Learn how to use hareket in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
Yarın öğleden sonra hareket ediyoruz.
Bu pencere açılmıyor. Hareket ettirebilecek misin görelim.
Tren çoktan hareket etti.
Tren hangi hattan Higashi-Kakogava' ya hareket eder?
Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
Derhal istasyona hareket etmezsen, treni kaçıracaksın.
Daha akıllıca hareket etmelisin.
Benim havaalanı servis otobüsü, saat altıda hareket eder.
Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.
Onun, Paris'e hareket ettiği gün yağmurlu idi.
Derhal hareket etmen zorunludur.
O kadar korktular ki bir santim hareket edemediler.
George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.
O, yarın Tokyo'ya hareket edecek.
Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin.
Biz çok dikkatli hareket etmeliyiz.
Yarın sabah Osaka'ya hareket ediyoruz.
İstasyona varmadan önce tren hareket etti.
Ben istasyona vardığımda, tren çoktan hareket etmişti.
İstasyona vardığımda tren tam hareket etmek üzereydi.
Japonya'da yaşayan insanlar Japon ülkesi anayasasına göre hareket etmelidir.
Kendinizi kayan kumda bulduğunuzda, hareket etmezseniz daha yavaş batarsınız.
Işık sesten çok daha hızlı hareket eder.
Işık sesten daha hızlı hareket eder.
Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder.
Onun tavsiyesi üzerine hareket etmeliydin.
İnekler; uzun, yeşil çimenlerin arasından çok yavaşça hareket ediyorlardı.
Oğlum gelecek hafta Fransa'ya hareket edecek.
Gemi öğleyin hareket edecektir.
Tren on dakika içinde hareket edecek.
Tren hareket ettikten sonra, ben sadece istasyona vardım.
Kız kardeşin Tokyo'dan Londra'ya ne zaman hareket etti?
Öğrencilerimize gelince, biri Bükreş'e hareket etti, ve biri yolda.
O onun kulağına bir şey fısıldadığında, o sanki hipnotize olmuş gibi, tam onun söylediği gibi hareket etti.
Ani hareket yapmayın.
Otobüs hareket etmek üzere idi.
Biz oraya varmadan önce, otobüs hareket etmiş olacak.
Otobüs her on beş dakikada hareket eder.
Güneş batarken, hepimiz eve doğru hareket ettik.
Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin.
Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
O hızla hareket etti ve yangını söndürdü.
Annem her zaman hareket halindedir.
Adam kendi başına hareket edemeyecek kadar çok şişman.
Sürücü İlk otobüsün sabah saat 6:00 da hareket ettiğini söyledi.
İlk otobüs on dakika geç hareket edecek.
Londra'ya hareket ettim.
Tom'un uçağı 14.30'da Boston'a hareket edecek.
Tom yarın Boston'a hareket edeceği için, bugün bunu ona vermek için son şansımız.
Tom Mary'nin Boston'a ne zaman hareket edeceğini bilmiyor.
Ay'a ne zaman hareket edeceksin? Hepimizin sana ihtiyacı var.
Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı.
Yaşına göre hareket etmeye çalış.
Tom gelecek Cuma Hindistan'a hareket edecek.
O yılın yaz aylarında daha fazla Japon askeri Çin'e hareket etti.
Onlar hızlı hareket etmek zorunda kalacaktı.
Tren hareket ederken havaya siyah duman bulutları püskürttü.
Zaman kısa, ŞİMDİ hareket etmeliyiz.
Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.
Tom Mary kadar hızlı hareket edemez.
E-posta mesajlarının mahrem olmadığını farz ederek hareket etmelisiniz.
Arkadaşım Narita'dan Paris'e hareket etti.
Öbür gün Yumi Osaka'ya hareket ediyor.
Tavsiyeniz üzerine hareket edeceğim.
Fil, bir inç hareket etmeyecektir.
O bu akşam Narita'dan Hawaii'ye hareket ediyor.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.
Tom'un evde o şekilde hareket etmesi çok zayıf bir olasılıktır.
O, John'u vekili olarak hareket etmesi için atadı.
Nancy masayı kendisi hareket ettiremedi.
Başkan gelecek ay Washington'dan Paris'e hareket eder.
Tom yeterince hızlı hareket etmedi.
Tom Mary'nin treninin istasyondan tam olarak saat kaçta hareket ettiğini bilmiyor.
Hareket edemiyorum.
O hızla hareket eder.
Hareket etmeyin, lütfen.
O, tek başına New York'a hareket etmeye karar verdi.
Olayların akışına göre hareket edelim.
Onun tavsiyesi üzerine hareket ettim.
O bizim rehberimiz olarak hareket etti.
O hareket edemedi.
Sincaplar çabuk hareket ederler.
Onun hareket tarzını sevmiyorum.
Onlar çabuk hareket etmedi.
Daha sakin hareket etmelisin.
Yarın Paris'e hareket ediyorum.
Hareket hakkında heyecanlıyım.
O saat onda Tokyo'ya hareket eder.
O, Kyotoya hareket etmiş olabilir.
Tren hareket etmeye hazırdır.
Hareket etme ve sessiz kal.
Ben sizin için bir kılavuz olarak hareket edeceğim.
O, Fransa'dan Amerika'ya hareket etti.
O, dün Londra'ya hareket etti.
O, dün Osaka'ya hareket etti.