Turkish example sentences with "tekne"

Learn how to use tekne in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O küçük bir tekne ile suda ilerliyor.

Tekne güç için bir motor kullanır.

Bu tekne motorunun Hawaii'e giderken yarı yolda bozulmayacağını umalım.

Adaya tekne ile ulaşmak kolaydır.

Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.

Tekne denize doğru sürüklendi.

Tekne yüzen bir buz tarafından parçalandı.

Tekne Pasifik Okyanusu açıklarında gitti.

Tekne dalgalı denizde şiddetle sallandı.

Gölde iki tekne var.

Tekne radar ile donatılmıştı.

Bir tekne alabora oldu.

Bana bir tekne verebilir misin?

Bir tekne ile oraya gidebilirsin.

Nehri tekne ile geçtim.

Onlar tekne ile dünya turuna çıktılar.

Tekne kıyıya yakın demir attı.

Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum.

Saatle tekne kiraladım.

Biz bir tekne ile gölü geçtik.

Tekne fırtına sırasında battı.

Saatlik olarak bir tekne kiralayabilirsiniz.

Tekne akıntıyla sürüklendi.

Tekne köprünün altından geçti.

Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.

Gölette bir tekne yüzdürüyorlar.

Ufukta bir tekne görüyor musun?

Küçük bir tekne ile nehri geçti.

Küçük bir tekne ile nehirden aşağıya doğru gittik.

O tekne Kübalı mültecilerle doluydu.

Onlar tekne yapmak için birçok ağacı kestiler.

O bir tekne.

O, tekne ile seyahat etti.

Beni buradan uzaklara götürecek bir tekne istiyorum.

Tekne dibe battı.

Dün gece bir tekne yarışı vardı.

Nerede bir tekne kiralayabileceğimi biliyor musun?

Yurt dışına gitsem, tekne ile gitmek isterim.

Tekne yarışına katılmak için yeni bir ekip kuruldu.

Tekne aldığını duydum.

Tom bir tekne kazasında öldü.

O uzak mesafede bir tekne fark etti.

Tekne bıraktığım yerde değil.

Bu gerçekten iyi bir tekne.

Tekne akıntıya karşı gidiyor.

Bir tekne olmadan asla nehri geçmeyeceğiz.

Bu tekne artık denize dayanıklı değil.

Bu tekne denize açılabilir durumda değil artık.

Bir araba, bir bisiklet, bir uçak, bir tekne ve bir tren tümü ulaştırma araçlarıdır.

Tekne denizde sürüklendi.

Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?

Tekne çok kalabalıktı.

Eminönü'nde tekne turu yapılabilir mi?

Eminönü'nde tekne turu yapmak çok güzel.

Tekne temizdi.

Tekne alabora oldu.

Nehri geçmek için bir tekne ya da köprüyü kullanabilirsiniz.

Adaya tekne haricinde ulaşma imkanı yok.

Yarın Tom'u bir tekne gezisine götürüyorum.

Bir tekne istiyorum.

Gölde birkaç tekne var.

Tekne batıyor.

Sadece bir tekne aldım.

Tekne battı ve herkes öldü.

Onlar kendilerini balıkçı olarak kamufle etti ve bir tekne ile kaçtı.

Tekne su almaya başladı ve kısa süre içinde battı.

Beyaz bir tekne görünmeye başladı.

Tekne ne zaman yola çıkar?

"Sigara içilmez" işaretlerine rağmen tekne operatörü sürekli yüzsüzlükle sigara içiyordu.

Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.

Tom bir tekne çaldı.

Bu tekne denize açılmaya uygun.

Tekne iskeleye çarptı.

Tekne bir zincirle çapaya bağlıdır.

Motorlu tekne lisansı olan bir sınıf arkadaşım var.

Bir tekne aniden sisten dışarı çıktı.

Bu tekne ormandan gider.

Adaya bir tekne gezisi yapabilirsin.

Tom bir tekne satın alacak gibi görünüyor.

Aniden büyük bir dalga geldi ve tekne kayboldu.

Eğer onun yerine internette sörf yapabiliyorsan, sörf yapmak için bir tekne ya da gemiye ihtiyacın yok.

Birçok tekne denizde seyrediyor.

Tekne kısa bir halatla bağlıydı.

Tekne kıyıdan çıktı ve kısa sürede siste kayboldu.

Tekne limana açıldı.

Kızgın sular tarafından çalkalanan küçük tekne, dalgalar içinde görünüp kayboluyordu.

Tekne hala görülebilir.

Bir tekne çaldım.

Bu güzel tasarlanmış bir tekne.

Bir tekne kiraladık.

Bize bir tekne yaptın mı?

Bize bir tekne inşa ettin mi?

Bu tekne daha hızlı gidemez mi?

Büyük ebeveynlerim bizimle bir tekne gezisi planladı.

Tom nehri bir tekne içinde geçti.

Saatle bir tekne kiralayabilirsin.

Tom nasıl tekne kullanacağını öğrenmek istediğini söyledi.

Tekne yanıyor.

Tekne limana doğru yöneldi.

Biz saatlik bir tekne kiraladık.

Tekne kullanmayı biliyor musun?

Also check out the following words: Bunlar, çok, eski, kitaplar, kitaplarım, bizim, kitaplarımız, kalemlerim, her, yerde.