Turkish example sentences with "çünkü"

Learn how to use çünkü in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.

Onun suyunu kestiler çünkü o faturayı ödemedi.

Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.

Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?

Alain, Camilla ile evlenmeye karar verdi çünkü o ailesinin ve zamanının kurallarıyla daha uygun ve tutarlıcaydı.

Okula gidiyoruz çünkü öğrenmek istiyoruz.

Kömür sobasıyla uyumamanız gerek. Çünkü karbonmonoksit denen çok zehirli bir gaz yayar. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.

Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.

Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.

Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.

Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

Gitmiyorum, çünkü diğer nedenlerin yanı sıra param yok.

Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.

Garajımdan çıkamadım çünkü yolda bir araba vardı.

Bugün başladı ve çok mutluyum, çünkü Eylül'e kadar hiçbir okul günü yok.

Çünkü bu orada.

Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.

Kahveyi yudum yudum içmek zorunda kaldım, çünkü çok sıcaktı.

Niçin cümleler?...sorabilirsiniz.Pekala, çünkü cümleler daha ilginç.

Seni kutlamak için uğrayamadım, çünkü acelem vardı.

Hint bayrağına üç renkli bayrak denir, çünkü safran, beyaz ve yeşil, üç renkli çizgileri var.

Babam benim arkadaşım çünkü bana bir sürü oyuncak veriyor.

Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün.

O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.

Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.

Dünyadan nefret ediyorum çünkü dünya benden nefret ediyor.

Karısı hastanede çünkü o bir araba kazasında yaralandı.

Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.

O şimdi orada olmalı çünkü o bir saat önce gitti.

Bacaklarım acıyor çünkü bugün çok yürüdüm.

Sizi seviyoruz, çünkü biz daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak için Tatoeba'yı güncelliyoruz. Anlıyor musunuz? Sizi seviyoruz ha?

Ebeveynler mantıklı değiller, çünkü aşk mantıklı değil.

Nick Portekizce'yi çok iyi konuşabilir. Çünkü 5 yıldır onu öğreniyor.

Bu kazağı geri getireceğim çünkü o çok büyük.

Çünkü sen tatlı ve güzel bir kızsın.

Kazanmak için ister Lions'ları ister Tiger'ları seç, sonucu şansa bağlıdır. Çünkü her iki takım eşit olarak güçlüdür.

Tom gömleği iade etti çünkü çok küçüktü.

Tom'un yüzü pürüzlü, çünkü onun tıraş olmaya ihtiyacı var.

Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.

Tom Mary'nin mektubuna cevap vermediğini söyledi, çünkü o meşguldü.

Tom paltosunu çıkardı çünkü onu giymek için çok sıcaktı.

Tom o kamerayı aldı çünkü Mary onun onun alması gereken bir kamera olduğunu düşündü.

Ona dokunmamalısın, çünkü o kolayca kırılır.

Tom bir şemsiye almalıdır, çünkü yağmur yağacak gibi görünüyor.

Tom bugün dışarı çıkamaz çünkü hastadır.

Onlar dün tenis oynamadılar, çünkü yağmur yağdı.

Tom'un menüye bakmasına gerek yoktu çünkü daha önce o restoranda defalarca bulunmuştu.

Onu hemen tanıdım, çünkü onu daha önce görmüştüm.

Ona güvenilemez çünkü sık sık yalan söylüyor.

Tom dün okula gitmedi çünkü gitmek istemiyordu.

Tom kapıyı kilitleyemedi, çünkü yanlış anahtarı almıştı.

Çünkü onun bütün arkadaşları da fakirdi.

Çünkü o harika bir öğretmen.

Çünkü o büyük bir müzisyendi.

Niçin? Çünkü ailesinin paraya ihtiyacı vardı. Nedeni o.

Çünkü o beni davet etti.

Çünkü hiç kimse benim dilimi konuşamaz.

Çünkü ben bir gazete muhabiri idim.

Çünkü ben bir çevirmen olmak istiyorum.

Çünkü dün uzun bir süre çalıştım.

Çünkü ben eski bir dil öğrencisiyim.

Çünkü köpekler kedilerden daha sadıktır.

Çünkü o ilginç ve güzel bir şehirdir?

Niçin? Çünkü Terry Tate her zaman acilen cevap verdi, nedeni odur.

O oldukça kötü, çünkü kitabı iyi satmıyor.

Tom projeyi terk etti. Çünkü o yeterli paraya sahip değildi.

Chris'e sırlarını anlatman tehlikeli çünkü herkese söyler.

Kate sınıf arkadaşları arasında popüler değil çünkü o her zaman kendi istediğini yapmaya çalışıyor.

Christine tüm gün gölgede kaldı, çünkü güneş yanığı olmak istemiyordu.

Niçin gitmiyorsun? Çünkü istemiyorum.

Çünkü o çok büyük.

Ertesi gün, Sophie oyuncak bebeğini taradı ve giydirdi çünkü arkadaşları geliyorlardı.

Çünkü Çince konuşabilirim.

Ona Boston'u ziyaret etmesini tavsiye etti, çünkü o, onun dünyadaki en güzel şehir olduğunu düşünüyordu.

Gelemedi çünkü hastaydı.

Çünkü muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeyebileceklerimizden olanlar başkasına düşman olamayacakları gibi, bir gün bize de düşman olmazlar.

Bu çocuğu şımartmamalısın çünkü onu bencil hâle getiriyor.

Bana tabak lazım çünkü ailem öğle yemeğini parkta yiyecek.

"Yorgunsan niye yatmıyorsun?" "Çünkü şimdi yatarsam çok erken kalkarım"

Benim kadar sen de suçlusun; çünkü bunun olacağını biliyordun.

Dün bir şapka taktım çünkü çok soğuktu.

Evde kaldım çünkü fena üşütmüştüm.

Okula gidiyorum çünkü öğrenmek istiyorum.

Kapıyı kırdım çünkü anahtarı kaybettim.

Evde kaldılar, çünkü yağmur yağıyordu.

Tom gömleği iade etti; çünkü o küçüktü.

Neredeyse her gün alkolsüz bira içiyor çünkü bira onun en sevdiği içecek fakat her gün alkol içmek istemiyor.

Banyodayım çünkü ellerimi yıkıyorum.

Hayat merdivenlerini çıkarken, insanlara iyi davranalım. Çünkü inerken gene aynı insanlara rastlayacağız.

Onu amcası yetiştirdi, çünkü onun ebeveynleri o gençken ölmüştü.

Mektubuna cevap vermedim, çünkü meşguldüm.

Odama gidiyorum, çünkü orada çalışabilirim.

Hangi müzik aletini çalmayı öğrenmek istersen iste, en önemli şey başlangıçtan beri hiç hata yapmamaktır, çünkü hatalar doğru yaptığın şeylerden daha kolay akla yerleşir.

Yıldızlar büyüktür, çünkü onlar sıcaktır; onların yakıtı bittiğinde, onlar çökerler.

Jim kızgın çünkü sinema randevusu gerçekleşmedi ve yağmurda onu bekleyerek bir saat geçirdi.

Dün bütün gün uyudum çünkü pazardı.

Bazen işten eve yürürüm ve bazen bisiklet sürerim, çünkü çalıştığım yer oturduğum yere yakın.

Onu alamam çünkü hiç param yok.

Tünele girmeyin çünkü çıkışı yok.

Parti'ye gidemedi çünkü hastaydı.

Also check out the following words: 1941'de, savaş, başladığında, evine, döndü, toprak, Oturmalıyız, 2'yi, toplarsanız, sonuç.