Learn how to use dışarı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Çık dışarı!
Translate from Turkish to English
Yağmur yağarken dışarı çıkmayı sevmem.
Translate from Turkish to English
O, pencereden dışarı atladı.
Translate from Turkish to English
Dışarı çıkamazsın.
Translate from Turkish to English
Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
Translate from Turkish to English
Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English
Hangi öğrenci dışarı çıktı?
Translate from Turkish to English
Yürüyüş için dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Adam ve karısı dışarı fırladı.
Translate from Turkish to English
Hoşça kal demeden dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Yağmur dinince dışarı çıkacağız.
Translate from Turkish to English
Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
Translate from Turkish to English
Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
Translate from Turkish to English
Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Ben dışarı çıkmalıyım.
Translate from Turkish to English
Telefon çaldığında, ben dışarı gidiyordum.
Translate from Turkish to English
Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.
Translate from Turkish to English
Dışarı çıkmadan önce onu bitirmeliyim.
Translate from Turkish to English
Dışarı çıkmak yerine evde kaldım.
Translate from Turkish to English
Yurt dışı şubeleri seçkin ürünleri dışarı çıkarıyor.
Translate from Turkish to English
O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.
Translate from Turkish to English
Haber dışarı sızdırılmış.
Translate from Turkish to English
Yarın öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte dışarı çıkacağız.
Translate from Turkish to English
Birkaç gün dışarı çıkmamalısın.
Translate from Turkish to English
Bunu dışarı götürelim mi?
Translate from Turkish to English
Yürüyüş yapmak için bir süre dışarı çıkalım.
Translate from Turkish to English
O, yemek yemek için dışarı gitti.
Translate from Turkish to English
Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin.
Translate from Turkish to English
Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
Translate from Turkish to English
Sözleşme çantada, öyleyse kutlamak için dışarı çıkalım.
Translate from Turkish to English
Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Jim dışarı gitti, ama Mary evde kaldı
Translate from Turkish to English
Dışarı gitmeden önce dinleneceğim.
Translate from Turkish to English
Linda, dilini dışarı çıkardı.
Translate from Turkish to English
O, aylak aylak pencereden dışarı bakıyordu.
Translate from Turkish to English
Facebook'ta kalmaktansa dışarı gitmeyi tercih ederim.
Translate from Turkish to English
Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
" Kurt, kurt " diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.
Translate from Turkish to English
Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.
Translate from Turkish to English
Biz cuma günü bir yemek için dışarı çıkıyoruz.
Translate from Turkish to English
Yürüyüş için dışarı çıkmayı canın istiyor mu?
Translate from Turkish to English
Yürüyüş için canım dışarı çıkmak istedi.
Translate from Turkish to English
Yürüyüş için dışarı çıkabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Yürüyüş için dışarı çıkmaya ne dersin?
Translate from Turkish to English
Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Onu dışarı götürerek ona moral vermeye çalıştık.
Translate from Turkish to English
Yağmur yağdığı için, Nancy dışarı çıkmaya tereddüt etti.
Translate from Turkish to English
Yarın dışarı çıkıyor musun?
Translate from Turkish to English
Ya içeri gel ya da dışarı git.
Translate from Turkish to English
Babasının ölüm şoku kolay kolay geçmedi ve onun canı hiç dışarı gitmek istemedi.
Translate from Turkish to English
O az önce dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
O dışarı gitti.
Translate from Turkish to English
O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Sadece kitap okumayın. ara sıra dışarı gidin ve biraz egzersiz yapın.
Translate from Turkish to English
Gece dışarı çıkmamalısın.
Translate from Turkish to English
Yarın dışarı çıkacak mısın?
Translate from Turkish to English
Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.
Translate from Turkish to English
O benim dün dışarı gitmeme itiraz etti.
Translate from Turkish to English
Kapı açıldı ve adam dışarı yürüdü.
Translate from Turkish to English
O öfkeli bir yüz ile dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Annem bu manto ile dışarı çıkmayı seviyor.
Translate from Turkish to English
Onunla birlikte dışarı çıkması istendi.
Translate from Turkish to English
Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Bugün dışarı çıkmasan iyi olur.
Translate from Turkish to English
Bugün dışarı çıkmamalısın.
Translate from Turkish to English
O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.
Translate from Turkish to English
Yağmur durursa dışarı gidebilirim.
Translate from Turkish to English
Yağmur durduktan sonra, yürüyüş için dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Yağmur yağmazsa dışarı çıkalım.
Translate from Turkish to English
Ne olursa olsun yağmur durduğunda dışarı gideceğim.
Translate from Turkish to English
Temiz hava almak için dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Lütfen dışarı çıkmadan önce kapıyı kilitle.
Translate from Turkish to English
Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.
Translate from Turkish to English
Dışarı çıkmadan önce ışığı söndürdüğünüzden emin olun.
Translate from Turkish to English
Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.
Translate from Turkish to English
Onu dışarı çıkarır mısınız?
Translate from Turkish to English
Televizyon izlemek yerine dışarı çık ve biraz temiz hava al.
Translate from Turkish to English
TV izlemek yerine dışarı çık ve biraz temiz hava al .
Translate from Turkish to English
Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
Translate from Turkish to English
Biz itiraz ettik ama o yine de dışarı gitti.
Translate from Turkish to English
Biz yağmura rağmen dışarı çıktık.
Translate from Turkish to English
Tom Mary ile bu öğleden sonra dışarı çıkıyor.
Translate from Turkish to English
Çöpü dışarı koyun.
Translate from Turkish to English
Yağmur yağmasına rağmen ben dışarı çıktım.
Translate from Turkish to English
Yağmura rağmen dışarı çıktım.
Translate from Turkish to English
Bu kötü havadan dolayı canım dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Dışarı çıkmayı tercih ederim.
Translate from Turkish to English
Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.
Translate from Turkish to English
O biraz yiyecek almak için dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Pencereden dışarı manzaraya baktım.
Translate from Turkish to English
Ben pencereden dışarı baktım.
Translate from Turkish to English
Tom Cumartesi akşamı kız arkadaşını dışarı çıkardı.
Translate from Turkish to English
Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından dışarı karanlık Londra caddesine doğru gözden kayboldu.
Translate from Turkish to English
Tom kapıyı açtı ve köpek dışarı koştu.
Translate from Turkish to English
O, yaz aylarında uzun bir yürüyüş için dışarı çıkardı.
Translate from Turkish to English
O, evden dışarı fırladı.
Translate from Turkish to English
O, evden dışarı atıldı.
Translate from Turkish to English
Güzel bir gün, değil mi? Neden bir yürüyüş için dışarı çıkmıyoruz?
Translate from Turkish to English
Vagonlar yiyecek arayışı için her gün dışarı çıkıyorlardı.
Translate from Turkish to English
Onun bu fırtınalı havada dışarı çıkması için deli olması gerekir.
Translate from Turkish to English
Bir kız için gece geç saatte kendi başına dışarı çıkması güvenli değildir.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: Jeologlar, çiftliğimizde, petrol, Gazeteyi, fırlattım, kıldım, buluşacağız, yaktı, söndürdü, yetişkinleri.