Turkish example sentences with "içinde"

Learn how to use içinde in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Otobüs on beş dakika içinde istasyona gelecek.
Translate from Turkish to English

Odanın içinde oraya buraya koşup durma.
Translate from Turkish to English

10 dakika içinde döneceğim.
Translate from Turkish to English

Çiçekler koparıldıkları zaman kısa süre içinde solarlar.
Translate from Turkish to English

Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
Translate from Turkish to English

Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Translate from Turkish to English

15 dakika içinde varıyor olacağız.
Translate from Turkish to English

İki gün içinde beni yeniden ara.
Translate from Turkish to English

Meyvelerin içinde tohumları vardır.
Translate from Turkish to English

Kutunun içinde taze ekmek var mıydı?
Translate from Turkish to English

Gelecek dört yıl içinde 15 milyar euro tasarruf edilmeli.
Translate from Turkish to English

İşin bir ay içinde tamamlanması kesinlikle imkansız.
Translate from Turkish to English

Bu kitabı bir hafta içinde okuyarak bitirmek gerçekten zordur.
Translate from Turkish to English

Üç gün içinde cevap vereceğim.
Translate from Turkish to English

Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
Translate from Turkish to English

Evimin içinde iki tane zombi var.
Translate from Turkish to English

Köprü altı ay içinde inşa edilmeli.
Translate from Turkish to English

Yaramaz kız kaleminin sonunu çiğneme alışkanlığı içinde.
Translate from Turkish to English

Doğayla uyum içinde yaşamayı öğrenmeliyiz.
Translate from Turkish to English

Lüks içinde yaşarlardı.
Translate from Turkish to English

Bu yeni ayakkabıların içinde rahat değilim.
Translate from Turkish to English

Alışveriş yapmaya gitmeliyim, bir saat içinde döneceğim.
Translate from Turkish to English

Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
Translate from Turkish to English

O, üç gün içinde ayrılıyor.
Translate from Turkish to English

Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
Translate from Turkish to English

Ben, beş yıl içinde, ilk kez Yoshida ile görüştüm.
Translate from Turkish to English

Biz, beş gün içinde işi tamamlayabilmeliyiz.
Translate from Turkish to English

Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
Translate from Turkish to English

Bir yıl içinde iş ona 8000 dolar getiriyor.
Translate from Turkish to English

Tom kağıdı bir top gibi kırıştırdı ve odanın içinde fırlattı.
Translate from Turkish to English

Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.
Translate from Turkish to English

Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
Translate from Turkish to English

"Bir dakika içinde döneceğim,"diye ekledi.
Translate from Turkish to English

Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
Translate from Turkish to English

Bir köpeğin dışında, bir kitap insanın en iyi arkadaşıdır. Bir köpeğin içinde, okumak için çok karanlıktır.
Translate from Turkish to English

Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English

O bir Japon kimonosunun içinde kesinlikle güzel görünüyor.
Translate from Turkish to English

Ve üç gün içinde onu yükseltecek misiniz?
Translate from Turkish to English

Bu nehir içinde yüzmek için tehlikelidir.
Translate from Turkish to English

Firefox'un bir gün içinde 8 milyon kez indirilmiş olduğunu söylüyorlar.
Translate from Turkish to English

-O reklam güçlü bir izlenim bırakıyor-Özellikle müzik.O, kafanın içinde kalıyor.
Translate from Turkish to English

Atomlar her şeyin içinde vardır.
Translate from Turkish to English

O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.
Translate from Turkish to English

Lider umutsuzluk içinde plandan vazgeçti.
Translate from Turkish to English

Biz birkaç saat içinde Atlantik'i uçtuk.
Translate from Turkish to English

Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.
Translate from Turkish to English

Bu uzun süre içinde duyduğum en iyi haber!
Translate from Turkish to English

Gözyaşları içinde, o, mektubunu yırttı ve onu attı.
Translate from Turkish to English

Doktor bir dakika içinde burada olacak.
Translate from Turkish to English

Ben bir hafta içinde bu kalın kitabı okumayı bitiremem.
Translate from Turkish to English

O bir saat içinde okula varmalı.
Translate from Turkish to English

O bir saat içinde geri dönecektir.
Translate from Turkish to English

Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
Translate from Turkish to English

O, bir hafta içinde yüzebilecek.
Translate from Turkish to English

O bir hafta içinde geri dönecek.
Translate from Turkish to English

Biz bir süre sessizlik içinde birlikte oturduk.
Translate from Turkish to English

Catalan milliyetçiliği İspanya toprakları içinde büyük bir sorundur.
Translate from Turkish to English

Birkaç gün içinde arabanı tamir ettirmeliyim.
Translate from Turkish to English

Bir sürücü, arabanın içinde uyuyordu.
Translate from Turkish to English

Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı.
Translate from Turkish to English

Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.
Translate from Turkish to English

Mavi içinde çok çekicisin.
Translate from Turkish to English

Tavsiyemi dinleseydin, böyle bir sorunun içinde olmazdın.
Translate from Turkish to English

Biletler bir hafta içinde satıldı.
Translate from Turkish to English

Sistem kısa bir süre içinde hizmete girecek.
Translate from Turkish to English

O iki hafta içinde iyileşecek.
Translate from Turkish to English

İki haftalık süre içinde geri döneceğim.
Translate from Turkish to English

Tren on dakika içinde hareket edecek.
Translate from Turkish to English

Güçlü bir deprem aniden çarptığında, annem şok içinde evin etrafını dolaştı.
Translate from Turkish to English

O, Japon giysilerin içinde daha iyi görünüyor.
Translate from Turkish to English

O, uykusunda huzur içinde vefat etti.
Translate from Turkish to English

Otobüs, beş dakika içinde ayrılacak.
Translate from Turkish to English

Otobüs on dakika içinde gelecektir.
Translate from Turkish to English

Üzücü haberi duyduktan sonra, o, gözyaşları içinde yıkıldı.
Translate from Turkish to English

Bir insan, bir kalıp içinde yapılamaz.
Translate from Turkish to English

Nüfus son beş yıl içinde iki katına çıkmıştır.
Translate from Turkish to English

O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
Translate from Turkish to English

O, 24 saat içinde onu yapacak.
Translate from Turkish to English

Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.
Translate from Turkish to English

Burroughs B5500 gibi bazı sistemler sanal bellek uygulamak için sayfa numaralama kullanmazlar.Onun yerine segmentasyon kullanırlar, bu sanal adres alanlarını değişik uzunluktaki segmentlere böler. Bir sanal adres bir segment numarası ve segment içinde bir ötelemeden oluşur.
Translate from Turkish to English

Yeni metro 20 dakika içinde okula gitmemi sağlamaktadır.
Translate from Turkish to English

Yeni elbisesinin içinde ne kadar hoş duruyor.
Translate from Turkish to English

Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
Translate from Turkish to English

Tom'un şimdiye kadar herhangi gerçek bir tehlike içinde olduğundan şüpheliyim.
Translate from Turkish to English

Jane bir yıl içinde pek çok şey yaşadı. Ben de.
Translate from Turkish to English

Biz işi bir gün içinde yapmak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Onlar eski binayı iki gün içinde yıkacaklar.
Translate from Turkish to English

Onlar üç gün içinde gidiyorlar. Yani 10 Haziran'da.
Translate from Turkish to English

O kötü bir ruh hali içinde.
Translate from Turkish to English

O kötü bir ruh hali içinde, bu onun için nadirdi.
Translate from Turkish to English

O, iyi bir ruh hali içinde.
Translate from Turkish to English

O, kızgın bir ruh hali içinde.
Translate from Turkish to English

O, 30 dakika içinde karşı tarafa vardı.
Translate from Turkish to English

O, 10 dakika içinde diğer tarafa vardı.
Translate from Turkish to English

Onlar onun grup içinde en iyi yazar olduğunu söylediler.
Translate from Turkish to English

Kızılderililer ile barış içinde yaşamak istediler.
Translate from Turkish to English

Adam kalabalığın içinde gözden kayboldu.
Translate from Turkish to English

Adam acı içinde inledi.
Translate from Turkish to English

John beş dakika içinde burada olacak.
Translate from Turkish to English

Ne insanlar gördüm elbiseleri yoktu, ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu.
Translate from Turkish to English

Onun öyle kötü sağlık içinde olmak zorunda olması üzücü bir durum.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: kum, beyazdı, Aptal, oğlumun, üniversiteden, mezun, olup, bulmak, pachinko, oynayarak.