Turkish example sentences with "onu"

Learn how to use onu in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Aşk onu rüyalarında görmektir.

Onu on dolara aldım.

Onu Jim diye çağırırlar.

Onu tanıdıkça daha çok seversin.

Haberler onu üzdü.

Nancy onu bir partiye çağırdı.

Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.

Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.

Kitabı, onu isteyen adama ver.

Zengin olursam, onu satın alacağım.

Onu üç yıl önce gördüm.

Onu tekrar görmeye ölüyorum.

Roy, sevglisi onu aradığında mutlu olur.

Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

Onu sevip sevmediğini bilmiyorum.

Onu vuracağım.

Lütfen onu İngilizce olarak söyle.

Onu başka bir şekilde söyle.

Onu biliyor musun?

Onu bana getir.

Onu konsere davet etti.

Önemli olan ne okuduğun değil onu nasıl okuduğundur.

Onu çok iyi biliyorum.

Onu bir günde yapabilir misin?

Onu biliyorum.

Ah! Onu bana göster lütfen.

Lütfen onu satın alma.

Onu iki yıl önce bir yerde gördüm.

Onu gördüm.

Artık onu sevmiyorum.

Onu kim çizdi?

Onu izle.

Onu takip et.

Onu yapamam.

Onu bana ver, lütfen.

Onu radyoda duydum.

Ne ekersen onu biçersin.

Onu seviyorum.

Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.

Onu kendim yapmak istiyorum.

Artık onu istemiyorum.

Onu yapabileceğini biliyorum.

Onu masaya koyabilir misin?

Onu yarın yapacağım.

Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?

Onu severim.

Onu kovmamın nedeni bu.

Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.

Onu ne çok öfkelendirdi?

Onu atımla görüşeceğim.

Onu hiç kimse bilmiyordu.

Onu bir saat bekleyeceğim.

Onu Mike olarak çağırırım.

Zamanımız olduğunda onu yapacağız.

Onu kendin mi yaptın?

Önümüzdeki cuma onu göreceğim.

Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.

Onu yazmak birkaç saatimi aldı.

Evliliği için onu tebrik ettiler.

Onu nasıl biliyorsun?

Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

Onu tanımıyoruz.

O beni hatırlamayabilir ama ben onu hatırlarım.

Onu kendin yapmalısın.

Onu onlara ver.

O onu çok korkuttu

Son zamanlarda onu görmedim

Artık onu, içmekten alıkoymalıyız.

Dikkatsiz araba kullanması onu ölüme götürdü.

Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.

Onu ilk adından biliyorum.

Onu sık sık görüyor musun?

Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.

Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.

Nereye giderse gitsin köpeği onu takip eder.

Ordu onu istifa etmeye zorladı.

Hangisini okursanız, onu ilginç bulacaksınız.

Bir grup milis onu gördü ve ateş açmaya başladı.

Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.

Anlaşilan onu bir azarlama zannetti.

Onu ikna etmeye çalışmanın faydası olmadığını düşünüyorum.

Sanırım onu ikna etmeye çalışmanın bir faydası yok.

Onu anlayamıyorum.

Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.

Onu asla tekrar yapmayacağım.

John'dan başka hiç kimse onu duymadı.

O, öyle bir aptal değil fakat onu anlayabilir.

Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.

Lütfen onu diğer çocuklara uzat.

O, onu istediğini yaptırmaya ikna edeceğini sanıyor.

İstediğini yaptırmak için onu baştan çıkaracağına inanıyor.

Onu asla tekrar görmek istemiyorum.

Onu yazman gerektiği doğrudur.

Öyleyse onu görmediğine inanamam.

Onu yapmaman için çok sayıda sebep var.

O zaman onu görmediğine inanmıyorum.

Onu yapmaman için çok sayıda nedenler var.

Havaalanına vardığımda onu aradım.

Bankaya para yatırdığında, onu biriktirirsin.

Zengin tüccar çocuğu evlatlık aldı ve onu mirasçısı yaptı.

Sonunda onu polise teslim etmeye karar verdik.

Also check out the following words: talebini, verilmiş, sözüm, bırakıldık, temelli, yanınızda, getiremezsiniz, coğrafyada, zayıfım, Kendinden.