hile olabilir.

Ben bir iş bulduktan sonra bile hala bir çeşit müziğe devam etmek isteyeceğimi düşünüyorum.

Ben bunun bir çeşit aldatmaca olup olmadığını merak ediyorum.

Bizim beş çeşit kebabımız var.

O bir çeşit şaka mı?

Aynalar çeşit çeşittir.

Üç çeşit yalan vardır: yalanlar, lanetli yalanlar ve istatistikler.

Her ay beş çeşit dergi okurum.

Masada neredeyse yirmi çeşit peynir vardı sanırım.

Sergiye her çeşit insan geldi.

O bir peri masalından bir çeşit prenses gibi görünüyordu.

O bir peri masalından bir çeşit prens gibi görünüyordu

Tom bir çeşit telli çalgı çalıyor.

Bir çeşit kötü şaka olmalı.

Birkaç çeşit çapa var.

Tom her çeşit sporu sever.

Onun her çeşit kitapları var.

"Şitaki" bir çeşit mantardır.

Onlar birçok çeşit yiyecek ve bakkaliye ürünü satarlar.

Tom bana her çeşit soru sordu.

Fadıl bir çeşit şizofreniden muzdaripti.

Bir çeşit hata olmadığına emin misin?

Tom ve Mary birlikte altı çeşit yemek yedi.

Tom ve Mary her çeşit malzemeden bahsetti.

Şu anda her çeşit ilacı kullanıyor musun?

Bir çeşit ilaç kullanıyor musun?

Sanırım, iki çeşit yorgun insan tipi var. Biri aşırı derecede uyku ihtiyacı olan, diğeri ise aşırı derecede huzur ihtiyacı olanlar.

Bu ne çeşit bir kitap?

Akdeniz ormanlarında birçok çeşit ağacımız var: meşe, çam, söğüt, dişbudak, karaağaç ve diğerleri.

Sami, Leyla'yı öldürmek için bir çeşit el baltası kullandı.

Biri bir çeşit hata yapmış olmalı.

Sami'de bir çeşit paranoyak şizofreni vardı.

Bunun bir çeşit aldatmaca olup olmadığını merak ediyorum.

Ne çeşit pizza yapıyorsunuz?

Bu bir çeşit uyuşturucuya benziyor.

Türlü çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.

En hoşuma giden mağazalar 1001 çeşit AVM'lerdir.

Bunun bir çeşit etnik temizlik olarak görüyor musunuz?

Bu ilgi bir çeşit beklenti yarattı.

Also check out the following words: Açıkça, konuşmak, gerekirse, güvenilmez, Irene, Pepperberg, Alex, adını, taktığı, papağanın.