Learn how to use hale in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.
Translate from Turkish to English
Modern finans giderek karmaşık ve sofistike hale geliyor.
Translate from Turkish to English
Dünya kültürleri oldukça benzer hale gelmektedir.
Translate from Turkish to English
Modern bilim birçok olanaksızlıkları olanaklı hale dönüştürmüştür.
Translate from Turkish to English
Fırtına geminin limandan ayrılmasını imkansız hale getirdi.
Translate from Turkish to English
Bir bilgisayarın nasıl kullanılacağını bilmemiz bizim için önemli hale geliyor.
Translate from Turkish to English
O meseleleri daha karmaşık hale getirecek.
Translate from Turkish to English
Onun sağlığı giderek daha iyi hale gelmektedir.
Translate from Turkish to English
Japonya Asya'da daha güçlü hale geliyordu.
Translate from Turkish to English
Yorum eklemek kodu okumayı daha kolay hale getirir.
Translate from Turkish to English
Yorum eklemek şifreyi okumayı daha kolay hale getirir.
Translate from Turkish to English
Tom etkisiz hale getirmeye çalıştığı bomba patladığında anında öldü.
Translate from Turkish to English
Volkan tekrar aktif hale geldi.
Translate from Turkish to English
Mary Charles'a çok düşkün hale geldi.
Translate from Turkish to English
Hayatı yaşamaya değer hale getir.
Translate from Turkish to English
Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.
Translate from Turkish to English
Neredeyse her şey daha iyi hale geldi.
Translate from Turkish to English
Fakat medeniyetler daha karmaşık hale gelirken, daha iyi iletişim metotları gerekliydi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'yi seviyor fakat Mary John'u seviyor. İşleri daha ilginç hale getiren, John Alice'i seviyor fakat Alice Tom'u seviyor.
Translate from Turkish to English
Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English
Bomba, patlamadan birkaç dakika önce etkisiz hale getirildi.
Translate from Turkish to English
Daha fazla yüzemeyecek hale gelene kadar yüzdü.
Translate from Turkish to English
Çıplak yoga gittikçe daha popüler hale geliyor.
Translate from Turkish to English
Elektrikli otomobiller gittikçe daha popüler hale gelmektedir.
Translate from Turkish to English
Şarkıcı popüler hale gelecek.
Translate from Turkish to English
Bir bombanın nasıl etkisiz hale getirildiğini biliyor musunuz?
Translate from Turkish to English
10 lira senin için değersiz bir paraysa, onu yardım için kullanarak çok değerli hale getirebilirsin.
Translate from Turkish to English
Şehir hayatı her geçen gün daha bir çekilmez hale geliyor.
Translate from Turkish to English
Tom genellikle gergin durumları etkisiz hale getirmek için mizah kullanır.
Translate from Turkish to English
Tom çok ama çok korkmuş bir hale geliyordu.
Translate from Turkish to English
Telefonun icadı, uzak mesafelerdeki insanlarla haberleşmeyi mümkün hale getirdi.
Translate from Turkish to English
Bodrumumuzu ses geçirmez hale getirdik ve onu bir kayıt stüdyosu olarak kullanıyoruz.
Translate from Turkish to English
Matematik aşk gibidir - basit bir fikir fakat o içinden çıkılmaz hale getirilebilir.
Translate from Turkish to English
Bir bombayı etkisiz hale getirmenin en güvenli yolu nedir?
Translate from Turkish to English
Bu, işimizi çok daha kolay hale getirecek.
Translate from Turkish to English
Bu, konuyu içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Translate from Turkish to English
Onlar bombayı başarılı bir biçimde etkisiz hale getirdiler.
Translate from Turkish to English
Tom'un uyumada problemi olduğunda, o kakımları saymaya başlar.O, onu çabucak sakin bir hale getirir. Ve o kakımları elliye kadar sayabilmeden önce derin uykuya dalar.
Translate from Turkish to English
Bu, işleri açık hale getiriyor.
Translate from Turkish to English
Alkali asitleri nötr hale getirir.
Translate from Turkish to English
Eski ev terk edildikten yıllar sonra harap bir hale gelmiş.
Translate from Turkish to English
Cümlelerinizi silmek yerine, daha güzel hale getirmeye ne dersiniz?
Translate from Turkish to English
Tom çekilmez hale geliyor.
Translate from Turkish to English
Öğretmenler daha önemli hale geliyorlar.
Translate from Turkish to English
Bu köprünün kullanıma hazır hale gelmesi yıllar sürebilir.
Translate from Turkish to English
O bir hesabı aktif hale getirdi.
Translate from Turkish to English
BMW'mi kullanılmaz hale getirdin!
Translate from Turkish to English
O, hesabı etkin hale getirdi.
Translate from Turkish to English
Birazcık İspanyolca bilgisi, Meksika yolculuğunu keyifli hale getirmeye çok faydası olacak.
Translate from Turkish to English
Burs onun eğitimine devam etmesini mümkün hale getirdi.
Translate from Turkish to English
Tom bomba patladığında onu etkisiz hale getirmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English
Onu uygun hale getirmek için tablonun yüksekliğini değiştirmek zorunda kalacaksın.
Translate from Turkish to English
Alüminyum altından daha pahalı hale geldi.
Translate from Turkish to English
Tom imkansızı mümkün hale getirmeye çalışıyor.
Translate from Turkish to English
Kimya çalışmayı eğlenceli hale getirebilirsiniz.
Translate from Turkish to English
Bu işe yaramaz hale geldi.
Translate from Turkish to English
Bomba etkisiz hale getirilemezdi.
Translate from Turkish to English
Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çaba sarf etmiştir.
Translate from Turkish to English
Onun giysileri onun için çok küçük hale geldi.
Translate from Turkish to English
Para kaybı onun yurt dışına gitmesini imkansız hale getirdi.
Translate from Turkish to English
Tom teli kesti ve bombayı etkisiz hale getirdi.
Translate from Turkish to English
Polis, Tom'u etkisiz hale getirdi ve onu kelepçeledi.
Translate from Turkish to English
Okyanus daha fazla asidik hale gelmektedir.
Translate from Turkish to English
Okyanus çok CO2 emdiği zaman, su daha asidik hale gelir.
Translate from Turkish to English
AB'nin birliği giderek daha sarsıntılı hale gelmektedir.
Translate from Turkish to English
Bu, durumu daha kötü hale getirir.
Translate from Turkish to English
Düşük hava basıncı insanların nefes almasını ve yeterli oksijen almasını daha zor hale getirir.
Translate from Turkish to English
Bir sözlük sözcükleri anlaşılır hale getirir.
Translate from Turkish to English
Bomba, bomba ekibi tarafından etkisiz hale getirildi.
Translate from Turkish to English
Araştırmamız bu tür sonuçların bu yaş grubunda daha yaygın hale gelmekte olduğunu göstermektedir.
Translate from Turkish to English
Yetişkin boyama kitapları son zamanlarda popüler hale geldi.
Translate from Turkish to English
Organların satışı yasal hale getirilirse potansiyel sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Translate from Turkish to English
Onun uzun burnu en az iki inç daha uzun hale geldi.
Translate from Turkish to English
Vücut yanarak tanınmaz hale gelmiş.
Translate from Turkish to English
İnsanların duygusal yaşamları gittikçe daha istikrarsız hale geliyor.
Translate from Turkish to English
Soruyu yazılı hale getirin.
Translate from Turkish to English
Durum kaotik hale geldi.
Translate from Turkish to English
Yeni patron şirketi daha iyi bir hale getirdi.
Translate from Turkish to English
Neden onu resmi hale getirmiyorsun?
Translate from Turkish to English
Evdeki durum her geçen gün daha dayanılmaz hale geliyor.
Translate from Turkish to English
Her şey daha pahalı hale geliyor. Sadece mazeretler daha ucuz hale geliyor.
Translate from Turkish to English
Her şey daha pahalı hale geliyor. Sadece mazeretler daha ucuz hale geliyor.
Translate from Turkish to English
Dikkate değer düzeltmeler için çok teşekkürler! Hatalarım benim için net hale geldi.
Translate from Turkish to English
Rakunlar duygusal hale geldi.
Translate from Turkish to English
Bu kadar basit bir şey nasıl bu kadar karmaşık hale gelebilir?
Translate from Turkish to English
Fadıl o korkunç davranışa bağımlı hale geldi.
Translate from Turkish to English
Daha popüler hale geliyor.
Translate from Turkish to English
Tom gittikçe daha sinirli hale geldi.
Translate from Turkish to English
Tom akşam yemeğinden sonra uykulu hale geldi.
Translate from Turkish to English
Fadıl, İslam ile ilgili hale geldi.
Translate from Turkish to English
Leyla karşı konulmaz hale geldi.
Translate from Turkish to English
Fadıl o kadar dengesiz hale geldi ki karısı onu terk etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English
Fadıl ve Leyla birbirlerine bağımlı hale geldiler.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary birbirlerine bağımlı hale geldiler.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary birbirlerine muhtaç hale geldiler.
Translate from Turkish to English
Üç yılın sonunda akıcı hale geldim.
Translate from Turkish to English
Sami'nin ailesi onun hayatını karmaşık hale getirdi.
Translate from Turkish to English
Sami, Leyla'ya karşı takıntılı hale geldi.
Translate from Turkish to English
Fadıl'ın davranışı daha kontrollü ve dengesiz hale geliyordu.
Translate from Turkish to English
Tom çok hiddetli hale geldi.
Translate from Turkish to English
İnsanlar genellikle yaşlanırken daha az sağlıklı hale gelirler.
Translate from Turkish to English