Turkish example sentences with "yolu"

Learn how to use yolu in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Yolu bilmediklerinden, çok geçmeden kayboldular.

Kulak yolu ses dalgalarını kulak zarına iletir.

İstasyona giden yolu bana söyleyecek misiniz?

Her yolu denedim.

Yolu geçerken dikkat etmelisin.

Adam bütün yolu yürümek istemedi; bu yüzden otobüse bindi.

Bana bankaya giden yolu belirtebilir misiniz?

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.

XYZ mağazasına giden yolu bana söyleyin lütfen.

Yürüdüğün yolu göz önünde bulundur.

Bu sorundan bir çıkış yolu bulmam gerek.

Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

Samuray'ın yolu ölümde bulunur.

Supersonic'in dünya şampiyonluğuna giden bütün yolu gideceğini düşünüyor musunuz?

Bana bankaya giden yolu gösterir misiniz?

Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır.

Bana limana giden yolu gösterir misiniz?

O, Kyushu'dan tüm yolu Mona Lisa'yı görmek için geldi.

Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz.

Bana istasyona giden yolu söyleyebilir misiniz, lütfen?

Ben, istasyona giden yolu size göstereceğim.

Bana otobüs durağına giden yolu gösterir misiniz?

Havalanından şehir merkezine hangi demir yolu hattını kullanacağımı bana söyle lütfen.

Tren olmadığı için, tüm yolu yürümek zorunda kaldık.

Yolu dikkatle geç.

O, yaşlı bir adamın yolu geçmesine yardım etti.

Otobüs servisi olmadığı için, biz, istasyona giden bütün yolu yürümek zorunda kaldık.

Bize doğru yolu göster.

İstasyona giden yolu bana söyler misiniz?

Lütfen bana istasyona giden yolu gösterir misiniz?

İstasyona giden bütün yolu koşarak 8 trenini yakalayabildim.

Madame Tussaud'a giden yolu bana söyler misiniz?

Ben hangi yolu seçeceğime karar veremedim.

Hangi yolu izlersen izle, şehre gidiş yirmi dakikadan fazla zamanını almaz.

Hangi yolu belediye binasına gidiyor?

Aynı şeyi söylemenin çok daha iyi ve kısa bir yolu yok mu?

Tom'un tam olarak kaçar yolu olmayan bir mazareti yok.

Tom Boston'a giden yolu biliyor.

Neyse ki, biz bir kaçış yolu bulduk.

Tom yolu geçmeye korkuyordu.

Bir insanı gerçekten tanımanın en iyi yolu o tamamen özgürken onun nasıl davrandığını görmektir.

Lee'nin artık Petersburg'daki askerlerini ikmal edecek bir yolu yoktu.

Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı.

Bu gece neyin rüyasını göreceğini tahmin etmenin bir yolu yok.

Onun yolu bulması kolay olmalı.

Tom Mary'yi yolu geçerken gördü.

Onu yapmanın birçok yolu var.

Bankaya giden yolu bana söyleyebilir misiniz?

Parka giden yolu bulmak kolay değildir.

Bir arkadaş sahibi olmanın tek yolu bir arkadaşının olmasıdır.

Sadece onun yok olduğunu görmek için bütün yolu arkadaşımı görmek için gittim.

Lütfen bana postaneye giden yolu söyler misin?

Hız ölçmenin birkaç yolu vardır.

O, beni yolcu etmek için Nikko'dan bütün yolu geldi.

Lütfen bana istasyona giden yolu söyler misiniz?

Lütfen bana istasyonu giden yolu gösterin.

Bana istasyona giden yolu söyler misiniz?

Tom'un parayı görülmeden çalabilmesinin yolu yoktur.

Bill Florida'dan bütün yolu geldi.

Hanako babası görmek için Hokkaido'dan tüm yolu geldi.

Bir kadın bana yolu sordu.

Ben size yolu göstereceğim.

Size yolu göstereyim.

Tom, Mary'ye yolu gösterdi.

Hangi yolu seçtin?

Onun yolu geçtiğini gördüm.

Bana yolu gösterin, ne dersiniz?

Bir sıçan yolu koşarak geçti.

Polise yolu sor.

Hava yolu ile seyahat etmeyi tercih ediyorum.

Ağaç yolu kapattı.

Eve giden yolu bulabilir misin?

Ona istasyona giden yolu sor.

Eve giderken bütün yolu yürüdü.

Şu sandalyeler yolu kapatıyor.

O, nazikçe bana yolu gösterdi.

Şehre demir yolu ile erişilebilir.

Bir çığ yolu kapadı.

Lütfen bana yolu gösterir misin?

Bana yolu söyleyebilir misiniz?

Ben istasyona kadar bütün yolu koştum.

Yolu yok, onu yapacağım.

Bana yolu gösterdiğin için çok naziksin.

İstasyona kadar bütün yolu yürüdük.

Boston'a kadar bütün yolu ona sürdürdü.

Son treni kaçırdım, bu yüzden eve kadar bütün yolu yürümek zorunda kaldım.

Affedersiniz, ama lütfen bana postaneye giden yolu söyler misiniz?

Sağlıklı kalmanın tek yolu telaffuz edilemeyen maddelerden yapılmış bir yiyeceği yemekten kaçınmaktır.

Kazancımız ve giderimiz arasında orta yolu bulmalıyız.

Yolu biliyor musun?

Bana yolu söyler misiniz?

Düşen kayalar yolu kapattı.

Sana istasyona giden yolu göstereceğim.

Bana yolu gösterdiğiniz için teşekkürler.

Yolu geçmeye korktu.

Yolu geçmeye korkmuştu.

Sinyal gidecek yolu gösterir.

Lütfen bana yolu söyler misin?

Her zaman bir kalp krizinin öleceğinizi size söylemenin doğal yolu olduğunu düşündüm.

Bana mağazaya giden yolu gösterdi.

Ok gidecek yolu gösterir.

Also check out the following words: hepsi, Kanada, Günü, getirdim, gezegendir, davetimizi, reddetti, yıl, gördüm, tanıtabilir.