Learn how to use tek in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Tek başıma yürüdüm.
Translate from Turkish to English
O benim dağa tek başıma tırmanmamın imkansız olduğunu düşünüyor.
Translate from Turkish to English
Bugün tek başına mı geldin?
Translate from Turkish to English
Bir, üç ve beş tek sayılardır.
Translate from Turkish to English
Bir deliyle aramdaki tek fark benim deli olmamamdır.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
Translate from Turkish to English
Asla tek başına olma.
Translate from Turkish to English
Final maçındaki tek gol Andrés Iniesta tarafından atıldı.
Translate from Turkish to English
Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.
Translate from Turkish to English
Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir.
Translate from Turkish to English
Tek başına yaşıyordu.
Translate from Turkish to English
İnsan gülebilen tek hayvandır.
Translate from Turkish to English
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
Translate from Turkish to English
Mevcut tek oda iki kişiliktir.
Translate from Turkish to English
Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.
Translate from Turkish to English
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
Translate from Turkish to English
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
Translate from Turkish to English
Banyolu, tek kişilik, tamam mı?
Translate from Turkish to English
Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
Translate from Turkish to English
Ormanda tek başına yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Bu senin tek şansın.
Translate from Turkish to English
Oraya tek başına gitmeni istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Hiroko orada tek başına oturdu.
Translate from Turkish to English
O tek başına çalıştı.
Translate from Turkish to English
O tek çalıştı.
Translate from Turkish to English
O tek olarak çalıştı.
Translate from Turkish to English
Bu cümlenin sadece tek bir dili var.
Translate from Turkish to English
Onun tek isteği oğlunu son bir kez görmekti.
Translate from Turkish to English
Ben ona tek başına izin veremem.
Translate from Turkish to English
Kanser tek değil fakat yüzlerce farklı hastalıklardan biridir.
Translate from Turkish to English
Talihsizliklerin asla tek başına gelmediklerini unutmuyorum.
Translate from Turkish to English
Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.
Translate from Turkish to English
Hüsnü Mübarek'in sadece tek bir arkadaşı var. İsrail.
Translate from Turkish to English
Benim tek bir düşmanım yok.
Translate from Turkish to English
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
Translate from Turkish to English
Sahip olduğum tek sorunun şu an evde kapalı kalmam olduğunu düşünüyorum.
Translate from Turkish to English
Tek oğlu olduğu için, baba, Ken'i daha çok seviyordu.
Translate from Turkish to English
O günlerde, o, evde tek başına yaşıyordu.
Translate from Turkish to English
Adam tek başına rüzgar sörfü yapmaktan hoşlanıyor.
Translate from Turkish to English
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
Translate from Turkish to English
İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English
Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır.
Translate from Turkish to English
O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
Translate from Turkish to English
Dedem tek başına kaldığında bazen kendi kendine konuşur.
Translate from Turkish to English
Sadece tek bir gerçek var.
Translate from Turkish to English
Bu sahip olduğum tek kameradır.
Translate from Turkish to English
O, babasının ölümünden sonra ailesi için baş vurulacak tek kişiydi.
Translate from Turkish to English
Babası öldükten sonra, o tek başına çalışmak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English
Tek kişilik banyolu ada, lütfen.
Translate from Turkish to English
Tom'un tek başına seyahat etmek istemesi çok zayıf bir olasılıktır.
Translate from Turkish to English
Sadece tek bir gerçek ruhani bilgi vardır: ben algıladığımı algılarım.
Translate from Turkish to English
Onu tek başıma yapabilirim.
Translate from Turkish to English
Oğlumun yediği bir çeşit ve tek tatlı çikolatalı pastadır.
Translate from Turkish to English
Onun yediği tek şey şekerlemedir.
Translate from Turkish to English
Normal olarak yemediğim masadaki tek şey sarı tabaktaki şeydir.
Translate from Turkish to English
Yulaf ezmesini yiyebileceğim tek usul bol şekerlidir.
Translate from Turkish to English
Bizim için sürpriz oldu, o Brezilya'ya tek başına gitti.
Translate from Turkish to English
O, üç çocuğu tek başına yetiştirdi.
Translate from Turkish to English
O tek başına ağlıyordu.
Translate from Turkish to English
O tek başına gitmemeli.
Translate from Turkish to English
O, tek cevabın bir köle isyanı olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom'un tek başına oraya gitmek için cesareti yoktu.
Translate from Turkish to English
Büyükannem sağlıklı ve tek başına yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Ben, sevdiğim tek kadın tarafından terk edilmiş hissediyorum.
Translate from Turkish to English
Bizim iki hafta boyunca tek bir damla yağmurumuz olmadı.
Translate from Turkish to English
Bu uygulama, tek kelimeyle, pilini tüketiyor.
Translate from Turkish to English
Tek başına on kişilik akşam yemeği pişiremezsen, Lucy sana yardımcı olabilir.
Translate from Turkish to English
Bir insanın asla pişman olmayacağı tek şey onun hatalarıdır.
Translate from Turkish to English
Önemli olan tek şey hayatta olmandır.
Translate from Turkish to English
Önemli olan tek şey, güvende olmandır.
Translate from Turkish to English
Uygurları tanımayan tek kişi benim.
Translate from Turkish to English
Onları tanıyan tek kişi benim.
Translate from Turkish to English
Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür.
Translate from Turkish to English
Şu an benim için tek kişisin.
Translate from Turkish to English
İnsan konuşabilen tek hayvandır.
Translate from Turkish to English
Onun tek oğlu öldü.
Translate from Turkish to English
Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.
Translate from Turkish to English
Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.
Translate from Turkish to English
Biz bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledik.
Translate from Turkish to English
Sevgi ile tek başına yaşayamazsın.
Translate from Turkish to English
Tek gidiş bilet ücreti bir dolardır.
Translate from Turkish to English
Bir romanın varlığının tek nedeni hayatı temsil etmek için girişimde bulunmasıdır.
Translate from Turkish to English
Önemli olan tek şey senin yaralanmamış olmandır.
Translate from Turkish to English
O tek bir kelime söylemedi.
Translate from Turkish to English
Önemli olan tek şey, hepimizin birlikte olmasıdır.
Translate from Turkish to English
Tom için önemli olan tek şey, onun ne kadar para kazandığıdır.
Translate from Turkish to English
Önemli olan tek şey, işi yapabilip yapamayacağındır.
Translate from Turkish to English
Önemli olan tek şey senin öğretmeninin senin raporunun yeterince iyi olup olmadığını düşünmesidir.
Translate from Turkish to English
Gerçekten önemli olan tek şey senin mutlu olup olmamandır.
Translate from Turkish to English
Gerçekten önemli olan tek şey, sizin elinizden geleni yapıp yapmamanızdır.
Translate from Turkish to English
Önemli olan tek şey para değildir.
Translate from Turkish to English
Kazanmak önemli olan tek şey değildir.
Translate from Turkish to English
Aşk Önemli olan tek şey değildir.
Translate from Turkish to English
Önemli olan tek şey kazanmak olsa, o zaman keyfimiz kaçar.
Translate from Turkish to English
Tom için önemli olan tek şey, bizim onun patronuna karşı terbiyesiz olmamamızdı.
Translate from Turkish to English
Çanta benim tek başıma taşıyamayacağım kadar çok ağırdı.
Translate from Turkish to English
O tek başına oraya gitmek için yeterince cesur.
Translate from Turkish to English
Tek başına orada yaşadı.
Translate from Turkish to English
O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.
Translate from Turkish to English
Tarihten öğrenebileceğin tek şey tarihten bir şey öğrenemiyeceğindir.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: mesafedir, Görünüşe, İstasyonda, bulurken, zorluk, yaşadım, çalışıyoruz, kaybolacak, Uzayı, işgâl.