Learn how to use john in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
John cebinden bir anahtar çıkardı.
Translate from Turkish to English
John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.
Translate from Turkish to English
John, Fransızcayı iyi konuşamıyor.
Translate from Turkish to English
John birçok şişe şarap içti.
Translate from Turkish to English
John Bill'den daha zeki.
Translate from Turkish to English
John Bill'in zayıflığından istifade etti.
Translate from Turkish to English
John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
Translate from Turkish to English
John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.
Translate from Turkish to English
John işe aşina.
Translate from Turkish to English
John, New York'ta yaşıyor.
Translate from Turkish to English
John o kadar sesli konuştu ki ikinci kattan bile duyabildim.
Translate from Turkish to English
John şu an ne yapıyor?
Translate from Turkish to English
John, New York'ta oturuyor.
Translate from Turkish to English
John yüzme kulübündedir.
Translate from Turkish to English
John ayda bir ailesine mektup yazar.
Translate from Turkish to English
Onların erkek çocuğunun adı John.
Translate from Turkish to English
John, New York'ta yaşar.
Translate from Turkish to English
John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
Translate from Turkish to English
John gibi böylesine dürüst bir insan yalan söylemiş olamaz.
Translate from Turkish to English
Merhaba, John! Nasılsın?
Translate from Turkish to English
Merhaba, John! Nasılsınız?
Translate from Turkish to English
General John Pope korkunç bir hata yaptı.
Translate from Turkish to English
John yüzme yarışmasında sınıfını temsil etti.
Translate from Turkish to English
Tom ve John arasında oturdum.
Translate from Turkish to English
John satranç sever.
Translate from Turkish to English
John sınavı muhtemelen geçecek.
Translate from Turkish to English
Onu John yapamaz, ben de, sen de.
Translate from Turkish to English
John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
Translate from Turkish to English
John kitabı Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yayıncıya sipariş etti.
Translate from Turkish to English
O, John haberi duyduğu için çok memnun olması gerektiğini söyledi.
Translate from Turkish to English
John soruya yanıt vermez.
Translate from Turkish to English
John resme baktı.
Translate from Turkish to English
John tablo üzerinde hak iddia etti.
Translate from Turkish to English
John tabloyu sahiplendi.
Translate from Turkish to English
John gürültüye tahammül edemez.
Translate from Turkish to English
John babasının şirkette başarılı olacağından emin.
Translate from Turkish to English
John, karanlık bir odada bir hayaletin varlığını hissetti.
Translate from Turkish to English
John kazağını ters giymişti.
Translate from Turkish to English
John zaten istasyona geldi.
Translate from Turkish to English
John sahnede " Imagine" ı seslendirdi.
Translate from Turkish to English
John sahnede hangi şarkıyı söyledi?
Translate from Turkish to English
John Scotch ve Mary bourbon içecer.
Translate from Turkish to English
John, Jack'le birlikte oturuyor.
Translate from Turkish to English
John Jane ile evliydi.
Translate from Turkish to English
John hoşça kal bile demeden gitti.
Translate from Turkish to English
John golf ile ilgileniyor.
Translate from Turkish to English
John Sam'in tam bir müzik koleksiyona sahiptir.
Translate from Turkish to English
John bu günlerde endişesiz.
Translate from Turkish to English
John bu günlerde çok içiyor. Biz onu artık içmemesi için durdurmak zorundayız.
Translate from Turkish to English
John oyunu kazanacağından emin.
Translate from Turkish to English
John gitar çalamaz.
Translate from Turkish to English
John gitar çaldı ve arkadaşları şarkı söyledi.
Translate from Turkish to English
John müşterisi ile telefonda konuştu.
Translate from Turkish to English
John Oxford Üniversitesi'nde Fransız edebiyatı profesörü ve eşi Fransız.
Translate from Turkish to English
John bir kurt gibi zayıftır.
Translate from Turkish to English
John her zaman Lincoln örneğine uyarak yaşamaya çalıştı.
Translate from Turkish to English
John normalden çok daha önce kalkmıştı.
Translate from Turkish to English
John sürekli hatalar yapıyordu.
Translate from Turkish to English
John iyi bir koca ve baba olur.
Translate from Turkish to English
John iyi bir öğrenci.
Translate from Turkish to English
John, bir şey söyleyemeyecek kadar çok şaşırmıştı.
Translate from Turkish to English
John Amerikalı bir çocuk.
Translate from Turkish to English
John sana ihanet edecek bir insan değildir.
Translate from Turkish to English
John seninle tanışmadan önce tembeldi.
Translate from Turkish to English
John seksen yaşında ama hâlâ formda.
Translate from Turkish to English
John beş dakika içinde burada olacak.
Translate from Turkish to English
John o üç yıl önceki adam değil.
Translate from Turkish to English
John 200 işçi istihdam etmektedir.
Translate from Turkish to English
John genellikle hızlı bir kahvaltı yer.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary ve John Partinin maliyetini paylaştılar.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary ve John sahada kovalamaç oynuyorlardı.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary ve John Cumartesi gününü yetenek gösterisi için uygulama yaparak geçirdi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin John hakkında konuştuğunu duydu.
Translate from Turkish to English
Tom'da John için Mary'den gelen bir mesaj var.
Translate from Turkish to English
John kapıyı çaldığında Tom ve Mary akşam yemeği için oturmak üzerelerdi.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary bebeklerine John ismini verdiler.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman John ve Mary'nin çok hoş bir çift olduklarını düşündü.
Translate from Turkish to English
O zaman, Tom, Mary ve John arasında oturuyordu.
Translate from Turkish to English
John odaya girdiğinde Tom ve Mary ateşli bir tartışmanın ortasındaydı.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'ye John hakkında yazdı.
Translate from Turkish to English
John onu vurduğunda, Tom silahını Mary'ye hedefliyordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'yi öldürmek istedi fakat John onu durdurdu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye vurmak istedi fakat John onu durdurdu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye ateş etmek istedi fakat John onu durdurdu.
Translate from Turkish to English
Tom, John ve Mary ile kampa gitmenin eğlenceli olacağına karar verdi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye John hakkında ne düşündüğünü sordu.
Translate from Turkish to English
Mary ve John onu öldürmekle tehdit ettikten sonra, Tom polis koruması istedi.
Translate from Turkish to English
Tom uygulama sırasında sol dizini incitti, bu yüzden John oyunu yerinde oynamak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English
Tom ve John iyi arkadaştır.
Translate from Turkish to English
John Tom'la güreşiyor.
Translate from Turkish to English
1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.
Translate from Turkish to English
John G. Roberts, ABD Yüksek Mahkemesi Başyargıcıdır.
Translate from Turkish to English
John şu an müsait mi?
Translate from Turkish to English
John ve Ann birbirlerini severler.
Translate from Turkish to English
John oraya yalnız gitti.
Translate from Turkish to English
John gelir gelmez gidelim.
Translate from Turkish to English
Ben John geldiğinde çıkacağım.
Translate from Turkish to English
John geri döndüğünde sanki bir hayalet görmüş gibi solgun görünüyordu.
Translate from Turkish to English
Onun kız kardeşinden John sorumluydu.
Translate from Turkish to English
John pencereyi kırdı.
Translate from Turkish to English
Ya John ya da ben suçlanacağım.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: pencereden, atladı, dakika, içinde, istasyona, tarayıcılar, güvenli, Bogdan, Tanjević, kolon.