Turkish example sentences with "zamanım"

Learn how to use zamanım in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Zamanım yok.

Kitap okumak için zamanım yok.

Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.

Bu kitabı okurdum ama zamanım yok.

Okumak için zamanım bile yok.

Amerika'ya gitmek için zamanım yok.

Benim kitap okumak için zamanım yok.

Benim okumak için zamanım yok.

Zamanım olursa, müzeyi ziyaret ederim.

Zamanım olursa, gelirim.

Yeterli zamanım olsa, seninle konuşurum.

Dedikoduyla meşgul olacak zamanım yok.

Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.

Benim zamanım tükeniyor.

Bir yürüyüş için zamanım bile yok.

Zamanım olursa, uğrarım.

Zamanım olursa, yaparım.

O kadar az zamanım vardı ki öğle yemeğini aceleyle yemek zorunda kaldım.

Yeterli zamanım olsaydı, Londra'nın daha çok kısmını görebilirdim.

Çok zamanım yoktu bu yüzden makaleye sadece göz gezdirdim.

Bol zamanım var, ama yeterli param yok.

Yeteri kadar zamanım vardı, bu yüzden acele etmeme gerek yoktu.

Açıkçası, yapmak istediğim her şeyi yapmak için zamanım yoktu.

Seninle konuşmak için daha fazla zamanım yok.

Eğlence için hâlâ çok zamanım var.

Her zamankinden daha çok zamanım, ve daha az param var.

Benim zamanım yok.

Çok zamanım yok.

Okuyacak zamanım yok.

Hâlâ daha çok zamanım var.

Seni görmek için zamanım yok.

Televizyon izlemek için zamanım yok.

Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.

Onun için yeterli zamanım var.

Ona yazacak zamanım yok.

Biraz boş zamanım vardı, bu yüzden şehri gezdim.

Onu yapmak için çok zamanım var.

Seyahat edecek zamanım yok.

Onun için ne zamanım nede param var.

Çok zamanım yok. Acele eder misin?

Dün TV izlemek için zamanım yoktu.

Daha fazla zamanım olsaydı daha iyi yapabilirdim.

Bir sürü param ve onu kullanacak yeterli zamanım var.

Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.

Hiç çocuğum olmadığından, gönüllü iş yapmak için ebeveynlerin harcadığından daha çok harcayacak zamanım var.

Biraz boş zamanım var.

Zamanım olursa onu yaparım.

Benim ne zamanım nede param var.

Şimdi onun için hiç zamanım yok.

Dedikodu ile meşgul olacak zamanım yok.

Ev ödevimi yapacak zamanım yok.

Oturacak ve konuşacak zamanım yok.

Neredeyse eve gidiyor olma zamanım.

TV izlemek için hiç zamanım yok.

Keşke uyumak için yeterli zamanım olsa.

Zamanım olursa, Fransızca çalışırım.

Japonya'yı görmek için fazla zamanım olmadı.

Öğleden sonra biraz boş zamanım var.

Okumak için gittikçe daha az zamanım oluyor.

Onu yapmak için zamanım olup olmayacağını bilmiyorum.

Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.

Keşke onunla konuşmak için daha fazla zamanım olsa.

Keşke seninle konuşmak için daha fazla zamanım olsa.

O kadar meşgulüm ki okumak için zamanım yok.

Bunu ayrıntılı olarak açıklayacak zamanım yok.

İşinizde size yardım edecek zamanım yok.

O kadar meşgulüm ki ayıracak zamanım yok.

Bugünlerde okumak için çok az zamanım var.

Bugünlerde kitap okumak için biraz zamanım var.

Üzgünüm. Fazla zamanım yok.

Zamanım olursa ziyaret etmek için gelmek isterim.

İşim kolay ve bir sürü boş zamanım var.

Daha fazla zamanım olsa, nasıl dans edileceğini öğrenirim.

Çok zamanım var.

Bunun için zamanım yok.

Şimdi zamanım yok.

Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.

Bol bol zamanım var ama yeterli param yok.

Fazla zamanım kalmadı.

Her şeyi açıklayacak zamanım yok.

Şimdi açıklayacak zamanım yok.

Okumak için zamanım yok.

Hâlâ zamanım var.

Tom'a kararımı söylemem gerekene kadar kalan bir saatten daha az zamanım var.

Tom'la birlikte neredeyse hiç zamanım olmadı.

Maalesef çok uzun zamanım yok.

Fransızca çalışmak istiyorum ama zamanım yok.

Tüm dünya bir çiçek ve tüm dünyayı koklayacak zamanım var.

Zamanım yoktu.

Zamanım olmayabilir.

Uzun zamanım yok.

Zamanım var.

Benim geçmişimi bilen herkesin geçmişini okumak için yeterli zamanım var.

Bu yıl tatile gidecek zamanım olmadı.

Başka bir şey için zamanım yok.

Almanca eğitimi almak istiyorum ama zamanım yok.

Yeterli zamanım olmayabilir.

Artık sehayat etmek için zamanım yok.

Hâlâ biraz zamanım var.

Şimdi biraz boş zamanım var.

Ne kadar zamanım var?

Also check out the following words: giysilerine, bisikletine, ait, rüzgar, karlı, güneşli, rüzgârlı, Sonraki, tren, ayrılacak.