Turkish example sentences with "çıkarmak"

Learn how to use çıkarmak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.
Translate from Turkish to English

Kahve lekesini çıkarmak zordu.
Translate from Turkish to English

Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
Translate from Turkish to English

Bu lekeyi çıkarmak zor olacak.
Translate from Turkish to English

O, arazisini elden çıkarmak istiyor.
Translate from Turkish to English

Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin yüzünü kara çıkarmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi akşam yemeğine çıkarmak istedi, fakat o hayır dedi.
Translate from Turkish to English

O kitaplarını elden çıkarmak istiyor.
Translate from Turkish to English

Jim son üç haftadır beni akşam yemeğine çıkarmak için çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Onun mücevher kutusunu elden çıkarmak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Onu temize çıkarmak için delil gösterebilir misin?
Translate from Turkish to English

Sırrını açığa çıkarmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
Translate from Turkish to English

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
Translate from Turkish to English

Yoksulluk insanlardaki en kötüyü ortaya çıkarmak ve en iyiyi gizlemek için dünyadaki başka her şeyden daha fazlasını yapar.
Translate from Turkish to English

Odada şapkanı çıkarmak zorundasın.
Translate from Turkish to English

Hanımefendilerin huzurunda şapkalarınızı çıkarmak zorundasınız.
Translate from Turkish to English

İğrenç bir yara izini açığa çıkarmak için kolunu sıvadı.
Translate from Turkish to English

Tom arabasını kardan kazıp çıkarmak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Çöpü çıkarmak için kimin sırası?
Translate from Turkish to English

İyi bir iş başardın. Senin için şapkamı çıkarmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Sana zorluk çıkarmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Şu anın tadını çıkarmak varken, geçmişini düşünüp üzülme.
Translate from Turkish to English

Sana bir zahmet çıkarmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Bu gece seni yemeğe çıkarmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Kiracıyı evden çıkarmak için bundan daha önemli bir sebebe ihtiyacın var.
Translate from Turkish to English

Bir yerli konuşan gibi ses çıkarmak istiyorsan bu çok iş gerektirir.
Translate from Turkish to English

Onlar onu mesele çıkarmak için sınıfta olmakla suçladılar.
Translate from Turkish to English

CD'yi bilgisayardan çıkarmak için küçük düğmeye basın.
Translate from Turkish to English

Mary'yi adaletin karşısına çıkarmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom sorun çıkarmak için geldi.
Translate from Turkish to English

Tom gömleğini çıkarmak zorunda değildi.
Translate from Turkish to English

Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Seni buradan çıkarmak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Tom'u oradan çıkarmak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Seni buradan çıkarmak zorundayım.
Translate from Turkish to English

Seni buradan çıkarmak için geldik.
Translate from Turkish to English

Ben aklımı işten çıkarmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Kararını haklı çıkarmak zorunda değilsin.
Translate from Turkish to English

Seni çıkarmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Ben doğanın tadını çıkarmak için buraya geldim.
Translate from Turkish to English

Herkes komik rollerde oynamanın diğer rollere göre daha zor olduğunu söylüyor ama bu hiç de doğru değil. İyi bir iş çıkarmak hangi işte olursa olsun her zaman zordur.
Translate from Turkish to English

Giysilerimi çıkarmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Sen ayakkabılarını çıkarmak isteyebilirsin.
Translate from Turkish to English

Çoraplarımı çıkarmak zorundayım.
Translate from Turkish to English

Biz eve girdiğimizde ayakkabılarımızı çıkarmak bizim geleneğimizdir.
Translate from Turkish to English

Onun tadını çıkarmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Kavga çıkarmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Sorun çıkarmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Bunu elden çıkarmak istediğinden emin misin?
Translate from Turkish to English

Tom yarın gece Mary'yi dışarı çıkarmak istiyor.
Translate from Turkish to English

Cümleyi favorilerinizden çıkarmak için siyah kalp butonuna basın.
Translate from Turkish to English

İşletme sahibi kârı maksimuma çıkarmak istiyor.
Translate from Turkish to English

Ben olay çıkarmak istemedim.
Translate from Turkish to English

İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.
Translate from Turkish to English

Dan Linda'nın yasa dışı işlerini ortaya çıkarmak için uzun bir makale yazmaya karar verdi.
Translate from Turkish to English

Gaz çıkarmak kabadır.
Translate from Turkish to English

Sorun çıkarmak için burada değilim.
Translate from Turkish to English

Çöpü çıkarmak için benim sıram.
Translate from Turkish to English

O iyi bir manzaranın tadını çıkarmak için üst katta bir oda kiraladı.
Translate from Turkish to English

Telefon görüşmesi onu evden çıkarmak için bir hileydi.
Translate from Turkish to English

Beni bu yerden çıkarmak zorundasın.
Translate from Turkish to English

Tom bitkileri sulamayı bitirdikten sonra, o, gün batımının keyfini çıkarmak için veranda da oturdu.
Translate from Turkish to English

Onu buradan çıkarmak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Onları buradan çıkarmak zorundayım.
Translate from Turkish to English

Bizi buradan çıkarmak zorundasın.
Translate from Turkish to English

Beni buradan çıkarmak zorundasın.
Translate from Turkish to English

Onu buradan çıkarmak zorundayım.
Translate from Turkish to English

Onları buradan çıkarmak zorundasın.
Translate from Turkish to English

Onları buradan çıkarmak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Burada yemek için mi yoksa çıkarmak için mi?
Translate from Turkish to English

O sorun çıkarmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

O borca batmıştı ve evini elden çıkarmak zorundaydı.
Translate from Turkish to English

Bu kazak çıkarmak ve giymek için rahat.
Translate from Turkish to English

O sorun çıkarmak için geldi.
Translate from Turkish to English

O, sorun çıkarmak için geldi.
Translate from Turkish to English

Onlar sorun çıkarmak için geldi.
Translate from Turkish to English

Bu anın tadını çıkarmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Ben çok sıcak giyinmiştim, bu yüzden bir şey çıkarmak için geri geldim.
Translate from Turkish to English

Burada ayakkabılarımı çıkarmak zorunda mıyım?
Translate from Turkish to English

Bütün o şeyleri geçmişten çıkarmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Güzel manzaranın tadını çıkarmak için fazla hızlı sürdük.
Translate from Turkish to English

Çöpü çıkarmak için Tom'un sırası.
Translate from Turkish to English

Herkesin önünde olay çıkarmak istemedim.
Translate from Turkish to English

İçeri girmeden önce ayakkabılarını çıkarmak zorundasın.
Translate from Turkish to English

Onlar suyu çıkarmak için bir pompa kullandı.
Translate from Turkish to English

Bu ayı çıkarmak için ne yapacağımı bilmiyorum.
Translate from Turkish to English

Daha çok yerli bir konuşmacı gibi ses çıkarmak için ne yapabilirim?
Translate from Turkish to English

Sunumun içeriğini özetlemek ve bir sonuç çıkarmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

O kürk ceketini elden çıkarmak zorundaydı.
Translate from Turkish to English

Yeni başlayanlar için rüzgar sörfünün keyfini çıkarmak zordur.
Translate from Turkish to English

Yakında buradaki yiyecek ve içeceğin tadını çıkarmak için geleceksin.
Translate from Turkish to English

Onu listeden çıkarmak isterdim.
Translate from Turkish to English

Onu aklımdan çıkarmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'un çöpü çıkarmak istemediği açıktı.
Translate from Turkish to English

Tom atları ahırdan çıkarmak için acele etti.
Translate from Turkish to English

O borç batağına saplanmıştı ve evini elden çıkarmak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Bu lekeyi çıkarmak imkansız olacak.
Translate from Turkish to English

Kulaklarınızdaki kulak kirini çıkarmak için ne kullanırsınız?
Translate from Turkish to English

Sonuç çıkarmak için halen çok erken.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: solmuş, özledim, treni, kaçırıyordum, gece, kalmak, Mümkün, , ilginç, Japonya'ya.