Turkish example sentences with "zamandan"

Learn how to use zamandan in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Uzun zamandan beri ilk kez beni aradı.

O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.

O gerçekten son zamandan beri çok değişti.

Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.

Onu o zamandan önce alabilecek miyim?

Tom o zamandan beri Boston'da yaşamaktadır.

Ben zamandan emin olmak istiyorum.

Hiçbir şey zamandan daha değerli değildir fakat hiçbir şey daha az değerli değildir.

Genellikle hiçbir şeyin zamandan daha değerli olmadığın söylenilir.

Hiçbir şey zamandan daha önemli değildir.

Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.

Tom o zamandan beri Mary'yi görmedi.

Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..

O zamandan beri onu görmedim.

O zamandan beri ondan haber alınmadı.

O zamandan beri onu kimse görmedi.

O zamandan beri arkadaşız.

O zamandan beri ondan bir haber almadım. Doğrusu onun ne yaptığını merak ediyorum.

Biz o zamandan beri arkadaşız.

O zamandan önce onunla birçok kez karşılaştım.

O zamandan önce onu asla görmedim.

O zamandan beri burada mısın?

Ben o zamandan beri onu görmedim.

O zamandan beri onu görmedik.

O zamandan beri ondan asla haber alınmadı.

O zamandan beri çok değişti.

Tom o zamandan beri çok değişti.

O zamandan beri yurt dışında kalmaktadır.

O zamandan beri üç yıl geçti.

O zamandan beri ondan haber almadım.

O zamandan beri onlardan hiç haber alınmadı.

Ne zamandan beri Jim Robinson'u tanıyorsunuz?

O zamandan beri ondan hiç haber almadım.

O zamandan beri ondan haber alamadık.

Kasaba o zamandan beri çok değişti.

Tom o zamandan beri Mary'den haber almadı.

Eski bir arkadaşıma bir e-posta gönderdim. Son kez karşılaşmamız iki yıl önce olduğu için bir süre görüşmedik ve o zamandan beri birbirimizle temas kurmadık.Ondan henüz bir cevap yok. Endişelenmeye başlıyorum.

Tom o zamandan önce Mary ile hiç karşılaşmamıştı.

O zamandan beri onunla ilgileniyorum.

O zamandan beri ona ne olduğu hakkında fikrim yok.

O zamandan önce Avrupayı sık sık ziyaret etti.

O zamandan önce onunla hiç konuşmadı.

Tom o zamandan önce Mary ile hiç konuşmadı.

Herkes zamandan korkar.

Köprü o zamandan önce yapılmıştı.

O zamandan beri Tom'u görmedim.

O zamandan beri yurt dışında kaldı.

Kimseyi ayırt etmeden yaşadım bu zamandan sonra da böyle olacak.

Ne zamandan beri Latince öğreniyorsun?

Ricardo ne zamandan beri evli?

Ev o zamandan beri kapalı kaldı.

Tom o zamandan beri İngiltere'de kaldı.

O zamandan beri bir yıl geçti.

Tom Mary ile Boston'da geçirdiği zamandan zevk aldı.

Mary'nin intihar etmeye çalıştığı zamandan bir yara izi var.

"Bir erkek arkadaşım var." "Ne zamandan beri?"

O zamandan beri işler değişti mi?

O zamandan beri, gözlerindeki sonsuz gecede amaçsızca dolaştım.

Uzun zamandan beri denedim, sonunda bugün başardım: sıfırdan ayırdım.

Bunu çok uzun zamandan beri zaten biliyordum.

O zamandan beri ne değişti?

O zamandan beri iki yıl geçti.

Tom, o zamandan beri kaçak.

Ne zamandan beri mi?

Ne zamandan beri kasaplık yapıyorsun?

Umarım, kısa sürecek olsa da, Paris'te geçirdiğiniz zamandan memnun olursunuz.

Ne zamandan beri?

Uzun zamandan beri buradayım.

Tom uzun zamandan beri evli.

Uzun zamandan beri arkadaşız.

Ne zamandan beri Almanca konuşuyorsun?

Ne zamandan beri Esperanto öğreniyorsun?

O zamandan beri asla geri gelmedi.

Vania ne zamandan beri sekterer?

Uzun zamandan beri Osaka'da mısınız?

O zamandan beri yıllar geçti.

Uzun zamandan beri birbirlerini tanırlar.

O on yıl önce İtalya'ya gitti ve o zamandan beri orada yaşıyor.

O otuz yıl önce hapishaneden kaçtı ve o zamandan beri sırra kadem bastı.

Ne zamandan beri havai fişek var?

Ne zamandan beri buradasın?

O zamandan beri on yıl geçti.

O zamandan beri çok yıllar geçti.

O zamandan beri birlikteyiz.

O zamandan beri çok şey değişti.

Bu o zamandan beri çok iyi.

O zamandan beri ona ne oldu?

O zamandan beri benimle konuşmadı.

O zamandan beri ağlamak yasaklandı.

O zamandan beri onu hiç kimse görmedi.

Ne zamandan beri Marcus burada yaşıyor?

O zamandan beri çok şey oldu.

O zamandan beri onunla konuşmadım.

O zamandan beri Tom ile birlikteyim.

O zamandan beri onun inancı ciddi olarak sarsıldı.

O zamandan beri dini etkinliklerle uğraşıyor.

O zamandan beri öğle yemeğinde içmeye alıştı.

Ne zamandan beri Ankara'da yaşıyor?

Ne zamandan beri bir ilişki içindesiniz?

Tom o zamandan beri benimle konuşmadı.

Ne zamandan beri ne olduğunu önemsiyorsun?

Also check out the following words: Hangi, düğmeye, basacağımı, söyler, görüşebildiğim, mutluyum, Yakınlardaki, kasabada, yaşıyordu, Kulübe.