Turkish example sentences with "param"

Learn how to use param in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Biraz param var.

Benim hiç param yok.

Bu ay az param var.

Sözlüğü alacak kadar param yok.

Az param var. Bununla birlikte seninle mutluyum.

Gitmiyorum, çünkü diğer nedenlerin yanı sıra param yok.

Yeterli param olsaydı o hoş arabayı alırdım.

O kadar fazla ödemeye param yetmez.

Eğer fazla param olsaydı, kalemi alırdım.

Param çalınmıştı.

Geçen yıl sahip olduğumdan daha fazla param var.

Keşke çok param olsa.

Benim az param var.

Benim biraz param var.

Hiç param yok, ama hayallerim var.

Yeterli param olsa, ben yurtdışına gidebilirim.

Yeterli param olsaydı, onu alabilirdim.

Ben bir araba istiyorum, ama bir tane satın almak için hiç param yok.

Yeterli param olsa, onu satın alabilirim.

Üzgünüm, daha küçük bozuk param yok.

Param tükeniyor.

Yeterli param olsa, ben bu kitabı satın alabilirim.

Param tükendi.

Param bitinceye kadar burada kalmayı planlıyorum.

Hiç param yok.

Yanımda neredeyse hiç param yok.

Param az kaldı.

Param yok.

Seyahatim için yeterli param yok.

Yurt dışında olsam ve param bitse, ben daha fazla istemek için ailemi ararım.

Üç liradan daha fazla param yok.

Bol zamanım var, ama yeterli param yok.

Hey, hiç param olmayabilir ama benim hâlâ bir gururum var.

Her zamankinden daha çok zamanım, ve daha az param var.

Bugün hiç param yok.

Benim param bitti.

Çok param yok.

Şimdi biraz param var.

Şu anda çok param yok.

Şimdi yanımda hiç param yok.

Birkaç gümüş param var.

Neredeyse hiç param kalmadı.

Cebimde hiç param yok.

Param olsa onu alabilirim.

Keşke yanımda biraz daha param olsa.

Bir sözlük almak için param yok.

Şimdi neredeyse hiç param yok.

Şimdi çok az param var.

Bu kutuda bir sürü madeni param var.

Emrime amade çok param var.

Onun için ne zamanım nede param var.

Tasarruf hesabımda bir sürü param var.

Üzgünüm fakat hiç bozuk param yok.

Bir sürü param ve onu kullanacak yeterli zamanım var.

Hiç param yok ve hiç arkadaşım da yok.

Benim çok param var.

Yanımda çok param yok.

Yanımda biraz param var.

Onu satın almak için yeterli param var.

Benim ne zamanım nede param var.

Yanımda çok param var.

Maalesef, bozuk param yok.

Bilet alacak param yoktu.

Bir araba alacak kadar param var.

Yeterli param olsaydı, bu kamerayı alırdım.

Üzerimde çok param yok.

Şimdi yanımda biraz az param var.

Keşke Tom'un sahip olduğu kadar çok param olsa.

Yeterli param olsaydı, bu bilgisayarı almıştım.

Reklam için yeterli param yok.

Otobüse ödemek için param yok.

Ceplerimde hiç param yok.

O elbiseyi satın almak için yeterli param vardı.

Bu kitabı almak için yeterli param var.

Kitabı almak için hiç param yok.

Mesele şu ki şimdi pek param yok.

Senin üç katın kadar param var.

Onun sahip olduğu kadar çok param yok.

Ne yazık ki yanımda hiç param yok.

Param olsa, sana ödeyebilirim.

Keşke o arabayı satın alacak yeterli param olsa.

Sözlüğü alacak param yok.

Hindistan'da kaldığım sırada param bitti.

Doğruyu söylemek gerekirse, yanımda hiç param yok.

Yeterli param olsa, kitabı alırım.

Yeterli param olsa, bu kamerayı alırım.

Düşündüğün kadar çok param yok.

Param var.

Param nerede?

Bozuk param yok.

Yeterli param var.

Onu alamam çünkü hiç param yok.

Böyle pahalı bir restoranda yemek yemeye yetecek param yok.

Bol bol zamanım var ama yeterli param yok.

Araba satın almak için param yok.

Maalesef şu anda yanımda hiç param yok.

Harcayamayacak kadar çok param olsa onu ne yapardım?

Yaşım tutsaydı ve param olsaydı bedelini parayla ödemezdim.

Senin için param var.

Eğer param olsaydı, bu bilgisayarı satın alırdım.

Param bitti.

Also check out the following words: Kameram, Nikon'dur, şüphe, yok, İngilizce, konuşulan, dildir, Doktor, olacak, Yumi.