Turkish example sentences with "olan"

Learn how to use olan in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Mahjong dünyada çok popüler olan oyunlardan biri.
Translate from Turkish to English

Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
Translate from Turkish to English

Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
Translate from Turkish to English

Önemli olan ne okuduğun değil onu nasıl okuduğundur.
Translate from Turkish to English

Hem Facebook'un hem de Twitter'ın en yaşlı üyesi olan Ivy Bean, 104 yaşında öldü.
Translate from Turkish to English

Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
Translate from Turkish to English

Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.
Translate from Turkish to English

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.
Translate from Turkish to English

Shakespeare'in doğduğu yer olan Stratford-on-Avon, her yıl pek çok turist tarafından ziyaret edilir.
Translate from Turkish to English

Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
Translate from Turkish to English

Recep İvedik, Türkiye ve Almanya'da popüler olan "Recep İvedik" serisindeki hayali bir karakterdir.
Translate from Turkish to English

Karabük'te, aynı zamanda Süper Lig takımı Kardemir Karabükspor'un da sponsoru olan "Kardemir" adında bir demir-çelik fabrikası vardır.
Translate from Turkish to English

Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
Translate from Turkish to English

Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
Translate from Turkish to English

Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
Translate from Turkish to English

Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
Translate from Turkish to English

Sana ihtiyacı olan insanlarla bile arkadaş olabilirsin.
Translate from Turkish to English

Onun arkadaşlarının hepsi vücut yastığıydılar,ve onunkilerinin hepsi oyuncak bebektiler;böylece bir ölüyü canlandırmaya olan düşkünlüklerine yapıştılar.Fakat onların cansız nesne olmamalarından fakat kompleks duyguları olan insanlardan dolayı onların ilişkileri bazen gergindi.
Translate from Turkish to English

Onun arkadaşlarının hepsi vücut yastığıydılar,ve onunkilerinin hepsi oyuncak bebektiler;böylece bir ölüyü canlandırmaya olan düşkünlüklerine yapıştılar.Fakat onların cansız nesne olmamalarından fakat kompleks duyguları olan insanlardan dolayı onların ilişkileri bazen gergindi.
Translate from Turkish to English

Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
Translate from Turkish to English

Patronum yeni proje için olan bütçeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.
Translate from Turkish to English

Sevimli olan bir kızı var.
Translate from Turkish to English

Bu defa hatalı olan benim gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
Translate from Turkish to English

O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
Translate from Turkish to English

Domatesler bir ağırlık birimi olan pound ile satılır.
Translate from Turkish to English

Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.
Translate from Turkish to English

Onun doktor olan bir oğlu var.
Translate from Turkish to English

Diyarbakır'da adı «Yaşmar» olan bir market vardı.
Translate from Turkish to English

Sanırım John'un Jane ile olan ilişkilerini çok fazla okuyorsun.
Translate from Turkish to English

Mümkün olan tüm araçlarla savaştan kaçınmalıyız.
Translate from Turkish to English

Kamuoyu yoklamaları hükümete olan güveni ölçen göstergelerdir.
Translate from Turkish to English

Amerikalılar Toyota'ya olan güvenlerini kaybettiler.
Translate from Turkish to English

İşime olan ilgimi kaybettim.
Translate from Turkish to English

Söylenemeyecek kadar aptalca olan her şey söylenir.
Translate from Turkish to English

Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.
Translate from Turkish to English

Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.
Translate from Turkish to English

Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı.
Translate from Turkish to English

Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı.
Translate from Turkish to English

Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
Translate from Turkish to English

Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
Translate from Turkish to English

O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk.
Translate from Turkish to English

Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.
Translate from Turkish to English

Kesilmiş uzuvları olan insanlar onları hâlâ orada gibi hissetmeye devam ediyor.
Translate from Turkish to English

O, kulakları olan kirpileri asla görmediğini söylüyor.
Translate from Turkish to English

Ben, adı Tom olan genç bir adamla tanıştım.
Translate from Turkish to English

Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.
Translate from Turkish to English

Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English

Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
Translate from Turkish to English

Karısı piyanist olan bir arkadaşım var.
Translate from Turkish to English

Kazadan sorumlu olan benim.
Translate from Turkish to English

Kazadan sorumlu olan sensin.
Translate from Turkish to English

Sanırım ihtiyacım olan şey sende var.
Translate from Turkish to English

Midemde ara sıra olan ağrılar var.
Translate from Turkish to English

İhtiyacımız olan tüm parayı sağlamak için sana güveniyoruz.
Translate from Turkish to English

Babası bir doktor olan kız odur.
Translate from Turkish to English

Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu.
Translate from Turkish to English

Sonunda kazanacak olan güç değil adalettir.
Translate from Turkish to English

Biz nükleer kriz ile başa çıkmak için mümkün olan tüm çabaları harcıyoruz.
Translate from Turkish to English

Tepesi karla kaplı olan dağa bak.
Translate from Turkish to English

Tepesi karla kaplı olan dağın adı nedir?
Translate from Turkish to English

Tepesi karla kaplı olan şu dağı görebiliyor musun?
Translate from Turkish to English

İhtiyacın olan her kitabı sana ödünç vereceğim.
Translate from Turkish to English

1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.
Translate from Turkish to English

O, üniversiteye gitmek için ihtiyacı olan parayı kazandı.
Translate from Turkish to English

İnekler ihtiyacımız olan birçok şey bize verirler.
Translate from Turkish to English

O çok sorumlulukları olan önemli bir mevkideydi.
Translate from Turkish to English

Önemli olan tek şey hayatta olmandır.
Translate from Turkish to English

Önemli olan tek şey, güvende olmandır.
Translate from Turkish to English

Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.
Translate from Turkish to English

Bir fikri olan varsa lütfen elini kaldırsın.
Translate from Turkish to English

Çatısı kırmızı olan bir ev gördüm.
Translate from Turkish to English

Pasaportta adı olan kişi kelimelerle tanımlandı.
Translate from Turkish to English

Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.
Translate from Turkish to English

Sizin için yeni olan birçok şeyi göstermeme izin verin.
Translate from Turkish to English

Onun en çok ihtiyacı olan iyi bir iştir.
Translate from Turkish to English

O tatlı olan her şeyi sever.
Translate from Turkish to English

Tahtada yazılı olan benim adımdı.
Translate from Turkish to English

Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
Translate from Turkish to English

Jane çikolataya olan tutkusunu durdurmalıdır.
Translate from Turkish to English

Sana olan aşkım sana her şeyi söylememe izin vermeyecek. Bazı şeyler söylenmemiş olarak bırakılsa iyi olur.
Translate from Turkish to English

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?
Translate from Turkish to English

En sıkıntılı olan en iyinin yozlaşmasıdır.
Translate from Turkish to English

İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.
Translate from Turkish to English

Önemli olan bugün ne yaptığındır, dün geçmişte kalmıştır.
Translate from Turkish to English

Önemli olan tek şey senin yaralanmamış olmandır.
Translate from Turkish to English

Büyük bir şapkası olan adamı tanıyor musunuz?
Translate from Turkish to English

Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.
Translate from Turkish to English

Bizim görüşümüz sahip olduğumuz bir fikirdir; inancımız bize sahip olan bir fikirdir.
Translate from Turkish to English

Bir dachshund uzun gövdesi ve kısa bacakları olan bir Alman köpeğidir.
Translate from Turkish to English

Önemli olan tek şey, hepimizin birlikte olmasıdır.
Translate from Turkish to English

Tom için önemli olan tek şey, onun ne kadar para kazandığıdır.
Translate from Turkish to English

Önemli olan tek şey, işi yapabilip yapamayacağındır.
Translate from Turkish to English

Önemli olan tek şey senin öğretmeninin senin raporunun yeterince iyi olup olmadığını düşünmesidir.
Translate from Turkish to English

Gerçekten önemli olan tek şey senin mutlu olup olmamandır.
Translate from Turkish to English

Gerçekten önemli olan tek şey, sizin elinizden geleni yapıp yapmamanızdır.
Translate from Turkish to English

Önemli olan tek şey para değildir.
Translate from Turkish to English

Kazanmak önemli olan tek şey değildir.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Sergio, Ramos, Madrid'in, Mou, birisine, ihtiyâcı, Mou'dan, Leonardo'ya, Kaká, Inter'e.