Turkish example sentences with "olduğu"

Learn how to use olduğu in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.

O, hasta olduğu için yürüyüşe gidemedi.

Öğrenci olduğu zamanlar diskoya sadece bir kez gitti.

Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.

Odayı olduğu gibi bırak.

Odayı olduğu gibi bırakın.

Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.

Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.

Onun bir hırsız olduğu ispatlandı.

O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.

Onun meşgul olduğu gerçektir.

Adam önceden olduğu gibi değildir.

Olabildiğince tuhaf, o ölü olduğu söylenilen biriyle karşılaştı.

Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.

Erkek arkadaşından almış olduğu hediyeyi bana gösterdi.

1914'te olduğu gibi 1939'da dünya bir savaşın eşiğindeydi.

Japonya'nın dünyanın en zengin ülkesi olduğu söyleniyor.

Onun Amerikalı olduğunu düşünüyordum ama onun İngiliz olduğu ortaya çıktı.

Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.

Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.

İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.

O, genç olduğu için, hasta büyük annesine özveriyle hizmet etti.

Dikkatsiz olduğu için, o, bir sınavı asla geçemedi.

Bu, uluslararası olduğu için altı dolar olacak.

Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?

O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.

Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.

Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.

Tüm çabalarımın yararsız olduğu ortaya çıktı.

Onu nazik olduğu için değil fakat dürüst olduğu için seviyorum.

Onu nazik olduğu için değil fakat dürüst olduğu için seviyorum.

Chiro bir kedi olduğu için, o liçi sevmez.

O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.

Sabırlı olduğu için onu seviyorum.

Tek oğlu olduğu için, baba, Ken'i daha çok seviyordu.

Hasta olduğu için sınava giremedi.

O hasta olduğu için gelemedi.

O, yoksul olduğu için mutludur.

O, fakir olduğu için üniversiteye gidemedi.

Bu kazaya neyin sebep olduğu tam bir sır.

Onun çok meşgul olduğu gün cumadır.

Onun güzel olduğu doğrudur, ama bencil.

Mümkün olduğu kadar kısa sürede alt kata gel.

Mümkün olduğu kadar kısa sürede onu bana getirmeni istiyorum.

Mümkün olduğu kadar kısa sürede babanı aramalısın.

Planınızı mümkün olduğu kadar kısa sürede uygulamaya koyun.

Hayat olduğu sürece, ümit vardır.

O gerçekten meşgul olduğu için, gelemedi.

Tom dürüst bir kişi olduğu için, onu severim.

Bir köpek çok aç olduğu zaman, yemeğini bir çırpıda bitirir.

Köpeğin insanın en iyi arkadaşı olduğu söylenir.

Bir köpek sadık bir hayvandır, bu yüzden insan dostu olduğu söylenir.

Kathleen'in ifadelerinin gerçek olduğu çıktı.

Chiro bir kedi olduğu için, o lişe sevmez.

Başınız belada olduğu zaman, bana güvenebilirsiniz.

O, orada ne olduğu ile ilgili güzel bir açıklama yazdı.

Karısı dışarıda olduğu için, kendisine akşam yemeği pişirdi.

Bütün dehasına rağmen, o her zaman olduğu kadar bilinmiyor.

Haberin doğru olduğu çıktı.

Işık sağlık için temiz havanın gerekli olduğu kadar gereklidir.

O yoksul olduğu gibi cömerttir.

Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.

O, ülke dışında olduğu için sık sık Skype kullandı.

Onun hasta olduğu bile bilmiyordu.

Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi.

Sigara içmenin sağlık için zararlı olduğu apaçık.

Onun kızgın olduğu zaman ayağa kalkma alışkanlığı vardır.

ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.

Ayakkabıların çok küçük olduğu için ayakların şişmiş.

Biz belgenin onun erkek kardeşine ait olduğu gözüyle baktık.

Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.

Onun yaklaşık yirmi yıldır bir oyuncu olduğu söyleniyor.

Biz şimdi onun nerede olduğu hakkında endişe ediyoruz.

Onun şimdi Hawaii'de olduğu kesindir.

Haşhaş tohumlu çörekler onun gözdesidir, ama onun yaban mersinine razı olmak zorunda olduğu günler vardır.

Çocuk olduğu için, o cesurdu.

Kolayca anlaşılabilir olduğu için bu tür kitapları okuyun.

Şüphelinin nerede olduğu hâlâ bilinmiyor.

Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.

O yorgun olduğu için, yatmaya erken gitti.

Onu mutlu eden başka biri olsa da, o mutlu olduğu sürece, bu iyi.

Aşkın ince olduğu yerde hatalar kalındır.

Tom'un bütün istediği onun vermek zorunda olduğu tüm aşkı kabul edecek bir kadın bulmaktı.

Bana en yakın antikacının nerede olduğu söyler misiniz?

Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.

Elastik olduğu için lastik bir top seker.

Kepenkleri kapatın ve perdeleri çekin. Mümkün olduğu kadar az ışık olmalıdır.

Onlar kurşunu olduğu yerde bırakmaya karar verdiler.

Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.

Aşk, paranın ona olduğu kadar, bana önemlidir.

Yangına dikkatsiz bir sigara içicisinin sebep olduğu ortaya çıktı.

Onun planı çok zor gibi görünüyordu, ama çok geçmeden önce mümkün olduğu anlaşıldı.

Avukatın bana söylediğinin yanlış olduğu sonunda ortaya çıktı.

Hiçbir kadın onun olduğu kadar kibirli değildir.

Onun köpeği uysal olduğu kadar çok sadık değildir.

Onun söylediğinden onun suçlu olduğu sonucu çıkıyor.

Hangi arabanın daha güzel olduğu söylemek zordur.

O bir zamanlar olduğu gibi enerjik değil.

Onun yararına onlara yardımcı olduğu kesindir.

O, işsiz olduğu için, onların evliliği başarısız oldu.

Ben, o başarısız olduğu için şaşırdım.

Also check out the following words: harcadılar, Ressamı, desteklediler, Belçika, tuttuğunda, çığlık, küvette, boğmuştu, kapanır, yürümekteydi.