Turkish example sentences with "kamera"

Learn how to use kamera in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bunun gibi bir kamera almak istiyorum.

Babam, doğum günüm için bana bir kamera aldı.

Bu kamera ile ne yapacaksın?

Bana başka bir kamera göster.

300 doların yukarısında bir kamera alamam.

Bu kamera kimin?

Erkek kardeşim elinde bir kamera tutuyor.

Ona, gömlek cebine sığmayacak kadar büyük bir kamera aldım.

Ona bir kamera satın aldı.

Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.

Bu kamera, film yüklü değil.

O kamera ile ne yaptın?

Ben bu kamera için can atıyorum.

Tom pahalı bir kamera istemiyordu.

Ben önceki gün bir kamera kaybettim.

30 dolara bir kamera satın aldım.

O, oğluna bir kamera satın aldı.

Bana iyi bir kamera tavsiye edebilir misiniz?

"Bu kamera ne kadar değer? " " Yaklaşık 100 dolar. "

Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera.

Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera.

Dün aldığım kamera budur.

Tom o kamerayı aldı çünkü Mary onun onun alması gereken bir kamera olduğunu düşündü.

Tom Mary'ye güzel bir kamera aldı.

Tom Mary'ye oldukça pahalı bir kamera aldı.

Tom Mary'ye bir kamera satın aldı.

Tom ödünç aldığı ve kaybettiği kameranın yerine koymak için Mary'ye yeni bir kamera satın aldı.

Tom Mary'ye vermek için bir kamera satın aldı.

Tom, onun doğum gününde vermek için Mary'ye bir kamera satın aldı.

Tom Mary'den bir kamera satın aldı.

Tom Mary için bir kamera satın aldı.

Yanınızda kamera getirmeyi unutmayın.

Tom nereye giderse gitsin her zaman yanında bir kamera taşır.

Bu onun kaybettiği aynı kamera

Bu, Japonya'da yapılmış bir kamera.

Bu kamera, Tom'unki.

Bu kamera Tom'unki, deği mi?

Bu kamera, Tom'un favorisi.

O gün, Tom alabildiği kadar çok sayıda kamera aldı.

O kamera Tom'un en değerli eşyası.

Tom bir kamera ve sehpa aldı.

Tom indirimli satışlarda bir kamera aldı.

Tom buradan çok uzak olmayan bir mağazadan bir kamera satın aldı.

Tom, 500 dolara bir kamera satın aldı.

Tom benim için bir kamera satın aldı.

Tom sadece birkaç gün önce bir kamera aldı fakat çoktan kaybetti bile.

Tom sizinki gibi bir kamera satın aldı.

Tom eBay'da bir kamera aldı.

Tom satılık bir kamera aldı.

Tom Japonya'da yapılmış bir kamera satın aldı.

Tom, aşırı fiyatlı bir kamera aldı.

Tom dün bir kamera satın aldı.

Tom gezisinde almak için küçük bir kamera satın aldı.

Tom çok ucuz bir kamera satın aldı.

Tom çok pahalı bir kamera satın aldı.

Tom, çok iyi bir kamera satın aldı.

Tom her birine bir kamera satın aldı.

Tom kendine bir kamera satın aldı.

Tom geçen yıl birkaç kamera satın aldı.

Tom onların her birine bir kamera satın aldı.

Tom her yıl iki veya üç kamera satın alır.

Babam bir kamera satın aldı.

O eski bir kamera.

İyi bir kamera aldım.

Bu kamera satılık mı?

Bu kamera kaç para?

O, bozuk bir kamera buldu.

Amcam bana bir kamera verdi.

O bana hoş bir kamera aldı.

O, oğluna bir kamera aldı.

İki gün önce bir kamera aldım.

O, bir kamera almayacak.

Bu kamera Almanya'da yapılmıştı.

Geçenlerde bir kamera aldım.

Bana başka bir kamera gösterin lütfen.

Sanırım yeni bir kamera almamın zamanıdır.

Sanırım uygun bir kamera almamın zamanıdır.

İyi bir video kamera alır almaz, online koymak için videolar yapmaya başlayacağım.

Benim kamera bir Nikon'dur.

O, kamera kulübünün üyesidir.

Bu kamera çok pahalıdır.

Bana amcam tarafından bir kamera verildi.

Kamera en az $500'a mal olacaktır.

Önceki gün bir kamera kaybettim.

Bir kamera almanın bir faydası yok.

Bu kamera küçük, ama çok iyi.

Bu, mağazadaki en iyi kamera.

Orada satın aldığı bir kamera idi.

Lütfen bana kamera için bataryalar verin.

Bu dün satın aldığım kamera.

Bu kamera ondan daha az pahalı.

Bir kamera aldım fakat ertesi gün onu kaybettim.

Bu, kaybettiğim kamera ile aynı model.

Bir kamera satın aldım.

O iyi bir kamera.

Bu kamera ucuz.

Bu iyi bir kamera.

Babam bana bir kamera aldı.

Vergisiz bir kamera satın aldım.

Vergiden muhaf bir kamera satın aldım.

Tom bir kamera getirmedi.

Also check out the following words: Hava, bulutlanıyor, Pardon, ama, radyoyu, kısabilir, acaba, Tenis, sağlıklıdır, Sağlıklı.