Turkish example sentences with "savaş"

Learn how to use savaş in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O, 1941'de savaş başladığında Avrupa'dan evine döndü.

Savaş patlak verdiğinde 1941'de Avrupa'dan evine döndü.

İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.

Savaş insanlığa karşı bir suçtur.

Savaş başladığında biz on yıl boyunca orada yaşadık.

Farragut, New Orleans'ı savaş olmadan ele geçirdi.

Savaş çıksa ne yaparsın?

Savaş askerleri cepheye gitmeye zorladı.

Savaş alanında defalarca kez kefeni yırttı.

Tabiri caizse, bunlar savaş kurbanlarıydı.

Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.

Savaş kurbanlarına yiyecek temin ettiler.

Savaş hiç kimseyi mutlu etmez.

Savaş hepimizi ilgilendiriyor.

Savaş kaçınılmazdır.

Savaş neredeyse 10 yıl sürdü.

Savaş üç yıl sonra başladı.

Savaş kimseyi mutlu etmez.

Savaş asla barışı kanıtlamamıştır.

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.

Ülke komşusu karşı savaş ilan etti.

Savaş başladığında, o, İngiltere'de yaşıyordu.

Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.

Gerçek savaş bu hikâyeden daha çok korkunç.

Biz üç savaş gördük.

İki ülke arasında bir savaş patlak verdi.

Onlar sözde savaş mağdurlarıdır.

Tom savaş terörünü asla unutamadı.

İyi bir savaş, ne de kötü bir barış hiçbir zaman olmadı.

Uzun lafın kısası savaş baltasını gömdük.

Savaş onları mutluluklarından mahrum etti.

Eğer savaş istiyorsanız, savaş alırsınız.

Eğer savaş istiyorsanız, savaş alırsınız.

Batı Tunus'ta Kasserine'de korkunç bir savaş gerçekleşti.

Savaş devam etti.

Bu bir iç savaş engelledi.

Savaş tehlikesi geçti.

Savaş beş yıl sonra başladı.

Soğuk Savaş devam etti.

Yine de, savaş bitmedi.

Avrupa'da savaş sona erdi

Savaş resmen sona erdi.

Savaş barışa yol veriyordu.

Davis, iç savaş istemiyordu.

Polk gerçekten savaş istemiyordu.

Roosevelt bir savaş kahramanı idi.

Yunanistan'da iç savaş sona erdi.

Savaş dört yıl sürmüştü.

Bir iç savaş tehlikesi vardı.

Savaş onlar için kötü gidiyordu.

Fransa ile savaş sona erdi.

Savaş çok uzun süre devam edemedi.

Savaş hasarının çoğu oradaydı.

Bazıları onun baskınının bir savaş eylemi olduğunu söyledi.

O, savaş sırasında orduya katıldı.

Kanada da savaş için hazırlanmaya başladı.

Scott, onun uzun bir savaş olacağına inanıyordu.

İç Savaş 1861'den 1865 yılına kadar sürdü.

Soğuk Savaş İkinci Dünya Savaşından sonra başladı.

George, savaştan bir kahraman olarak savaş evine geldi.

Başkan savaş olacağından emindi.

Bu insanlar savaşın bir iç savaş olduğunu söyledi.

Savaş Amerikan halkını birleştirdi.

Soğuk Savaş aynı zamanda Orta Doğuyu da etkiledi.

Adams, savaş yıllarının çoğunu Avrupa'da geçirdi.

Napolyon'un, İngiltere ile bir savaş için paraya ihtiyacı vardı.

Amerika Birleşik Devletleri donanması, savaş için hazır değildi.

Savaş, her ay 2.000 milyon dolara mal oldu.

Bosna-Hersek'te 1992'de bir iç savaş başladı.

Ve Fransa ve İngiltere arasındaki savaş sona erdi.

Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ile savaş istemiyordu.

Savaş Kongresi'nin hiç parası yoktu.

Birçok Amerikan savaş gemisi Panama'ya gönderildi.

Birçok insan o savaş sırasında açlıktan öldü.

Savaş Japonların nükleer silahlara bakış şeklini değiştirdi.

Çok canlar pahasına savaş sona erdi.

Savaş, pek çok kurban ile sona erdi.

Savaş tesadüfen patlak vermedi.

Savaş yanlış bir politikadan sonuçlandı.

Savaş 45 yıl önce gerçekleşti.

Savaş iki yıl sürdü.

1954 yılında savaş sona erdi.

Savaş onları mutluluktan yoksun bıraktı.

Bu savaş, bir yaşam ya da ölüm mücadelesi gibi görünüyordu.

Tom savaş hakkında konuşmamaya karar verdi.

Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamın iyi bir resmini verir.

Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim.

O savaş istemiyordu.

1945 yılında savaş sona erdi.

Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

Sıkı bir savaş yaptık.

Savaş 1939'da patlak verdi.

Savaş hâlâ devam ediyor.

Düşman savaş gemileri limandaki depolarımızı bombaladı.

Savaş sesi duydum.

Umarım savaş patlak vermez.

Bir savaş ihtimali var.

Savaş bir hafta sürdü.

Savaş her an patlak verebilir.

Savaş yaklaşık on yıl sürdü.

Her zaman savaş vardı ve her zaman olacaktır.

Also check out the following words: otobüsünün, havaalanına, gitmesi, sürüyor, Plaj, tarafta, rezervasyonu, yaptırmak, güvenliğine, hoşlanıyorum.