Turkish example sentences with "görüyorum"

Learn how to use görüyorum in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.

Adamı görüyorum.

Bahçede kedini görüyorum.

Bir aslan görüyorum.

Masanın üzerinde bir çiçek görüyorum.

Köpeği görüyorum.

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

Ne kadar tehlikeli olduğunu görüyorum.

Bir kitap görüyorum.

Bir erkek ve bir bayan görüyorum.

Onu odayı süpürürken görüyorum.

Ağaçlar arasında bir ev görüyorum.

Onu büyük bir bilim adamı olarak görüyorum.

Ben sözleşmeyi bozulmuş olarak görüyorum.

Tom'u bir arkadaş olarak görüyorum.

Dana'yı görüyorum.

Dan ve Andrei'yi görüyorum.

Dana ve Corina'yı görüyorum.

Ben onu nadiren görüyorum.

Kendimi senin velin olarak görüyorum.

Ben onun planında büyük bir tehlike görüyorum.

O, evde olmalı. Garajında arabasını görüyorum.

Yurt dışında öğrenim görüyorum.

Mary'nin piyano çaldığını görüyorum.

Ben okulda eğitim görüyorum.

Ben önde kırmızı bir araba görüyorum.

Masanın üstünde bir kitap görüyorum.

Çatıda bir kuş görüyorum.

Onu bir düşman olarak görüyorum.

Sekizden on bire kadar eğitim görüyorum.

Bazen annemin rüyasını görüyorum.

Ben onun tavsiyesini değerli olarak görüyorum.

Onları görüyorum.

Onun evinin yanında oturuyorum fakat onu nadir görüyorum.

Ben hayal mi görüyorum?

Ağacın altında yaşlı bir kadın görüyorum.

Burada bazı Japon insanlar görüyorum.

Bu günlerde babamı az görüyorum.

Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.

Bir zürafa görüyorum.

Kıyıdan uzakta bazı botlar görüyorum.

İşinizde çok iyi olduğunuzu görüyorum.

Bir gül görüyorum.

Bir yıldız görüyorum.

Rüya mı görüyorum?

Bir taç görüyorum.

Bir ev görüyorum.

Bir kraliçe görüyorum.

Ben çocuğu görüyorum.

Onun evini görüyorum.

Evini görüyorum.

Okuduğunu görüyorum.

Psikoloji öğrenimi görüyorum.

Onu güçlükle görüyorum.

Nasıl çalıştığını görüyorum.

Yurt dışında eğitim görüyorum.

Siyah giyinen bir kadın görüyorum.

Böyle korkutucu bir filmi ilk defa görüyorum.

Sanırım bir şey görüyorum.

Kitabını bulduğunu görüyorum.

Yanında gitarın olduğunu görüyorum. Bizim için bir şey çalmayı planlıyor musun?

Her yerde seni görüyorum.

Hazır olduğunu görüyorum.

Uyanık olduğunu görüyorum.

Tom'u oldukça sık görüyorum.

Hareket eden bir şey görüyorum.

Seçeneğim olmadığını görüyorum.

Gözlerinde korku görüyorum.

Seninle birlikte bir gelecek görüyorum.

Şimdi görüyorum da bazı eski çamlar bardak olmuş.

Birini görüyorum.

Hayaletler görüyorum.

Çift görüyorum.

Bir şey görüyorum.

Tom'u hor görüyorum.

Bir oğlan görüyorum.

Onu rüyalarımda bile görüyorum.

Evi görüyorum.

Görüyorum.

Boston'da bir üniversitede müzik eğitimi görüyorum.

Boğulma hakkında hâlâ aynı rüyayı görüyorum.

Bunu nihayet kabul ettiğini görüyorum.

Sözünden döndün ve tekrar döneceğini bugünden görüyorum.

Onu şarkı söylerken görüyorum ama bu sıkça değil.

Seni arkadaş olarak görüyorum.

Bu aralar kabuslar görüyorum.

İki gündür Mary'yi rüyamda görüyorum.

Bir problem görüyorum.

Kalemini görüyorum.

Böyle kocaman bir çileği ilk defa görüyorum.

Kraliçeyi görüyorum.

Yeni bir şapkan olduğunu görüyorum.

Bu kitaptan yırtılmış bir sayfa görüyorum.

Portreyi görüyorum.

Arabada bir kadın ve iki köpek görüyorum.

Taç görüyorum.

Burada ne görüyorum, biliyor musun?

Onu arkadaş olarak görüyorum.

Ben müstakbel karımı görüyorum.

Görüyorum ki üniversiteye gitmek beyinsizliğini azaltmamış.

Onu bir yabancı olarak görüyorum.

Also check out the following words: Kımıldama, Sekreter, mektubu, zarfa, yerleştirdi, piyanist, söylemeye, gerek, çalışmayı, Niye.