Turkish example sentences with "zamanım"

Learn how to use zamanım in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Kitap okumak için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
Translate from Turkish to English

Bu kitabı okurdum ama zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Okumak için zamanım bile yok.
Translate from Turkish to English

Amerika'ya gitmek için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Benim kitap okumak için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Benim okumak için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Zamanım olursa, müzeyi ziyaret ederim.
Translate from Turkish to English

Zamanım olursa, gelirim.
Translate from Turkish to English

Yeterli zamanım olsa, seninle konuşurum.
Translate from Turkish to English

Dedikoduyla meşgul olacak zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.
Translate from Turkish to English

Benim zamanım tükeniyor.
Translate from Turkish to English

Bir yürüyüş için zamanım bile yok.
Translate from Turkish to English

Zamanım olursa, uğrarım.
Translate from Turkish to English

Zamanım olursa, yaparım.
Translate from Turkish to English

O kadar az zamanım vardı ki öğle yemeğini aceleyle yemek zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English

Yeterli zamanım olsaydı, Londra'nın daha çok kısmını görebilirdim.
Translate from Turkish to English

Çok zamanım yoktu bu yüzden makaleye sadece göz gezdirdim.
Translate from Turkish to English

Bol zamanım var, ama yeterli param yok.
Translate from Turkish to English

Yeteri kadar zamanım vardı, bu yüzden acele etmeme gerek yoktu.
Translate from Turkish to English

Açıkçası, yapmak istediğim her şeyi yapmak için zamanım yoktu.
Translate from Turkish to English

Seninle konuşmak için daha fazla zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Eğlence için hâlâ çok zamanım var.
Translate from Turkish to English

Her zamankinden daha çok zamanım, ve daha az param var.
Translate from Turkish to English

Benim zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Çok zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Okuyacak zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Hâlâ daha çok zamanım var.
Translate from Turkish to English

Seni görmek için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Televizyon izlemek için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Onun için yeterli zamanım var.
Translate from Turkish to English

Ona yazacak zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Biraz boş zamanım vardı, bu yüzden şehri gezdim.
Translate from Turkish to English

Onu yapmak için çok zamanım var.
Translate from Turkish to English

Seyahat edecek zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Onun için ne zamanım nede param var.
Translate from Turkish to English

Çok zamanım yok. Acele eder misin?
Translate from Turkish to English

Dün TV izlemek için zamanım yoktu.
Translate from Turkish to English

Daha fazla zamanım olsaydı daha iyi yapabilirdim.
Translate from Turkish to English

Bir sürü param ve onu kullanacak yeterli zamanım var.
Translate from Turkish to English

Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.
Translate from Turkish to English

Hiç çocuğum olmadığından, gönüllü iş yapmak için ebeveynlerin harcadığından daha çok harcayacak zamanım var.
Translate from Turkish to English

Biraz boş zamanım var.
Translate from Turkish to English

Zamanım olursa onu yaparım.
Translate from Turkish to English

Benim ne zamanım nede param var.
Translate from Turkish to English

Şimdi onun için hiç zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Dedikodu ile meşgul olacak zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Ev ödevimi yapacak zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Oturacak ve konuşacak zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Neredeyse eve gidiyor olma zamanım.
Translate from Turkish to English

TV izlemek için hiç zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Keşke uyumak için yeterli zamanım olsa.
Translate from Turkish to English

Zamanım olursa, Fransızca çalışırım.
Translate from Turkish to English

Japonya'yı görmek için fazla zamanım olmadı.
Translate from Turkish to English

Öğleden sonra biraz boş zamanım var.
Translate from Turkish to English

Okumak için gittikçe daha az zamanım oluyor.
Translate from Turkish to English

Onu yapmak için zamanım olup olmayacağını bilmiyorum.
Translate from Turkish to English

Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.
Translate from Turkish to English

Keşke onunla konuşmak için daha fazla zamanım olsa.
Translate from Turkish to English

Keşke seninle konuşmak için daha fazla zamanım olsa.
Translate from Turkish to English

O kadar meşgulüm ki okumak için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Bunu ayrıntılı olarak açıklayacak zamanım yok.
Translate from Turkish to English

İşinizde size yardım edecek zamanım yok.
Translate from Turkish to English

O kadar meşgulüm ki ayıracak zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Bugünlerde okumak için çok az zamanım var.
Translate from Turkish to English

Bugünlerde kitap okumak için biraz zamanım var.
Translate from Turkish to English

Üzgünüm. Fazla zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Zamanım olursa ziyaret etmek için gelmek isterim.
Translate from Turkish to English

İşim kolay ve bir sürü boş zamanım var.
Translate from Turkish to English

Daha fazla zamanım olsa, nasıl dans edileceğini öğrenirim.
Translate from Turkish to English

Çok zamanım var.
Translate from Turkish to English

Bunun için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Şimdi zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
Translate from Turkish to English

Bol bol zamanım var ama yeterli param yok.
Translate from Turkish to English

Fazla zamanım kalmadı.
Translate from Turkish to English

Her şeyi açıklayacak zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Şimdi açıklayacak zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Okumak için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Hâlâ zamanım var.
Translate from Turkish to English

Tom'a kararımı söylemem gerekene kadar kalan bir saatten daha az zamanım var.
Translate from Turkish to English

Tom'la birlikte neredeyse hiç zamanım olmadı.
Translate from Turkish to English

Maalesef çok uzun zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Fransızca çalışmak istiyorum ama zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Tüm dünya bir çiçek ve tüm dünyayı koklayacak zamanım var.
Translate from Turkish to English

Zamanım yoktu.
Translate from Turkish to English

Zamanım olmayabilir.
Translate from Turkish to English

Uzun zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Zamanım var.
Translate from Turkish to English

Benim geçmişimi bilen herkesin geçmişini okumak için yeterli zamanım var.
Translate from Turkish to English

Bu yıl tatile gidecek zamanım olmadı.
Translate from Turkish to English

Başka bir şey için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Almanca eğitimi almak istiyorum ama zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Yeterli zamanım olmayabilir.
Translate from Turkish to English

Artık sehayat etmek için zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Hâlâ biraz zamanım var.
Translate from Turkish to English

Şimdi biraz boş zamanım var.
Translate from Turkish to English

Ne kadar zamanım var?
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: menzil, alınmaz, giden, ecele, yürüyen, yolda, kalır, Cevabı, olumsuzdu, göktaşı.