Learn how to use kendi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Mum kendi kendine söndü.
Translate from Turkish to English
Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
Translate from Turkish to English
İyi bir doktor kendi yöntemlerini uygular.
Translate from Turkish to English
O kendi görüşüne göre inatçı.
Translate from Turkish to English
Yumi oraya kendi gitti.
Translate from Turkish to English
O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
Translate from Turkish to English
Onun kendi evi var.
Translate from Turkish to English
Bebeğin kendi annesine ihtiyacı vardır.
Translate from Turkish to English
O kendi elmasını soyuyor.
Translate from Turkish to English
Kendi görüşüme göre, Twitter kuşu dünyamızdaki en kötü kuştur.
Translate from Turkish to English
Onlar kendi gazetelerini okuyor.
Translate from Turkish to English
Ona kendi odamı gösterdim.
Translate from Turkish to English
Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
Translate from Turkish to English
Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.
Translate from Turkish to English
Chris kendi başarısından Beth'in mutlu olacağına emindi.
Translate from Turkish to English
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
Translate from Turkish to English
Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
Translate from Turkish to English
Onu kendi gözlerimle gördüm.
Translate from Turkish to English
Onu kendi kendime söyledim.
Translate from Turkish to English
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
Translate from Turkish to English
Oğlu Robert'a kendi babasının adını verdi.
Translate from Turkish to English
Kendi kendine yardım en iyi yardımdır.
Translate from Turkish to English
Kendi hırsının kurbanı oldu.
Translate from Turkish to English
Kendi arabasını sürüyor.
Translate from Turkish to English
O, kendi kendine çalıştı.
Translate from Turkish to English
Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.
Translate from Turkish to English
Aslında tarih, bizim yapmamızdan ötürü bize ait değildir. Uzun zaman önce kendi kendimize sınav yapma süreci ile birbirimizi anlardık, şimdi birbirimizi ailede, toplumda ve yaşadığımız devlette apaçık bir yolla anlıyoruz.
Translate from Turkish to English
Bu kendi yaptığım bir resimdir.
Translate from Turkish to English
Çoğu ebeveyn, kendi çocuklarını, dünyada en iyi olarak görüyor.
Translate from Turkish to English
O, kendi kimliğini açıklamadı.
Translate from Turkish to English
O, para biriktirmek için kendi planını uygulamaya çalıştı.
Translate from Turkish to English
Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
Translate from Turkish to English
O, kendi sınıfında İngilizcede öndedir.
Translate from Turkish to English
Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.
Translate from Turkish to English
Kendi kendine çalışma ile, vergi muhasebecisi sınavını geçmek mümkün mü?
Translate from Turkish to English
Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler.
Translate from Turkish to English
İnsanlar genellikle kendi mahremiyetleri pahasına ünlü olurlar..
Translate from Turkish to English
Bir insan kendi annesini sevmelidir.
Translate from Turkish to English
Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.
Translate from Turkish to English
Her insan kendi evinin efendisidir.
Translate from Turkish to English
Her horoz kendi çöplüğünde öter.
Translate from Turkish to English
İnsanlar o zaman kendi ağırlığı taşıdı.
Translate from Turkish to English
İnsanlar genellikle kendi hataları fark etmezler.
Translate from Turkish to English
Hiç kimse kendi başına kendisi için yaşayamaz.
Translate from Turkish to English
Tom kendi başına yemek istediğine karar verdi.
Translate from Turkish to English
Herkesin kendi karakteri var.
Translate from Turkish to English
Jim kendi görüşünde ısrar ediyor.
Translate from Turkish to English
Nadiren, kırk yılda bir, kendi başına sinemaya gider.
Translate from Turkish to English
O, paranın kendi payına düşenini almakta tereddüt etmedi
Translate from Turkish to English
O, hiç tereddüt etmeden kendi arabasını sattı.
Translate from Turkish to English
Kendi kendime "Bu iyi bir fikir." dedim.
Translate from Turkish to English
Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor.
Translate from Turkish to English
George çok kaynaşmaz; o kendi başına kalmayı sever.
Translate from Turkish to English
Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı?
Translate from Turkish to English
" O tekrar olmayacak. "Fortunatus kendi kendine söyledi, ve tekrar birbirlerine at sürmeye başladılar. Bu defa Fortunatus'un mızrağı düşmanına o kadar güçlü rastladı ki o atından bir top gibi uçtu ve yerde ölü yatıyordu.
Translate from Turkish to English
Problemi kendi başıma çözeceğim.
Translate from Turkish to English
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
Translate from Turkish to English
Bunu kendi aramızda tutalım, olur mu?
Translate from Turkish to English
Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.
Translate from Turkish to English
Dedem tek başına kaldığında bazen kendi kendine konuşur.
Translate from Turkish to English
Herkes kendi yaptığıyla övünür.
Translate from Turkish to English
Bu kendi yaptığım bir köpek kulübesidir.
Translate from Turkish to English
Rusya Almanya ile kendi barış antlaşması imzaladı.
Translate from Turkish to English
Üç yüzyıl önce bile, Batı Avrupalıların çoğu hâlâ kendi muhbirlerini kullanıyorlardı.
Translate from Turkish to English
Kendi başına Meksika'ya gitti.
Translate from Turkish to English
Kendi başına evde kaldı.
Translate from Turkish to English
Kendi seçtiğim bir işi bulmayı umuyorum.
Translate from Turkish to English
Roger şarkı yazmayı seviyordu. Aynı zamanda kendi şarkılarını sahnede söylemeyi de seviyordu.
Translate from Turkish to English
İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.
Translate from Turkish to English
İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
Translate from Turkish to English
Meg kendi masasını temizledi.
Translate from Turkish to English
Öğrenmeniz gereken ilk şey, kendi fikirleriniz üzerinde durmak.
Translate from Turkish to English
Ancak baş oyuncu kendi hatalarının farkında.
Translate from Turkish to English
1847 yılında onlar kendi bağımsızlıklarını ilân ettiler.
Translate from Turkish to English
Vatanseverler kendi milletinin haklarını savundu.
Translate from Turkish to English
Sen benim tarzımı sevmiyorsan onu kendi tarzınla yap.
Translate from Turkish to English
Kendi yararı için insanları kullanmayı bırakması için Keiko'ya baskı yaptım.
Translate from Turkish to English
Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
Translate from Turkish to English
Adam kendi başına hareket edemeyecek kadar çok şişman.
Translate from Turkish to English
Adam kendi adını bile yazamadı.
Translate from Turkish to English
Adam kendi beynini uçurdu.
Translate from Turkish to English
Kendi başıma olmak istediğim için firmayı bıraktım.
Translate from Turkish to English
O, muhtemelen kendi başına mektup yazamaz.
Translate from Turkish to English
Onun kendi yaptığı bir resim var.
Translate from Turkish to English
Goethe iddia etti, "yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez".
Translate from Turkish to English
Tom kendi gücünü bilmiyor.
Translate from Turkish to English
Tom kendi gücünün farkında değil.
Translate from Turkish to English
Hiçbir kuş gereğinden çok yükseğe uçmaz, eğer ki kendi kanatlarıyla uçuyorsa.
Translate from Turkish to English
Tom beyzbol oynarken kendi havasında.
Translate from Turkish to English
Tom kendi içinde güvenden yoksundur.
Translate from Turkish to English
Teksaslılar kendi ordularını organize etmeye başladılar.
Translate from Turkish to English
O, insanlara kendi dinlerinden dolayı acı çektirdi.
Translate from Turkish to English
Bir kız için gece geç saatte kendi başına dışarı çıkması güvenli değildir.
Translate from Turkish to English
Bu benim kendi oluşturduğum bir plandır.
Translate from Turkish to English
Tom kendi çete üyeleri tarafından öldürüldü.
Translate from Turkish to English
Tom şu anda kendi başına.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary kendi sorunlarına olası bir çözüm ile geldiler.
Translate from Turkish to English
Mary bütün elbiselerini kendi diker.
Translate from Turkish to English
Tom'un sorunu kendi dünyasında yaşamaktır.
Translate from Turkish to English
Tom kendini uyandırmak için kendi üzerine soğuk su döktü.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: Tanıdığım, Wieńczysława, Esmer, işyerinde, Öteki, sarışın, okulumuzda, Tímea, Macardır, Lidia'nın.