Learn how to use durum in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Son durum ne?
Translate from Turkish to English
İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
Translate from Turkish to English
Belirleyen esas unsurun olmaması ilginç bir durum.
Translate from Turkish to English
Fakat büyük olasılıkla sonuncu olacağım, bu acınacak bir durum.
Translate from Turkish to English
Durum şiddetle sonuçlandı.
Translate from Turkish to English
Durum çaresizdi.
Translate from Turkish to English
Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek öğrenci ha? Bu oldukça tuhaf bir durum.
Translate from Turkish to English
Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
Translate from Turkish to English
Kazada kimsenin kurtarılamaması üzücü bir durum, değil mi?
Translate from Turkish to English
Durum daha da kötüleşti.
Translate from Turkish to English
Durum kontrol dışı görünüyordu.
Translate from Turkish to English
Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
Translate from Turkish to English
Burada iki durum olabilir.
Translate from Turkish to English
Sizin durum analiziniz doğrudur.
Translate from Turkish to English
Onun öyle kötü sağlık içinde olmak zorunda olması üzücü bir durum.
Translate from Turkish to English
O çok tehlikeli bir durum.
Translate from Turkish to English
Tom durum hakkında herhangi bir şey bilmiyor.
Translate from Turkish to English
Tom yolda acil durum duruşu yaptı.
Translate from Turkish to English
Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English
Bu dergiye göre, Japonya'da ekonomik durum yıldan yıla gittikçe kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English
Tom herhangi bir acil durum için hazır.
Translate from Turkish to English
Her dakika durum kötüleşiyordu.
Translate from Turkish to English
Bu durum sadece savaşla halledilebilirdi.
Translate from Turkish to English
Senin böyle bir şey yapman alışılmadık bir durum.
Translate from Turkish to English
Tom durum hakkında bir şey bilmiyormuş gibi yaptı.
Translate from Turkish to English
Genel durum bizim için avantajlı.
Translate from Turkish to English
Durum böyle değil.
Translate from Turkish to English
Durum ümitsizdir.
Translate from Turkish to English
Bu özel bir durum.
Translate from Turkish to English
Durum ümitsizdi.
Translate from Turkish to English
O acil durum butonuna bastı.
Translate from Turkish to English
Durum budur.
Translate from Turkish to English
Böyle bir durum için emsal yok.
Translate from Turkish to English
Durum artık kontrolden çıktı.
Translate from Turkish to English
Laboratuvara girmek, acil durum butonuna basın.
Translate from Turkish to English
Durum çok ciddi.
Translate from Turkish to English
Acil durum odasına görününüz.
Translate from Turkish to English
Durum ciddileşiyor.
Translate from Turkish to English
Oradaki durum kritikti.
Translate from Turkish to English
Ekonomik durum daha da kötüleşti.
Translate from Turkish to English
Durum ile bir ilgim yok.
Translate from Turkish to English
Yolda bir acil durum vardı.
Translate from Turkish to English
Politik durum değişti.
Translate from Turkish to English
Durum hiç değişmedi.
Translate from Turkish to English
Bir şey söylemedim, bu durum onu kızdırdı.
Translate from Turkish to English
Hiçbir şey söylemedi, bu durum onu kızdırdı.
Translate from Turkish to English
Durum çarpıcı bir biçimde değişti.
Translate from Turkish to English
Durum onların kontrolünden çıktı.
Translate from Turkish to English
Acil bir durum için hazırlıklı olmalısın.
Translate from Turkish to English
Telefonsuzluk sıkıntılı bir durum.
Translate from Turkish to English
Durum önemli ölçüde değişti.
Translate from Turkish to English
Başka bir durum için onu ayıralım.
Translate from Turkish to English
Durum sandığımızdan daha kötü.
Translate from Turkish to English
Durum her dakika daha da kötüleşti.
Translate from Turkish to English
Durum sert önlemler gerektiriyor.
Translate from Turkish to English
Durum ertesi yıl değişti.
Translate from Turkish to English
Ekonomik durum şimdi iyi değil.
Translate from Turkish to English
O, sözünden döndü, bu durum eşini kızdırdı.
Translate from Turkish to English
Onun hikayesi durum için uygun değildi.
Translate from Turkish to English
Durum çok gergin ve tehlikeli görünüyordu.
Translate from Turkish to English
Onun böyle bir fırsatı kaçırması üzücü bir durum.
Translate from Turkish to English
Partiye gelememen üzücü bir durum.
Translate from Turkish to English
O acil bir durum.
Translate from Turkish to English
Bu aşırı bir durum.
Translate from Turkish to English
Bu durum onu sinirlendirir.
Translate from Turkish to English
Acil durum nedir?
Translate from Turkish to English
Sözleri tuhaf bir durum yarattı.
Translate from Turkish to English
Özgürlük; bir başkasının özgürlüğüne zarar veriyorsa bu noktada güvenlik güçleri devreye girmeli fakat hükûmetlerin insanları kalıplaştırmaya, onların düşüncelerini taraflı olarak şekillendirmeye ve hükûmetlerin isteği doğrultusunda hizaya sokmaya hakkı var mı ve bu durum sence mantıklı mı?
Translate from Turkish to English
Bir insanın başka bir insana şans vermesi kadar aşağılayıcı bir durum var mı?
Translate from Turkish to English
Bir durum var.
Translate from Turkish to English
Durum değişmeden kalır.
Translate from Turkish to English
Durum nedir?
Translate from Turkish to English
Durum pek iç açıcı görünmüyor.
Translate from Turkish to English
İçinde bulunduğu durum hiç kimsenin arzulayacağı cinsten değil.
Translate from Turkish to English
Acil durum!
Translate from Turkish to English
Bizler dijital bir çağda yaşıyoruz ve istediğimiz her bilginin de bize bir yerlerde, yazılı olarak bir kitap, kütüphane ya da bir veritabanı aracılığıyla erişilebilir olduğunu düşünmükten zevk alıyoruz. Ne var ki bu gerçek olmaktan uzak bir durum; dillerin büyük bir kısmı hiçbir zaman ne yazıldı ne de kayıt altına alındı.
Translate from Turkish to English
Sen bana güvenmedin bu durum beni üzdü.
Translate from Turkish to English
Durum bizim sandığımızdan daha kötü.
Translate from Turkish to English
Durum düşündüğümden daha kötü.
Translate from Turkish to English
Durum hakkında bir şey yapamayacağımıza inanmayı reddediyorum.
Translate from Turkish to English
Fakat tuhaf bir durum vardı.
Translate from Turkish to English
Japonya'da durum bu değil.
Translate from Turkish to English
Ekonomik durum hiç içaçıcı değil.
Translate from Turkish to English
Tom bu durum hakkında ne kadar biliyor?
Translate from Turkish to English
Durum kritik.
Translate from Turkish to English
Durum hakkında bir şey yapmalısın.
Translate from Turkish to English
Bu durum hakkında ne yapmalıyız?
Translate from Turkish to English
Bu durum için hazırlıklı olmalıyız.
Translate from Turkish to English
Acil durum yöntemlerine başlamamız gerekiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'a durum hakkında ne düşündüğünü sormalıyız.
Translate from Turkish to English
Tom'un açıkladığı durum aslında Boston'da bir kez oldu.
Translate from Turkish to English
Boston'da durum nedir?
Translate from Turkish to English
Boston'da durum neydi?
Translate from Turkish to English
Durum hakkında bildiğin her şeyi bana söyle.
Translate from Turkish to English
Durum hakkında daha fazla şey öğreninceye kadar Tom hiçbir şey söylememeye karar verdi.
Translate from Turkish to English
Bu yıl durum eşi görülmemiş.
Translate from Turkish to English
Acil bir durum değil.
Translate from Turkish to English
Geç kalacaksın ve durum daha da kötü olacak!
Translate from Turkish to English
Bu hassas bir durum.
Translate from Turkish to English
Senin durum analizinle ilgili aynı fikirde olmadığım için, maalesef aynı görüşte değilim.
Translate from Turkish to English
Durum 1:0.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: Windows'tur, Eğer, dersen, aynısını, söylerim, Sözcüklere, sözlüğünden, bak, suyunu, ödemedi.