Turkish example sentences with "çalışan"

Learn how to use çalışan in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

O çok sıkı çalışan bir öğrencidir.
Translate from Turkish to English

Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
Translate from Turkish to English

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.
Translate from Turkish to English

Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
Translate from Turkish to English

Wright kardeşler, bir motor ile çalışan bir uçağı uçurmayı başardılar.
Translate from Turkish to English

Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom serbest çalışan bir bilgisayar programcısı.
Translate from Turkish to English

Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip.
Translate from Turkish to English

Bu, Tokyo ve Yokohama arasında çalışan ilk trenin bir resmidir
Translate from Turkish to English

Cuma akşamları denizaşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar.
Translate from Turkish to English

Mary John'la çalışan otobüs sürücüsüne bitişik mi yaşıyor?
Translate from Turkish to English

Fırında çalışan kız sevimlidir.
Translate from Turkish to English

Ben Manny tarafından yönetilen, veri transferi üzerine çalışan çalışma grubu, 14 Ocak 1999'da bir toplantı yapacak.
Translate from Turkish to English

O, çok çalışan bir kimsedir.
Translate from Turkish to English

NASA'da çalışan bir arkadaşım var.
Translate from Turkish to English

NASA için çalışan bir arkadaşım var.
Translate from Turkish to English

Çalışan erkekler sert elma şırası içtiler.
Translate from Turkish to English

Onun bankada çalışan bir amcası var.
Translate from Turkish to English

Bir gönüllü olarak çalışan bir arkadaşım var.
Translate from Turkish to English

Orada çalışan kız kız kardeşimdir.
Translate from Turkish to English

Çoğu çalışan yılda bir kez zam istiyor.
Translate from Turkish to English

Hanımlar ebeveynleri gün boyunca fabrikalarda çalışan çocuklara bakıyorlar.
Translate from Turkish to English

Ana dilini konuşan biri olarak geçmeye çalışan bir ajan olsan ve o şekilde konuşsan, büyük olasılıkla yakalanırsın.
Translate from Turkish to English

Bir uşak özel bir evde bir hizmetçi olarak çalışan adamdır.
Translate from Turkish to English

Markette çalışan kasiyer çok hızlı.
Translate from Turkish to English

Gündüz uyuyan ve gece çalışan bazı insanlar vardır.
Translate from Turkish to English

Tom bir çalışan.
Translate from Turkish to English

Beni şaşırtmaya çalışan kendisi şaşırmasın!
Translate from Turkish to English

Bu projede çalışan herkes milyoner oldu.
Translate from Turkish to English

Lauri çok sıkı çalışan bir öğrencidir.
Translate from Turkish to English

Bizim için çalışan herkes asgari ücretten daha fazla kazanır.
Translate from Turkish to English

Sizin için çalışan insanların bazıları hakkında size bazı sorular sormak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı.
Translate from Turkish to English

Tom şirketinde çalışan çok sayıda kadın olduğunu asla fark etmedi.
Translate from Turkish to English

O mağazada çalışan bir arkadaşım var.
Translate from Turkish to English

Tom çalışan bir duş duydu.
Translate from Turkish to English

Fırında çalışan kız şirin.
Translate from Turkish to English

Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.
Translate from Turkish to English

Bana şerefsizce kara leke sürmeye çalışan seni affeder miyim?
Translate from Turkish to English

O tembel değildir, tam tersine sıkı çalışan biri olduğunu düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Çalışan kadın sayısı artıyor.
Translate from Turkish to English

Bilgisayar sanayinde çalışan iki erkek kardeşi var.
Translate from Turkish to English

Ben serbest çalışan bir gazeteciyim.
Translate from Turkish to English

Bu ekipte çalışan birçok avukat var.
Translate from Turkish to English

Ben serbest çalışan bir fotoğrafçıyım.
Translate from Turkish to English

Onun için çalışan büyük bir ekibi var.
Translate from Turkish to English

Babam iç hatlarda çalışan bir pilot.
Translate from Turkish to English

O, şüphesiz bizimle çalışan en güzel dansçılardan biri.
Translate from Turkish to English

Tom o fabrikada çalışan birkaç adamı tanıyor.
Translate from Turkish to English

Japonlar genelde sıkı çalışan işçilerdir.
Translate from Turkish to English

Ben yarı-zamanlı çalışan bir fotoğrafçıyım.
Translate from Turkish to English

O, sınıfındaki en sıkı çalışan kişidir.
Translate from Turkish to English

Dünyanın ilk bilgisayarı olan ENIAC, elektrikle çalışan ve elektronik veri işleme kapasitesine sahip, 167 m² bir alana sığan ve ağırlığı 30 tonu bulan bir bilgisayardı.
Translate from Turkish to English

Burada çalışan bayan, emekli olmak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Bu dünyayı mezardan yönetmeye çalışan erkeklerden uzak durun.
Translate from Turkish to English

Verimsiz okul yoktur, verimsiz metodlarla çalışan eğitimciler vardır.
Translate from Turkish to English

Bu şirkette çalışan kızlardan sorumlu olacaksın.
Translate from Turkish to English

Bu şirkette çalışan kadınlardan yükümlü olacaksın.
Translate from Turkish to English

Burada çalışan insanlar ne yaptıklarını biliyor gibi görünüyorlar.
Translate from Turkish to English

Arabanda çalışan çocuklar ne yaptıklarını biliyor gibi görünmüyorlar.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi yardım etmesi için ikna etmeye çalışan kişidir.
Translate from Turkish to English

Kocaların çoğunluğu bana keman çalmaya çalışan bir orangutanı hatırlatır.
Translate from Turkish to English

Avrupalılar kendileri için çalışan Hintlilere sık sık ödeme yaptı.
Translate from Turkish to English

Hiç kimse, tüm ilgiyi üzerinde toplamaya çalışan tiplerden hoşlanmaz.
Translate from Turkish to English

Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.
Translate from Turkish to English

Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.
Translate from Turkish to English

Çiftlikte çalışan bir adam var.
Translate from Turkish to English

Bu ayın sonunda, bu şehirde çalışan insanların sayısı bini geçmiş olacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un Boston'da çalışan bir amcası var.
Translate from Turkish to English

Onun üzerinde çalışan bazı insanlarımız var.
Translate from Turkish to English

Şirketinde kaç çalışan var?
Translate from Turkish to English

Erkeklere nazaran Japonca çalışan daha çok kadın var.
Translate from Turkish to English

Türkiye'de yaşayan ve çalışan birçok arkadaşım var.
Translate from Turkish to English

Ne insanlar gördüm şıkır şıkır giyinip plazada çalışan ama insan değildi.
Translate from Turkish to English

Onlar birlikte çalışan mı?
Translate from Turkish to English

Bu çocukla konuşmaya çalışan kadın bir öğretmen.
Translate from Turkish to English

Ev almaya çalışan bir sürü insan var.
Translate from Turkish to English

O fırında çalışan kız sevimli.
Translate from Turkish to English

Bize çalışan daha çok Tom gibi adamlar lazım.
Translate from Turkish to English

Polis olay yerine yakın çalışan birçok kişiyi sorguladı.
Translate from Turkish to English

Burada çalışan insanların çoğu, ücretsiz gönüllülerdir.
Translate from Turkish to English

Tom serbest çalışan bir tesisatçıdır.
Translate from Turkish to English

Dan arabasını çalmaya çalışan adama ateş etti.
Translate from Turkish to English

O, onun için çalışan geniş bir kadroya sahiptir.
Translate from Turkish to English

Biz Çinliler çok çalışan kişileriz.
Translate from Turkish to English

Son zamanlarda, Japonya'da çalışan ya da okuyan yabancıların sayısı arttı.
Translate from Turkish to English

Tom onun arabasına girmeye çalışan adamı arıyordu.
Translate from Turkish to English

Bizde bizim için çalışan Tom Jackson adında biri var.
Translate from Turkish to English

Mary serbest çalışan bir yazardır.
Translate from Turkish to English

O, ışınlanma üzerinde çalışan bir fizikçi.
Translate from Turkish to English

New York Times için çalışan bir arkadaşım var.
Translate from Turkish to English

Şirketimizde otuz çalışan var.
Translate from Turkish to English

Macintosh bilgisayarın virüs barındırması Windows'la çalışan bir bilgisayardan çok daha az olasıdır.
Translate from Turkish to English

Toplumun faydası için çalışan insanlara ihtiyacımız var.
Translate from Turkish to English

Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
Translate from Turkish to English

Amédée Bollée 1873 yılında ilk buhar gücüyle çalışan otomobillerden birini yaptı.
Translate from Turkish to English

İlk benzinle çalışan otomobil 1886'da Karl Benz tarafından icat edildi.
Translate from Turkish to English

Tom'un onun için çalışan otuzdan fazla çalışanı var.
Translate from Turkish to English

Bu çalışan bir sistem.
Translate from Turkish to English

Bu çalışan bir sistemdir.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: sinemaya, gidelim, Saatlerdir, bekliyorum, davran, Faturayı, ödemediği, suyu, kestiler, Güller.