Turkish example sentences with "kendimi"

Learn how to use kendimi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Kendimi nedense geceleri daha iyi hissediyorum.

Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.

Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.

Kendimi tanıtmama izin ver.

Kendimi tanıtabilir miyim?

Mutsuz olurdum ama kendimi öldürmezdim.

Bugün kendimi daha iyi hissediyorum.

Yüksek sesle ağlamaktan kendimi alamadım.

Kendimi tanıtmama izin verin.

Kendimi kötü hissettim.

Dün çok fazla yedim ve şimdi kendimi kötü hissediyorum.

Sözleşmeyi imzalayarak, beş yıl daha kendimi orada çalışmaya adadım.

Kendimi kaybetmeden babamla konuşamam.

Onun için üzülmekten kendimi alamadım.

Onu gördüğümde gülmekten kendimi alamadım.

İyi bir sağlığa sahip olduğum için, kendimi şanslı sayıyorum.

Kendimi balede deniyorum.

Ben sizinle birlikte olduğumda kendimi mutlu hissediyorum.

Ben kendimi gülmekten alamadım.

Kendimi berbat hissediyorum, ama ben sadece kül tablanı kırdım.

Kendimi senin velin olarak görüyorum.

Kendimi yıkarım.

Ben kendimi kötü bir şekilde ifade etmiş olmalıyım.

Ben kendimi çimenlerin üzerine attım.

Tıraş olurken kendimi kestim.

Aynada kendimi görebiliyorum.

Aynada kendimi görebilirim.

Seni tanıdığım için kendimi şanslı hissediyorum.

Gürültüden dolayı kendimi duyuramadım.

Gürültülü sınıfta kendimi duyuramadım.

Ben de kendimi bacağımdan kötü şekilde yaraladım.

Kendimi onun plaklarını dinlerken buldum.

Bir harita getirmediğim için kendimi tekmeleyebilirdim.

Onunla konuşmaya çalıştığımda, ben her zaman kekelemekten ya da aptalca bir şey yapmaktan daha fazlasını yapamayacak kadar kendimi çok utangaç buldum.

Ben kendimi ateşte ısıttım.

Akşam yemeğinden sonra, ben her zaman kendimi uykuya dalmakta bulurum.

Tom için üzülmekten kendimi alamıyorum.

Kendimi suçlu hissediyorum.

Kendimi yalnız hissettim.

Kendimi rahat hissediyorum.

Kendimi yorgun hissediyorum.

Kendimi dışarıda kilitledim.

Kendimi çok iyi tanıyorum.

Kendimi net şekilde ifade ediyor muyum?

Bir bıçakla kendimi kestim.

Ben banyoda kendimi ısıttım.

Kendimi yepyeni biri gibi hissediyorum.

Lütfen kendimi tanıtayım.

Kendimi masadan muaf tuttum.

Belki İngilizce olarak kendimi anlatamayacağımı sanıyorum.

Banyo tartısında kendimi tarttım.

Sana âşık olmaktan kendimi alamadım.

İngilizcede kendimi çok iyi ifade edemem.

Orası o kadar gürültülüydü ki kendimi duyuramadım.

Onunla İngilizce konuştum fakat kendimi ifade edemedim.

Kendimi fazla üzmem.

Kendimi bu kadar tanıyorum.

Bir dakikalığına kendimi muaf tuttum.

Size kendimi tanıtabilir miyim?

Kendimi tanıtarak başlayacağım.

Gerçeği söylemek gerekirse, kendimi yalnız hissettim.

Gülmemek için kendimi zor tuttum.

Bu sabah tıraş olurken kendimi kestim.

Ayıldığımda kendimi yerde yatıyor buldum.

Sıcak bir banyo ile kendimi ferahlattım.

Kendimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyordum.

Keskin bir bıçakla kendimi yaraladım.

Onun şakasına gülmekten kendimi alamadım.

Plana gülmekten kendimi alamadım.

En çok ailemle evde olduğum zaman kendimi mutlu hissediyorum.

Kendimi ifade edemedim.

Böyle bir şey yapmak için kendimi ikna edemem.

Onun saç tıraşına gülmekten kendimi alamadım.

Kendimi rezil etmektense ölmeyi tercih ettim.

Kendimi Fransızca olarak ifade edemiyorum.

Kendimi Almanca olarak ifade edemiyorum.

Böyle bir şey yapmak için kendimi ikna edemiyorum.

Onun saç kesimine gülmemek için kendimi tutamadım.

Kendimi İngilizce olarak ifade edemiyorum.

Kendimi İngilizce olarak ifade edebildim.

Sıcak limon suyu içtiğimde kendimi daha iyi hissediyorum.

Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.

Burada kendimi rahat hissetmiyorum.

Kendimi oldukça hassas bir durumda buluyorum.

Kendimi bilgilendirmek için gazete okurum.

Kendimi tanıtmak için sürücü belgemi kullandım.

Sınıfta kendimi duyuramadım.

Kendimi iyi hissediyorum.

Kendimi kötü hissediyorum.

Kendimi kestim.

Kendimi yalnız hissediyorum.

Kendimi seviyorum.

Şimdi kendimi kötü hissediyorum.

Kendimi berbat hissediyorum.

Kendimi sorumlu hissettim.

Kendimi sevmiyorum.

Kendimi tartıyorum.

Kendimi suçlu hissetmiyorum.

Kendimi aptal gibi hissediyorum.

Kendimi aptal gibi hissettim.

Bugün kendimi iyi hissediyorum.

Also check out the following words: sunucuyu, yapılandırmam, gelmedin, yerine, otur, kapattı, olmasın, orada, kere, dene.