Turkish example sentences with "anlamak"

Learn how to use anlamak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Seni anlamak gerçekten çok zor.

Onun sorularını anlamak imkânsızdı.

Osaka lehçesini anlamak zordur.

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.

Hiçbir kültürel geçmiş, sanatı anlamak için gerekli değildir.

Çok sayıda öğrenci konuştuğu için, profesörün söyleyecek neyi olduğunu anlamak zordu.

Kazanın ne kadar ciddi olduğunu anlamak için sadece bu makaleyi okumalısın.

Söylediği gerekçeyi anlamak zor.

Birbirimizi anlamak önemlidir.

Benim doğru konuşup konuşmadığımı anlamak için gözleri yüzümü aradı.

Tom, bitişik odadaki ebeveynlerinin ne konuştuğunu duyup duyamayacağını anlamak için kulağını duvara dayadı.

Tom Mary'nin yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamak için geldi.

Niçin gitmek istediğini anlamak zor.

Her şeyi anlamak her şeyi affetmektir.

Onlar cesedin Tom'a ait olup olmadığını anlamak için bir DNA karşılaştırması yaptılar.

Tom silahının dolu olup olmadığını anlamak için kontrol etti.

Doğru söyleyip söylemediğimi anlamak için beni iyice süzdü.

Onun teorisini anlamak zordur.

Onun şiirlerini anlamak güçtür.

Onu anlamak için yeterince yaşlıdır.

Onun fikirlerini anlamak zordur.

Benim hakkımda ne anlamak istiyorsun?

Benim için onu anlamak güç.

Onun fikirlerini anlamak kolay değildir.

Onu anlamak çok zor.

Hoşunuza gidip gitmeyeceğini anlamak için bu şarabın tadın.

Bunu anlamak hiç de kolay değil.

Bu romanı anlamak zordur.

Anlamak için ne var?

O ve ben birbirimizi anlamak zorundayız ve bu derhal olmalı.

Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız.

Bilimin amacı, çoğunlukla söylenildiği gibi, anlamak değil, öngörmektir.

Kadınları anlamak zor.

İnsanı anlamak kolay mı?

Sadece olayları anlamak hoşuma gidiyor.

Onun neden lens taktığını anlamak zor olmadı.

Neden lensleri çıkardığını anlamak zor olmadı.

Onun neden hasta numarası yaptığını anlamak zor olmadı.

Tom'un ne söylemeye çalıştığını anlamak zordu.

Neden şimdi yardım ediyorsunuz? Bunu anlamak çok zor.

Sadece anlamak istiyorum ama çok zor oluyor bazen?

Filmleri anlamak güzel şey.

Kibirli değilim sadece sizi anlamak istedim.

Küstahlık yapmak istemiyorum, sadece anlamak istiyorum.

Beni anlamak için sadece sormanız yeterliydi.

Tom'un ne istediğini anlamak zor.

Tom'u anlamak istiyorum.

Tom'u anlamak isterim.

Fransızca şarkıları anlamak zor olmuyor.

Anlamak için yeterince akıllı olduğunu biliyordum.

Bu tür soruna neyin sebep olduğunu herhangi birinin bilip bilmediğini anlamak için birilerine soracağım.

Birinin bir şey görüp görmediğini ya da duyup duymadığını anlamak için birilerine soracağım.

Herhangi birinin bir önerisi olup olmadığını anlamak için birilerine soracağım.

Sadece nasıl olduğunu anlamak için aradım.

Seni anlamak zor.

Seni anlamak çok zor.

Seni anlamak gerçekten zor.

Tom ne hakkında konuştuğumuzu anlamak için yeterince yaşlı değil.

Tom yaşamın anlamını anlamak istiyor.

Biliyorum, anlamak zor.

Niçin bırakmak istediğini anlamak kolay değil.

Özyinelemeyi anlamak için önce özyinelemeyi anlamalısın.

Bunun nasıl yapıldığını anlamak zorundayız.

Bazen iyice anlamak için hata yapmalısın.

Bu kitabı anlamak benim becerilerimi aşar.

Bu meseleyi anlamak zorundayız.

Bu sistemin nasıl işlediğini anlamak için teknik bilgiye ihtiyacınız var.

Neden beni anlamak istemedin?

Bu teoriyi anlamak, benim için çok zordur.

İmanlı insanlar, doğadaki düzeni ve Tanrı'nın yüceliğini anlamak için matematiğe yönelirler.

Anlamak istediğim budur.

Bu öfkeyi anlamak lazım.

Bu sözlükteki örnekleri anlamak kolay.

Japon kültürünü tam olarak anlamak için dil öğrenmelisin.

Bunun amacını anlamak inanın mümkün değil.

Onların kızgın olduğunu anlamak için Fransızca anlamama gerek yoktu.

Bu nasıl bir hayal gücüdür, anlamak mümkün değil!

Onu sevip sevmediğimi anlamak için onu yeterince iyi tanımıyorum.

Psikolojisi bozuk biriyle uğraşıyorsak, aklından geçenleri anlamak zorundayız.

Karşı karşıya olduğumuz örgütün gücünü anlamak açısından bu bile tek başına ne kadar ürkütücü!

Tom'un neden böyle davrandığını anlamak, o kadar da zor değil.

Gelecek hafta benimle Boston'a gitmeyi isteyip istemeyeceğini anlamak için arıyorum.

Sadece bilip bilmediğini anlamak istedim.

Sadece iyi olup olmadığını anlamak için kontrol etmek istedim.

İnsanları anlamak istiyorsan onların söyledikleri ile ilgili herhangi bir not almamalısın.

Bir kelimenin nasıl kullanıldığını tam olarak anlamak için, onun birçok farklı içeriklerde kullanılması gerekir.

Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.

Tom hakkında bir şey duyup duymayacağını anlamak istiyordum.

Bir gün tasarrufun önemini anlamak için geleceksin.

Tom'un Fransızcasını anlamak zor.

İnsanların Tom'u neden sevdiğini anlamak kolay.

Tom'un ne demek istediğini anlamak zor.

Bunu anlamak çok basit.

Dersinin konusunu anlamak çok zordu.

Tom anlamak istiyordu.

Sana yardım etmek için yapabileceğim bir şey olmadığını anlamak zorundasın.

Onu anlamak için, yalnızca bu kitabı okumak zorundasın.

Sanırım söylemeye çalıştığın şeyi anlamak için sadece çok aptalım.

Ne olduğunu anlamak zor.

Bunu anlamak çok zor.

İnsanlar hayatı anlamak için değil, yaşamak için yaratılmıştır.

Also check out the following words: kaybettin, affet, Kusura, bakmayın, kayboldum, Kayıp, sorum, deneyeceğim, Mutluluk, yaşıyorsun.