Turkish example sentences with "suyu"

Learn how to use suyu in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Faturayı ödemediği için suyu kestiler.

Çoğu Japon, suyu musluktan içer.

Meyve suyu istiyor musun?

Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.

Biri suyu açık bıraktı.

Biri suyu açık bırakmış olmalı.

O, buz gibi suyu hiçe sayarak nehre atladı.

Anne iki şişe portakal suyu aldı.

Köpek suyu inceledi.

Ben o suyu içtikten sonra, iyi hissetmiyorum.

Düşük ısılar suyu buza çevirir.

Buzdolabında kızılcık suyu var.

Onlar ona votka katılmış bir bardak portakal suyu verdiler.

Tom'un suyu bitti.

Tom bütün gece suyu açık bıraktı.

Tom taze suyla yeniden doldurmadan önce, suyu şişeden boşalttı.

Tom her gün en az bir litre suyu içmenin kesinlikle gerekli olduğuna inanıyor.

"Evet, portakal suyu lütfen," diyor Mark.

Yağ ve suyu karıştıramazsın.

Küvette akan suyu var.

Tom üç şişe üzüm suyu aldı.

Tom'un içecek çok suyu yoktu.

Biraz meyve suyu, lütfen.

O bir şişeden portakal suyu içti.

Ben portakal suyu istiyorum

Ben bir portakal suyu istiyorum.

O suyu açık bıraktı.

Tom'un içecek suyu yoktu.

O, suyu açık bırakmış olmalı.

Yanımda her zaman bir şişe maden suyu taşırım.

Portakal suyu lütfen.

Bu meyve suyu ekşidir.

Suyu açık bırakmayın.

Kediler suyu sevmez.

Bu elma suyu %100 saftır.

Burada suyu boşa harcamak yasal değildir.

Kaynayan suyu bardağa boşalttı.

Suyu kovadan boşalt.

İki bardak portakal suyu, lütfen.

Musluk suyu içmesen iyi olur.

Hidrojen ve oksijen birleşerek suyu oluşturur.

The Great Lakes içme suyu sağlar.

Kirli içme suyu hastalığa neden olabilir.

Suyu bir fırında kaynatıyorsun.

Koşucular suyu kafalarına döktü.

Sıcak limon suyu içtiğimde kendimi daha iyi hissediyorum.

Yeni gömleğime biraz meyve suyu döktüm.

Yağmur suyu sıcak bir günde buharlaşıyor.

Tom suyu akmayan bir evde yaşıyor.

Annem iki şişe portakal suyu aldı.

Su tesisatçısı suyu borudan dışarı pompaladı.

Tom suyu açık bıraktı ve Mary sinirlendi.

Onlar sandviç, salata istiyor, ve meyve suyu da.

Suyu kaynatın.

Meyve suyu aldın mı?

Meyve suyu sever misin?

Suyu içme.

Portakal suyu satarız.

Evet, portakal suyu lütfen.

Yazın suyu idareli kullan.

Tom meyve suyu içiyor.

Bir sünger suyu emer.

Suyu boşa harcıyorsun.

Tom ve Mary derin suyu yürüyerek geçti.

Denizin suyu çok tuzlu.

Bir portakal suyu istiyorum.

İnsanlar fazla ve daha fazla portakal suyu içmek için geldiler.

Suyu israf ediyoruz.

Çok fazla çamaşır suyu kullandım ve gömleğim delindi.

Suyu içtim.

Tom, akan suyu olmayan bir evde yaşıyor.

Buzdolabında portakal suyu var.

Portakal suyu içiyorum.

Kiraz suyu içiyorsun.

O, elma suyu içiyor.

Tom biraz meyve suyu içti.

Banyo yaptıktan sonra meyve suyu içtim.

Suyu açık bırakan Tom değildi.

Tom kendine bir bardak portakal suyu koyuyor.

Tom suyu bardaktan döktü.

Tom sürahiden bir bardak portakal suyu koydu.

Çocuklara biraz daha meyve suyu getirir misin?

Suyu içmememiz için bizi uyarmayı unuttun.

Suyu muhafaza etmemiz gerekiyor.

Suyu korumalıyız.

O suyu nereden aldın?

Boston'daki insanlar musluk suyu içiyorlar mı?

Tom bütün sıcak suyu tüketti.

Beş dakika içinde duştan çıkmazsan, sıcak suyu kesiyorum!

Tom'un özel portakal suyu sayesinde harika hissediyorum.

Lütfen suyu israf etme.

Karbonatlı suyu sever misin?

Tom'un üç gündür yiyeceği ve suyu yoktu.

Biraz kahvaltılık gevrek ve portakal suyu alacağım.

Ondan otelde kalırken suyu açtılar değil mi?

Bu berbat suyu içmeyeceğim. Hayır, hayır, hayır, hayır!

Yağmur suyu bu borudan akıyor.

Bu kesinlikle yaşamımda içtiğim en lezzetli meyve suyu.

Biraz meyve suyu içeceğim.

Şarap ve elma suyu satın alacağım.

Portakal suyu ne kadar eder?

Also check out the following words: Evangeline, Lilly, Kanadalıdır, Justin, Bieber, müzik, kariyerine, yaşındaydı, Angelica, Pickles.