Turkish example sentences with "hoşuma"

Learn how to use hoşuma in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Code Lyoko'yu izlemek hoşuma gidiyor.

İngilizce çalışmak hoşuma gidiyor.

Klasik müzik dinlemek hoşuma gider.

Çikolata hoşuma gidiyor.

Amerikan romanlarını okumak hoşuma gider.

Futbol oynamak hoşuma gidiyor.

Kesinlikle, kart oynamak hoşuma gider.

Hayallerini okumak hoşuma gitti.

Böyle davranılmak hoşuma gitmiyor.

Üslubun hoşuma gitti.

Kesinlikle hoşuma gitmiyor ancak yine de onu deneyeceğim.

O film hoşuma gitti.

Hikayen hoşuma gitti.

Bu grubun parçası olmak hoşuma gidiyor.

Bu hoşuma gitmiyor.

Ne zaman hoşuma giden bir şey bulsam, hep pahalı olur.

Geçen hafta iki tane kitap okudum. İkisi de hoşuma gitti.

Modern filmler hoşuma gitmiyor.

Seni dans ederken izlemek hoşuma gitti.

Piyano çalmak hoşuma gider.

Bazen onu yapmak hâlâ hoşuma gidiyor.

Çikolata hoşuma gider.

Sinirli görünmek hoşuma gitmiyor.

Sadece olayları anlamak hoşuma gidiyor.

Spontane konuşmak da hoşuma gidiyor.

Sizi sinirlendirmek hoşuma gitti.

Aç bırakılmak hoşuma gitmiyor.

Sizi kızdırmak çok hoşuma gidiyor.

Aptal olmak ve öyle görünmek gerçekten çok hoşuma gidiyor.

Kişisel aşk diye bir şey yok, genel aşk var ve bu benim hoşuma gitti, gidiyor, gidecek.

Güzel kadınlar hoşuma gidiyor ve ben tek eşliyim.

Barıştıysak eğer, artık yalnız kalmak hoşuma gitmiyor.

Kimseye zarar vermeyi aklımın ucundan bile geçirmezken üzerime o kadar çok geldiniz ki bazen hoşuma gitmediğiniz oldu.

Beni korkak olarak görmeniz de hoşuma gitmedi.

Yaptığım hatalar ayıptı ama bunların ayıp olduğunu bilmeden yaptığımı bilmemeniz benim hoşuma gitmedi.

Yapmacık davranışlar hoşuma gitmiyor.

Sizi kınamıyorum ama saklambaç oyunu oynamak hoşuma gitmiyor çünkü sizi bulabiliyorum.

Sizin eskimiş numaralarınız benim hoşuma gitmiyor.

Hâlâ kalpleri kırarak insanları eğitme sisteminiz hoşuma gitmiyor.

Bu hoşuma gidiyor.

Seninle olmak hoşuma gider.

Güvercinleri beslemek hoşuma gider.

Artık yalanlar duymak hoşuma gitmiyor.

Yalan söylemek de hoşuma gitmiyor.

Onun kahramanlığı çok hoşuma gitti.

İnsani duygularınızı yitirmeniz hoşuma gitmedi.

Yine de hoşuma gidiyorsun.

Bana verdiğin şey çok hoşuma gitti.

Soğuk olduğunda hoşuma gidiyor.

Tom'u bir takım elbiseyle görmek hoşuma gidiyor.

Sizinle gitmek hoşuma giderdi ama param yok.

Kış soğuktur ama hoşuma gidiyor.

Düşünme tarzın hoşuma gidiyor.

Bu fikir hoşuma gitmiyor.

Bu kız çok hoşuma gidiyor gerçekten.

Bu lokantadaki ortam hoşuma gidiyor.

Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.

Bu çok hoşuma gidiyor.

Bizimle gelseydin bu hoşuma giderdi.

Bu ülkede yaşamak hoşuma gidiyor.

Mozart'ın müziği her zaman hoşuma gidiyor.

Yazdığın şey hoşuma gitti.

Laterna sesi çok hoşuma gidiyor.

Hoşuma gittiği gibi yapacağım.

Böyle olması hoşuma gidiyor.

Fikir hoşuma gitmedi, ama ona takımını seçtirmek zorunda olacağız.

Hoşuma gittiğin kadar, bazen su katılmamış bir pislik olabildiğini de düşünüyorum.

Sen bunu yaparken hoşuma gidiyor.

İyimserliğiniz hoşuma gidiyor.

Arkadaşlarım benim cümlelerimi çevirdiği zaman hoşuma gider.

Çocuklarımı plaja götürmek hoşuma gidiyor.

Yazıyorum, çünkü hoşuma gidiyor.

Tatoeba'nın logosu hoşuma gitti.

Kırmızı elbise mavi elbiseden daha çok hoşuma gitti.

Ayakkabıyı çorap olmadan giymek hoşuma gidiyor.

Senin tutumun hoşuma gitmiyor.

Sosyalleşmek hoşuma gitmiyor.

Senin yalnız gezmen benim hiç hoşuma gitmiyor.

Size takılmak hoşuma gidiyor.

Bu sandalye çok rahatmış, ama rengi hoşuma gitmedi.

Tom'un hoşuma giden taraflarından biri de bu.

Şarkı söylemen hoşuma gidiyor.

Hoşuma giden bu.

Mücadele hoşuma gidiyor.

Nadir paraları toplamak hoşuma gidiyor.

Seni kızdırmak hoşuma gidiyor.

Onun doğacak bebeğinin cinsiyetini tahmin etmeye çalışmak çok hoşuma gidiyor.

O film çok hoşuma gitti.

Olanlar hoşuma gitmiyor.

Davranış biçimin hoşuma gitmiyor.

Sen adımı söylediğinde bu gerçekten hoşuma gidiyor.

Toplantıda söylediklerin hoşuma gitti.

Senin memnun olduğunu görmek hoşuma gidiyor.

Seninle konuşmak hoşuma gidiyor.

Evet, o çok hoşuma gidiyor.

Bu dergide okuduğum makale çok hoşuma gitti.

Evimdeyken penceremden dağlara bakmak hoşuma gidiyor.

Senin tarafından onurlandırılmak hoşuma gidiyor.

Boston'da yaşamak hoşuma gitti.

Bir şey içmek hoşuma gidiyor.

Zinde kalmak hoşuma gidiyor.

Also check out the following words: Masanın, üstündeki, hesap, makinesi, benim, Şimşek, çaktı, Aşk, onu, rüyalarında.