Turkish example sentences with "durum"

Learn how to use durum in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Son durum ne?

İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.

Belirleyen esas unsurun olmaması ilginç bir durum.

Fakat büyük olasılıkla sonuncu olacağım, bu acınacak bir durum.

Durum şiddetle sonuçlandı.

Durum çaresizdi.

Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek öğrenci ha? Bu oldukça tuhaf bir durum.

Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.

Kazada kimsenin kurtarılamaması üzücü bir durum, değil mi?

Durum daha da kötüleşti.

Durum kontrol dışı görünüyordu.

Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.

Burada iki durum olabilir.

Sizin durum analiziniz doğrudur.

Onun öyle kötü sağlık içinde olmak zorunda olması üzücü bir durum.

O çok tehlikeli bir durum.

Tom durum hakkında herhangi bir şey bilmiyor.

Tom yolda acil durum duruşu yaptı.

Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.

Bu dergiye göre, Japonya'da ekonomik durum yıldan yıla gittikçe kötüleşiyor.

Tom herhangi bir acil durum için hazır.

Her dakika durum kötüleşiyordu.

Bu durum sadece savaşla halledilebilirdi.

Senin böyle bir şey yapman alışılmadık bir durum.

Tom durum hakkında bir şey bilmiyormuş gibi yaptı.

Genel durum bizim için avantajlı.

Durum böyle değil.

Durum ümitsizdir.

Bu özel bir durum.

Durum ümitsizdi.

O acil durum butonuna bastı.

Durum budur.

Böyle bir durum için emsal yok.

Durum artık kontrolden çıktı.

Laboratuvara girmek, acil durum butonuna basın.

Durum çok ciddi.

Acil durum odasına görününüz.

Durum ciddileşiyor.

Oradaki durum kritikti.

Ekonomik durum daha da kötüleşti.

Durum ile bir ilgim yok.

Yolda bir acil durum vardı.

Politik durum değişti.

Durum hiç değişmedi.

Bir şey söylemedim, bu durum onu kızdırdı.

Hiçbir şey söylemedi, bu durum onu kızdırdı.

Durum çarpıcı bir biçimde değişti.

Durum onların kontrolünden çıktı.

Acil bir durum için hazırlıklı olmalısın.

Telefonsuzluk sıkıntılı bir durum.

Durum önemli ölçüde değişti.

Başka bir durum için onu ayıralım.

Durum sandığımızdan daha kötü.

Durum her dakika daha da kötüleşti.

Durum sert önlemler gerektiriyor.

Durum ertesi yıl değişti.

Ekonomik durum şimdi iyi değil.

O, sözünden döndü, bu durum eşini kızdırdı.

Onun hikayesi durum için uygun değildi.

Durum çok gergin ve tehlikeli görünüyordu.

Onun böyle bir fırsatı kaçırması üzücü bir durum.

Partiye gelememen üzücü bir durum.

O acil bir durum.

Bu aşırı bir durum.

Bu durum onu sinirlendirir.

Acil durum nedir?

Sözleri tuhaf bir durum yarattı.

Özgürlük; bir başkasının özgürlüğüne zarar veriyorsa bu noktada güvenlik güçleri devreye girmeli fakat hükûmetlerin insanları kalıplaştırmaya, onların düşüncelerini taraflı olarak şekillendirmeye ve hükûmetlerin isteği doğrultusunda hizaya sokmaya hakkı var mı ve bu durum sence mantıklı mı?

Bir insanın başka bir insana şans vermesi kadar aşağılayıcı bir durum var mı?

Bir durum var.

Durum değişmeden kalır.

Durum nedir?

Durum pek iç açıcı görünmüyor.

İçinde bulunduğu durum hiç kimsenin arzulayacağı cinsten değil.

Acil durum!

Bizler dijital bir çağda yaşıyoruz ve istediğimiz her bilginin de bize bir yerlerde, yazılı olarak bir kitap, kütüphane ya da bir veritabanı aracılığıyla erişilebilir olduğunu düşünmükten zevk alıyoruz. Ne var ki bu gerçek olmaktan uzak bir durum; dillerin büyük bir kısmı hiçbir zaman ne yazıldı ne de kayıt altına alındı.

Sen bana güvenmedin bu durum beni üzdü.

Durum bizim sandığımızdan daha kötü.

Durum düşündüğümden daha kötü.

Durum hakkında bir şey yapamayacağımıza inanmayı reddediyorum.

Fakat tuhaf bir durum vardı.

Japonya'da durum bu değil.

Ekonomik durum hiç içaçıcı değil.

Tom bu durum hakkında ne kadar biliyor?

Durum kritik.

Durum hakkında bir şey yapmalısın.

Bu durum hakkında ne yapmalıyız?

Bu durum için hazırlıklı olmalıyız.

Acil durum yöntemlerine başlamamız gerekiyor.

Tom'a durum hakkında ne düşündüğünü sormalıyız.

Tom'un açıkladığı durum aslında Boston'da bir kez oldu.

Boston'da durum nedir?

Boston'da durum neydi?

Durum hakkında bildiğin her şeyi bana söyle.

Durum hakkında daha fazla şey öğreninceye kadar Tom hiçbir şey söylememeye karar verdi.

Bu yıl durum eşi görülmemiş.

Acil bir durum değil.

Geç kalacaksın ve durum daha da kötü olacak!

Bu hassas bir durum.

Senin durum analizinle ilgili aynı fikirde olmadığım için, maalesef aynı görüşte değilim.

Durum 1:0.

Also check out the following words: kazanır, gel, yazıyor, mühendisim, Yediğim, dans, yağıyor, okuyorsun, şarkıyı, bilmiyordum.