Turkish example sentences with "nihayet"

Learn how to use nihayet in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Nihayet!

O, nihayet IBM'in başkanı oldu.

Nihayet bugün Cuma.

Nihayet o eski arkadaşı ile irtibata geçebildi.

Nihayet doktor olma hayali gerçekleşti.

Bu giysiler nihayet kuru.

Nihayet çalışmayı sona erdirdiler.

Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.

Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.

Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı.

"Tamam, pekala", Willie nihayet kabul etti.

Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.

Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.

Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.

Vay be, işte nihayet Paris'teyiz. Önce nereyi gezsek?

Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.

Nihayet akşama doğru yağmur durdu.

Sabaj 02:00 de o nihayet çözümü buldu.

Tom nihayet geçen yaz Boston'a gitti.

Tom ve Mary nihayet evlenmeye karar verdiler.

Yıllar süren hüsranlardan sonra, nihayet çabalarım meyve verdi.

Nihayet sürekli formumu yeniden kazandım.

O, nihayet isteğini gerçekleştirdi.

Tom nihayet uykuya daldı.

Sekiz ay sonra, nihayet gene kızlarla çıkmaya başladı.

Boşanma kağıtlarını az önce imzaladım, nihayet özgürüm!

Benim sıram nihayet geldi.

Nihayet, ben testi geçtim.

Nihayet planımızı onayladı.

Nihayet, bir resim bitirdim.

Dönem sınavları nihayet bitti.

Tom nihayet sorunu anladı.

Nihayet bu Yaz İngiltere'ye gittim.

Tom nihayet Mary'den ayrılmaya karar verdi.

Tom nihayet Mary ile bağlantı kurabildi.

Tom nihayet uyandığında kuşluk vaktiydi.

Başkan Pierce nihayet onu imzalamayı kabul etti.

Birkaç ertelemeden sonra, uçak nihayet kalktı.

İki taraf nihayet bir uzlaşma üzerinde anlaştılar.

Yağışlı sezon nihayet bitti gibi görünüyor.

Nihayet Tom'a telefonda eriştim.

Hafta nihayet bitti.

Okul nihayet bitti.

Tom nihayet geldi.

Bunu nihayet kabul ettiğini görüyorum.

Tom nihayet Mary ile irtibat kurabildi.

Tom nihayet arabasını çalıştırabildi.

Çocuklar nihayet uyuyor.

Hazine nihayet ellerimde!

Tom nihayet Mary ile tanıştı.

Tom nihayet Mary'nin dikkatini çekti.

Tom nihayet Mary'nin ne yaptığını fark etti.

Teşekkürler, nihayet anladım.

Nihayet işi bitirebildi.

Nihayet o burada.

Nihayet bir karar verdim.

Nihayet ihtiyaç duyduğum her şeyim var.

Nihayet kırık bacağı iyileşti.

Nihayet serbest bırakıldım.

Tom nihayet yakalanmıştı.

Kız kardeşim nihayet nişanlandı.

Uzun süren tartışma nihayet sonlandı.

Nihayet oyuncağı satın aldım.

Baş ağrım nihayet bitti.

Tom nihayet dün beni aradı.

Şimdi nihayet biraz uyuyabileceğim.

Tahminin nihayet gerçek oldu.

Tüm hafta sonu sıkı çalıştıktan sonra, nihayet yaşanabilir bir daireye sahibiz.

Tom nihayet gitti.

Annem nihayet eve geldi.

Tom nihayet eve geldi.

Tom nihayet evine giderken yolunu buldu.

Nihayet.

Tom nihayet uyandığında nerede olduğunu bilmiyordu.

Tom nihayet öğle yemeği sırasında buraya geldi.

İkimiz nihayet yalnızız.

Yıllarca acı çektikten sonra, nihayet geçmişi unutmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verdi.

Tom nihayet Boston'dan ayrıldı.

Nihayet bugün onlarla buluştum.

Nihayet bugün onunla buluştum.

Tom nihayet affetti beni.

Nihayet, ilk bölümü bitirdik.

Tom nihayet onun yapmasını istediğimiz şeyi yaptı.

Tom nihayet sorun için bir çözüm buldu.

Tom nihayet bize inanıyor.

Nihayet Tom'la bir araya geldim.

İnsanların neden beni aptal yerine koyduklarını nihayet bana açıkladığın için teşekkürler.

Belki bu yıl nihayet Eurovision'u kazanırız.

Yağmur nihayet düzeliyor.

Nihayet yardımına ihtiyacımız olacak.

Bugün nihayet seni sevdiğimi söyleyecek cesareti topladım.

Onun hakkında gerçekten ne düşündüğümü bugün nihayet Tom'a söyleyeceğim.

Tom'un nihayet evet dediğini bana söyleme.

Yemek nihayet masaya geldi.

Nihayet Tatoeba'ya değişik dillerde 10,000 cümle katkıda bulundum.

Yağış mevsimi nihayet bitti gibi görünüyor.

Bugün nihayet ona seni seviyorum deme cesaretini buldum.

Nihayet kararımı verdim.

O nihayet planı uyguladı.

Nihayet zil çaldı.

Nihayet, evime hoş geldiniz.

Also check out the following words: istifa, Herkes, hoşlanıyor, Neredeydin, Hata, yapmayacaksın, âşığım, evlenmek, şimdi, yaşında.