Turkish example sentences with "et"

Learn how to use et in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.

Bir zaman makinen olduğunu hayal et.

Et yer misin?

Haydi söyle ve dans et!

Kırmızı şarap, et ile iyi gider.

Yardım et!

Onu takip et.

Lütfen bana yardım et.

Bu tapınağı imha et.

Aşama 1. 0.5 litre bitkisel yağı (herhangi bir içyağı veya yağın ve içyağının bir karışımı) yüksek ateşte çömlekte ısıtın, 400 gram doğranmış soğan ekleyin, soğanlar sarı bir renge ulaşana kadar kızartın, sonra da 1 kilogram et (hangi cins olursa olsun) ekleyin.

Neden et yemediğini söyler misin lütfen?

Acele et!

Çeneni kapa ve işine devam et.

Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın.

Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.

Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.

Acele et! Çok zamanımız yok.

Et henüz hazır değil.

Ben bir vejetaryenim, eğer uygunsa et yemeği tercih etmem.

Lütfen beklemeye devam et.

Acele et. Okula geç kalacaksın.

Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.

Lütfen acele et!

Düşmemeye dikkat et.

Ne yaptığına dikkat et.

Daha az et yemek iyi bir fikir midir?

Mary, diyetinde et miktarını kısıtlıyor.

Caddeden geçerken arabalara dikkat et.

Asla et yemem.

Ne kadar acele edersen et, çaban sadece kovada bir damla.

Acele et, ve treni yakalayabileceksin.

Acele et, ve treni yakalayacaksınız.

Acele et, ve zamanında okulda olacaksın.

Ben bir bilet alırken çantama dikkat et.

Ben biletimi alırken çantama dikkat et.

Farz et ki işten atıldın, ilk olarak ne yaparsın?

Son treni kaçırdığımızı farz et, ne yapmalıyız?

Parayı R&D için tahsis et.

Bir kasap et ticareti yapar.

Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?

Kendine dikkat et.

Lütfen burayı terk et.

Yazmayı bırak ve kağıdını teslim et.

Bir bireyin sevgisini kabul et.

Raporunu yarına kadar teslim et.

Aslanlar et ile beslenirler.

Arkadaşım bir vejetaryen olmasına rağmen, çorbada biraz et olduğunu ona söylemedim.

Acele et, Tom.

Tom kapıda, lütfen onu içeri davet et.

Lütfen 2.30'dan önce Tom'un beni aramasını rica et.

Tom haftanın her günü et ve patates yemeğe aldırış etmezdi.

Tom arkadaşlarına asla et yemediğini söyledi.

Tom ve Mary et için tavşan yetiştirmektedir.

Tom nadiren kırmızı et yer.

Merhamet et!

Zaman doldu. Kağıtlarını teslim et.

Geç kalma ihtimaline karşın acele et.

Tom bir parça et kesti ve onu tabağının üzerine koydu.

Evraklarını derhal teslim et.

Derhal terk et.

Derhal burayı terk et.

Tüm gücün ile mücadele et.

Adımına dikkat et.

Adımına dikkat et, merdivenler diktir.

Adımına dikkat et. Zemin kaygan.

Adımına dikkat et, yoksa kayıp düşeceksin.

Adımına dikkat et, yoksa bagajda yoculuk yapacaksın.

Acele et ve trenini hâlâ yakalayabilirsin.

Lütfen Tom'a buraya gelmesini ve bu formları doldurmamız için bize yardım etmesini rica et.

Geçen gün bir pound et aldım.

Acele et, Martin. Zaten geç kaldık!

Tom, akşam yemeğinde pişirmek için biraz pahalı et satın aldı.

Doktor Tom'a yediği kırmızı et miktarını azaltmasını söyledi.

Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.

Tom et ya da yumurta yemez.

Tom et yemez.

Devam et.

Beni dahil et.

Et, lütfen.

Bana yardım et.

Doktor, beni tedavi et.

Odayı terk et.

Ben et yiyemem.

Onu nasıl yaptığımı not et.

Lütfen ona telefon et.

Et sert.

Bu iyi et.

Et dondurulmuş.

Doğru gitmeye devam et.

Bütün et kokmuştu.

Gel ve bizi ziyaret et.

O et tavuktur.

Bana yardım et, lütfen.

Bu et kolayca kesiliyor.

Buraya gel ve bana yardım et.

Et istemiyorum.

Ev ödevini teslim et.

Et koktu.

Onun bana söylediğini tahmin et.

Kesinlikle. Devam et.

Bu et kokmuş.

Also check out the following words: eklemek, üzerindeki, あ→а, simgesine, tıklayın, numaralı, otobüse, binmen, kravat, yakışıyor.