Turkish example sentences with "uzak"

Learn how to use uzak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Havaalanı ne kadar uzak?

Affedersiniz, Xinqiao Restoranı buraya uzak mı?

Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.

Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.

İnsanlar coşkuluyken o her zaman uzak durur.

Bir teleskopla uzak nesneleri görebiliriz.

Aktivistler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.

Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.

Orası buradan uzak mı?

Ellerini bisikletimden uzak tut.

Her gün bir elma, doktoru uzak tutar.

Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.

Günde bir elma, doktoru uzak tutar.

Buradan uzak değil.

Hikaye Neuilly -on-the -Seine'da sahnelenmiştir, Paris'ten çok uzak olmayan bir Fransız kasabası.

Onun çalışması kabul edilebilir, ama mükemmel olmaktan uzak.

Öğrencilerin şüpheli yerlerden uzak kalması bekleniyor.

" Dikey kayalıklardan uzak durun!" o bağırdı.

Bir gün için bile, İngilizceden uzak kalmayınız.

Banka buradan uzak mı?

Tehlike. Uzak durun!

Benden uzak dur.

İstasyon uzak değil.

İstasyon buradan uzak değildir.

Evimiz otobüs durağına uzak olmasının haricinde oldukça tatminkardır.

Zehirli bitkilerden uzak durmalıyız.

O içkiden uzak duruyor.

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor.

İstasyon yürümek için çok uzak, bu nedenle bir otobüse binelim.

O, Nepal'de uzak bir köyde doğdu.

O adam biraz uzak duruyordu, ama o Tom'un bağırdığını duyunca döndü.

Paris'e uzak değildir.

Kuşlar uzak yerlere uçarlar.

O, gözden uzak bir yere sözlüğünü sakladı.

Bugün mümkünse Tom'dan uzak durmalısın. O sana çok kızgın.

Tom Mary'yi onun evinden uzak kalması için uyardı.

Habarovsk, Rus Uzak Doğusu'nun en büyük şehirleri arasındadır.

Beladan uzak kalmaya çalışın.

Ateşten uzak durun.

Parktaki uyarı " çimlerden uzak durun " diyordu.

Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.

O, fakir olmaktan çok uzak, aslında çok parası var.

Yağı ateşten uzak tutun.

O, birincilik ödülünü kazanmaktan uzak.

Postane kolejden uzak değildir.

Düşünceleriniz konudan uzak.

Yanıtınız mükemmel olmaktan uzak.

Cevabınız mükemmel olmaktan uzak.

Sizin tahmin hedeften uzak.

O her zaman kitlelerden uzak duruyor.

Sydney buradan çok uzak.

Bu program mükemmel olmaktan hâlâ uzak.

Tom buradan çok uzak olmayan bir mağazadan bir kamera satın aldı.

O kadar uzak değil.

Benden uzak durun.

Buradan uzak durun.

O buradan uzak mı?

O bir hafta boyunca okuldan uzak kaldı.

Onun gezisi bir hafta boyunca onu ofisten uzak tutacak.

Bundan uzak dur.

O dürüst olmaktan uzak.

Yürümek için çok uzak mı?

Köpekten uzak durun.

Ondan uzak kal.

O, dürüst olmaktan uzak.

Sydney buradan uzak.

Banka buraya uzak mı?

O, güzel olmaktan çok uzak.

O sadece biraz daha uzak.

Gözden uzak olan, gönülden uzak olur

Gözden uzak olan, gönülden uzak olur

Yoldan uzak durun, lütfen.

Bundan uzak durmanı öneririm.

Hokkaido çok uzak, değil mi?

Onlar mekandan uzak kaldılar.

O, ondan uzak durmaya çalıştı.

Doktor ona içkiden uzak durmasını tavsiye etti.

Evim buraya uzak.

Nehrin uzak kıyısında bir sürü çöp var.

Lütfen emniyet kemerinizi takınız ve sigara içmekten uzak durunuz.

Ondan uzak durun.

O, onun uzak bir akrabasıdır.

O göletten uzak dur lütfen.

Çocukları ilaçtan uzak tutun.

Çocukları göletten uzak tutun.

Tom Mary'den uzak kalmaya çalıştı.

Okulunuz evinizden uzak mı?

Ellerini daktilomdan uzak tut.

Onun evi bu mağazadan uzak değildir.

Köyden uzak bir evde yaşıyor.

Gıdaları bakterilerden uzak tutmalıyız.

Uzak geçmiş hakkında konuşarak oturduk.

Kompozisyonunuz mükemmel olmaktan uzak.

Onun telaffuzu mükemmel olmaktan uzak.

Yerinde olsam, ondan uzak dururum.

Çocukları bıçaklardan uzak tutun.

Parayı çabucak gözden uzak bir yere koydu.

Elektrikli teçhizatlardan uzak durun.

Uzak batıda neredeyse hiç demir yolu yoktu.

Politikadan uzak kalması gerektiğini söyledi.

Açıklaması tatmin edici olmaktan uzak.

Also check out the following words: kaybetti, uyandırıyor, Cüzdanımı, kaybettim, otobüsünün, havaalanına, gitmesi, sürüyor, Plaj, tarafta.