Turkish example sentences with "kahverengi"

Learn how to use kahverengi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Koyu kahverengi saçları vardı.

Kahverengi montlu kadın kim?

Kahverengi mantolu kadın kim?

Kahverengi paltolu kadın kim?

Çocukken komşularımı korkutmak için evcil bir kahverengi ayım olsun isterdim.

Şu masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.

Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?

Ania kahverengi ama Magdalena sarı saça sahip.

Kahverengi şapka eski.

O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.

Bahçe çıplak ve kahverengi.

Bu kahverengi kravatı alacaktım.

Onun yeşil gözleri ve açık kahverengi saçı var.

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.

Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.

Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.

Tom ve Mary her ikisi de kahverengi şapka giyiyorlar.

Postane kahverengi binadır.

Onun kahverengi gözleri var.

Tom'un kahverengi saçı var.

Kahverengi olanını tercih ederim.

Onun yeşil gözleri ve açık kahverengi saçları var.

O kahverengi olan da benimki.

Kahverengi ayakkabılı çocuğu gördüm.

İlaç kahverengi bir sıvıydı.

Beyaz pirinç yemeği kahverengi pirinçten daha çok seviyorum.

Ben kahverengi ayakkabıları istiyorum, siyah olanları değil.

Kahverengi ceketli kadın kim?

Onun vücudu kahverengi kürkle kaplıydı.

Bu şapka kahverengi elbise ile uyar.

Onlar kaba kahverengi deriden yapılmış.

Buralarda kahverengi bir cüzdan gördün mü?

Beyaz pirinci mi yoksa kahverengi pirinci mi tercih edersiniz?

Sebzeyle ve kahverengi pirinçle beslenir.

Kahverengi bir elbiseye uyacak bir şapka arıyorum.

Kedilerden biri siyah, diğeri kahverengi.

Kedi kahverengi.

Kahverengi saçım var.

Ayakkabılarım kahverengi.

Kahverengi gözleri var.

İlaç, kahverengi bir sıvıydı.

O kahverengi şapka eski.

Tom'un köpeği kahverengi.

Tom'un kahverengi gözleri var.

Tom'un dalgalı kahverengi saçı ve mavi gözleri var.

Tom'un koyu kahverengi saçları var.

Masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.

Tom'un dalgalı kahverengi saçı var.

Tom kahverengi bir süet ceket giyiyordu.

Jason'un kahverengi gözleri var.

Tom kahverengi kağıt bir çantada Mary'ye 1000 dolar verdi.

Emily'nin kahverengi saçları var.

Senin kahverengi gözlerin yok.

Aşırılığa karşı gün için slogan "kahverengi yerine çok renkli" idi.

Aşırılığa karşı ithaf edilmiş günün sloganı, "kahverengi yerine gökkuşağı renkleri" idi.

Tom, Mary'ye küçük kahverengi bir çanta verdi.

Tom, Mary'ye kahverengi bir çanta verdi.

Tom beyaz pirinçten çok kahverengi pirinç yiyor.

Tom kahverengi bir ceket giyiyordu.

Tom koyu kahverengi bir ceket istiyor.

Tom koyu kahverengi ayakkabı giyiyordu.

Çöp sepetinde garip, kötü kokulu kahverengi bir sıvı vardı.

Anna'nın saçı kahverengi fakat Magdalena'nınki sarı.

Tom'un kahverengi saçı ve mavi gözleri var.

Hem Tom hem de Mary kahverengi şapka giyiyorlar.

Benim kahverengi gözlerim ve siyah saçım var.

Mary koyu kahverengi elbise giyiyordu.

Posta ofisi bu kahverengi binada.

Tom kahverengi bir evde yaşıyor.

Kırmızımsı kahverengi çatılı bina bir kilisedir.

O, elini dalgalı kahverengi saçının içinden geçiriyor.

Mary'nin kahverengi gözleri var, kızınınkiler yeşil ve küçük oğlununkiler mavi.

Ölüm çok güzel olmalı. Kafanın üzerinde sallanan yeşil otları olan yumuşak kahverengi toprakta uzanmak ve sessizliği dinlemek. Dünü ve yarını olmamak. Zamanı unutmak, hayatı bağışlamak, barışık olmak.

Onlar kahverengi.

Tom'un açık kahverengi saçları var.

Kahverengi, onun doğal saç rengi değil.

Tom'un omuz hizasında, kahverengi saçı var.

Tom'un omuz hizasında, kahverengi saçları var.

Uzun boylu kadın kahverengi atı dinliyor.

Yapraklar sonbaharda kahverengi olur.

Mary'nin güzel kahverengi gözleri var.

Hangisi kahverengi?

Bu kahve kahverengi.

Nehirden gelen suyun sarı ve kahverengi arasında bir rengi vardı.

idrarın ne renk; Berrak, koyu sarı, kırmızımsı veya bira gibi kahverengi mi?

Onun dalgalı kahverengi saçları ve koyu renk gözleri var.

Bu masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.

O, arkadaş canlısı kahverengi gözlerle bana gülümsedi.

Tom kahverengi bir deri ceket giyiyordu.

Ben hala kahverengi pirinç pişiriyorum.

Hangisini tercih edersin, beyaz pirinci mi yoksa kahverengi pirinci mi?

Tavan arasında bir kahverengi keşiş örümceği var.

Bu kedi, kahverengi renklidir.

Tom önemli evraklarını kahverengi bir deri çantada tutar.

Piyano, güzel, koyu kahverengi ahşaptan yapılmıştır.

Köpek, kahverengi, küçük ve sıska.

Kahverengi tek parça elbiseme uyan bir şapka arıyorum.

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı.

O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı.

O bütün uzun güzel kahverengi saçlarını kesti ve bir oğlanın kıyafetlerini giydi.

Mary'nin kısa, kıvırcık kahverengi saçları var.

Also check out the following words: Neredeydin, Hata, yapmayacaksın, âşığım, evlenmek, şimdi, yaşında, Pokémon, izleyerek, Bunu.