Learn how to use i̇ngilizceyi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Annem İngilizceyi pek iyi konuşmaz.
En çok İngilizceyi seviyorum.
İngilizceyi daha çok severim.
İngilizceyi anlamıyorum.
İngilizceyi yüksek sesle okumalısın.
Biz, İngilizceyi haftada üç saat öğreniyoruz.
O, İngilizceyi çok seviyor.
O İngilizceyi yabancı aksanıyla konuşur.
İngilizceyi iyi konuşabilirsin, değil mi?
O, İngilizceyi benim kadar iyi konuşur.
Ben İngilizceyi matematikten daha çok severim.
Biz İngilizceyi nasıl okuyacağımızı öğrendik.
Ben de İngilizceyi severim.
Ben de İngilizceyi seviyorum.
Tüm konuların içinde en çok İngilizceyi severim.
Birkaç ay içerisinde İngilizceyi akıcı olarak konuşabileceksin.
Yumi İngilizceyi sıkı çalışır.
Jane, İngilizceyi iyi konuşan Japon bir arkadaşa sahiptir.
Jane İngilizceyi iyi konuşan bir Japon arkadaşa sahiptir.
Kenji, İngilizceyi iyi konuşur.
Paul İngilizceyi matematiğe tercih eder.
Tony İngilizceyi senin kadar iyi konuşur.
Kate İngilizceyi çok hızlı konuşur.
Tony İngilizceyi iyi konuşur.
İngilizceyi sever misiniz?
İngilizceyi sevmiyorum.
İngilizceyi çok severim.
Müziği ve İngilizceyi severim.
Mariko İngilizceyi güzel konuşur.
İngilizceyi öğrenmek zordur.
İngilizceyi sıkı çalışmalısın.
İngilizceyi nerede öğrendin?
O, İngilizceyi çok iyi konuşur.
İngilizceyi biraz konuşabilirim.
İngilizceyi hiç konuşamam.
İngilizceyi ne için öğreniyorsun?
O, İngilizceyi iyi kavrıyor.
Japoncayı mı yoksa İngilizceyi mi seversin?
İngilizceyi çok iyi konuşabilir.
İngilizceyi iyi konuşmak zordur.
İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.
İngilizceyi okuyabilirim fakat konuşamam.
Arkadaşlarımdan bazıları İngilizceyi iyi konuşabilir.
O, hem İngilizceyi hem de Fransızcayı çok iyi konuşabilmektedir.
Üzgünüm, ama İngilizceyi iyi anlamıyorum.
Onlar İngilizceyi seviyorlar.
Bay Sato İngilizceyi iyi konuşur.
O, İngilizceyi oldukça iyi konuşur.
İngilizceyi müzikten daha çok seviyorum.
Matematiği İngilizceyi çalıştığımdan daha çok çalışırım.
Babam İngilizceyi iyi konuşabilir.
İngilizceyi çok akıcı konuşur.
Az sayıda Japon İngilizceyi iyi konuşabilir.
Onun İngilizceyi akıcı konuştuğunu duydum.
Bütün konular içerisinde en çok İngilizceyi severim.
İngilizceyi çok iyi konuşur.
İngilizceyi iyi konuşmak kolay değildir.
İngilizceyi çok doğal bir şekilde konuşabilir.
Taro İngilizceyi benden daha iyi konuşur.
İngilizceyi seviyorum ama iyi konuşamıyorum.
O da İngilizceyi okuyabilir ve yazabilir.
İngilizceyi iyi konuşan bir kız tanıyorum.
İngilizceyi gerçekten oldukça iyi konuşuyorsun.
İngilizceyi Japoncaya çevirebilir misin?
İngilizceyi Alman aksanıyla konuşuyor.
İngilizceyi asla hatasız konuşamaz.
Sanırım Shintaro İngilizceyi iyi konuşur.
Yakında İngilizceyi iyi konuşmayı öğreneceksin.
Onun İngilizceyi iyi konuşabildiğini herkes biliyor.
Yeni başlayanlar önce konuşulan İngilizceyi öğrenmeli.
İngilizceyi müziğe tercih ederim.
İngilizceyi sanki bir Amerikalıymış gibi konuşur.
Adam İngilizceyi Alman aksanı ile konuşur.
Derslerimizden en çok İngilizceyi severiz.
İyi İngilizceyi kötü İngilizceden nasıl ayırırsın?
İngilizceyi Bayan Long'tan öğrendin, değil mi?
İngilizceyi severim.
Yumi İngilizceyi çok iyi konuşuyor.
Sevsen de sevmesen de İngilizceyi öğrenmelisin.
İngilizceyi sınıfta en iyi konuşuyor.
Fransızcayı İngilizceyi konuştuğumdan daha akıcı konuşurum.
Tom hem Fransızcayı hem de İngilizceyi çok iyi konuşabilir.
Tom hem Fransızcayı hem de İngilizceyi oldukça iyi konuşabilirler.
Tom Fransızcayı neredeyse İngilizceyi konuşabildiği kadar iyi konuşabilir.
Tom Fransızcayı iyi konuşur ama İngilizceyi konuştuğu kadar iyi değil.
Bunu İngilizceyi iyi bilen biri yazmış olmalı.
İngilizceyi akıcı olarak konuşuyor musun?
Sınıfımızda İngilizceyi en iyi Tony konuşur.
Tom, İngilizceyi ağır bir Fransız aksanı ile konuşur.
İngilizceyi öğrenmeyi çok ama çok istiyorum.
Dünyanın en büyük ülkesinin devlet başkanı İngilizceyi anlamıyor.
Dünyanın en geniş ülkesinin devlet başkanı İngilizceyi anlamıyor
İngilizceyi hiç anlamıyorsun.
İngilizceyi öğrenmenin en iyi yolu Amerika'ya gitmektir.
O, İngilizceyi asla birkaç hata yapmadan konuşmaz.
Japonca ve İngilizceyi kolaylıkla konuşur.
İngilizceyi akıcı şekilde konuşabilmeyi istiyorum.
Çok pratik yaparsan İngilizceyi daha iyi konuşabileceksin.
İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.
Ben İngilizceyi tercih ederim.
İngilizceyi unut.
Also check out the following words: Hawaii'ye, gitmeyi, diliyorum, Amerika'daki, şehrin, kütüphanesi, rafa, elleri, buz, soğuktu.