Turkish example sentences with "anahtar"

Learn how to use anahtar in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

John cebinden bir anahtar çıkardı.

Anahtar yakalamıyor.

Pepperberg "Kaç tane anahtar?" diye sordu.

Anahtar masanın üstünde.

Tom anahtar deliğinden bakmaya çalıştı fakat bir şey göremedi.

Tom Mary'nin paspasın altında bir anahtar bıraktığını biliyordu.

Tom anahtar deliğinden bakmaya direnemedi.

Bu muhtemelen Tom'un aradığı anahtar.

Anahtar kapalı.

Bu anahtar ne içindir?

Masanın üzerinde bir anahtar vardır.

O, anahtar için cebini araştırdı.

Aradığın anahtar bu mudur.

Amcanın aradığı anahtar bu mudur?

Bu anahtar kilide girmez.

Maalesef bu anahtar uymaz.

Anahtar için çekmeceyi aradım.

Paltosunun cebinden bir anahtar çıkardı.

Anahtar için ceplerini aradı.

Kayıp anahtar için odayı aradı.

Tom bahçesinde gizli bir yedek anahtar bulundurur.

O hangi anahtar?

"Anahtar kilitin içinde", adam ekledi.

Tom'a bir anahtar verdiğimi hatırlamıyorum.

İşte anahtar.

Bu anahtar kilide girmiyor.

Anahtar nerede?

Tom cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıyı açtı.

John cebinden bir anahtar aldı.

Toplantı odasının kapılarını anahtar ile kapatabilir misiniz?

Anahtar olmadan odaya giremezdi.

Hayır, kaç tane oyuncak değil, kaç tane anahtar?

Bir yığın anahtar kaybettim.

Bu anahtar bu kilitte işe yaramaz.

O anahtar bu çekmeceyi açar mı?

Umarım bu yanlış anahtar değildir.

Egzersizin iyi sağlık için bir anahtar olduğunu unutma eğilimindeyiz.

Sana bir anahtar vereceğimi düşündüm.

Anahtar açık.

Tom kilidi anahtar kullanmadan açmaya çalışıyor.

Anahtar masanın üzerinde.

Anahtar deliğini bulamıyorum.

Bir anahtar olmalı.

Anahtar nerede? Ah, onu buldun.

Japonya dünya ekonomisinde anahtar bir rol oynar.

Tom anahtar deliğinden baktı.

Anahtar sana lazım mı?

Anahtar nerede? Oh, o sende.

Bu o kapıyı açan anahtar.

Bu anahtar neyi açıyor?

O anahtar kilide uymuyor.

Sizinle evlinicem ama karınız olmicam,yani beraber yatmicaz hiçbi zaman odamı kilitlicem ve anahtar sadece bende olacak.

Bu tek anahtar değil.

Anahtar sözcük eşitliktir.

Bir anahtar yazı masasının üstünde duruyor.

Tom Mary'ye gümüş bir zincir üzerinde bir anahtar verdi.

Bu Aradığınız anahtar mı?

Bana diğer anahtar dizisini ver, Tom.

İlgi, iletişimde anahtar bir unsurdur.

Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.

Anahtar buralarda bir yerde olmalı.

Bu, anahtar noktadır. Ya şimdi ya da asla.

Bu anahtar benim değil.

İşte anahtar ve işte sözleşme.

Anahtar için bu sandığa bak, Anne.

Tepside beş öğe var, bunlardan üçü anahtar.

Tom Mary'ye onun apartman dairesi için bir anahtar verdi.

Tom anahtar kelime araştırmaları kullanarak e-posta mesajlarını içinden seçti.

Oda 360 için bir yedek anahtar alabilir miyim?

Eve vardığımda anahtar çoktan çalınmıştı.

Tom bana bir anahtar verdi.

Yeni bir cümle eklemeden önce lütfen cümlelerinizin anahtar kelimeleri arayarak yeni kelime haznesi getirdiğini kontrol edin.

Bir yerde bir anahtar olması gerekir.

Bunu açamıyorum, çünkü anahtar bozuk.

Anahtar odada bırakıldı.

Anahtar, deneydir.

Motivasyon anahtar unsurdur.

Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.

Karmaşık konuları hatırlamanıza yardımcı olması için bir anahtar kelime kullanabilirsiniz.

Bu anahtar çalışmıyor.

Cihazda bir anahtar var mı?

Tom, Mary'ye bir dizi anahtar verdi.

Sami birbiri ardına anahtar denedi.

O odada eski bir paslı anahtar buldum.

Aradığın anahtar bu mu?

Aradığınız anahtar bu mu?

Aradığın anahtar bu mudur?

Bu mu aradığın anahtar?

Aradığınız anahtar bu mudur?

Bu mu senin aradığın anahtar?

Senin aradığın anahtar bu mu?

Sizin aradığınız anahtar bu mu?

Senin aradığın anahtar bu mudur?

Sizin aradığınız anahtar bu mudur?

Aramakta olduğun anahtar bu mu?

Aramakta olduğunuz anahtar bu mu?

Anahtar kapıda.

Anahtar Sami'de.

Yedek anahtar yaptırdım.

Masada senin için bir anahtar bırakacağım.

Altın anahtar her kapıyı açar.

Also check out the following words: kalemlerim, her, yerde, satılıyor, okul, kütüphanesinin, Köpekleri, severim, Bulaşık, makinesinin.