Turkish example sentences with "kötü"

Learn how to use kötü in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.

Bugün hava kötü.

Kötü mü?

Kötü bir karın ağrım var.

Sigara içmek kötü bir alışkanlıktır.

Sigara içmek kötü bir bağımlılıktır.

Kendi görüşüme göre, Twitter kuşu dünyamızdaki en kötü kuştur.

Onun görme yeteneği kötü.

Onun görme kabiliyeti kötü.

Kötü bir baş ağrım var.

Sen kötü bir çocuksun.

Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme.

Sen kötü bir insansın.

Tom, Fransızcayı İngilizceden daha kötü konuşur.

Bugün hava dünkünden daha kötü.

Dekorasyon kötü değil.

Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.

Eski ev kötü bir şekildeydi.

O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.

Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.

Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.

Etin tadı kötü.

Adet dönemimde kötü kramplarım oluyor.

Kendini kötü mü hissediyorsun?

O, kötü bir yoldadır.

Sansar kötü kokusuyla bilinir.

Sırtımda kötü bir ağrı var.

Ben ona biraz nasihat vermeye çalıştım fakat o bana şiddetle kötü davrandı.

Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

Şu çocuklar kötü sözler kullanırlar.

Herkes Japonya'da artık asla kötü bir şey olmayacağını umuyor.

Birisi kötü kelimeler söylememeli.

Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.

Eurovision'un en kötü şarkısı birinci, en iyi şarkısı sondan ikinci oldu. Ne saçmalık!

İpucuyla kötü olmayın.

İster iyi olsun ister kötü olsun hayatı kabul etmeliyiz.

Ne kötü haber!

TV'nin çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musun?

Televizyonun çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musun?

Kötü bir çocuk olma.

Kendimi kötü hissettim.

Kötü hissettim.

Ne kötü bir kız!

Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı.

Dün çok yedim ve şimdi kötü hissediyorum.

Hamam böceklerini yeme kötü bir fikir midir?

Karaciğer yemek sizin için kötü mü?

O kötü bir sürücü.

Kötü hasat büyük gıda sıkıntısına neden oldu.

Dün çok fazla yedim ve şimdi kendimi kötü hissediyorum.

Benim kötü bir şaşılığım var.

Kullanılmış araba satıcıları kötü üne sahip bir güruhtur.

Derhal doktoru çağır, yoksa hasta daha kötü olabilir.

Derhal doktoru çağır, yoksa hasta daha kötü olacak.

Onu kötü isimlerle isimlendirdi.

" Çamaşır makineni nasıl buluyorsun?" " O kadar kötü değil."

Annem kötü bir soğuk algınlığından dolayı hasta.

Hastalığından sonra onun sağlığı hâlâ kötü.

O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti.

Ben onun kötü sağlığı hakkında endişe duyuyorum.

Teyzeciğim kötü hissediyor.

Bir kurnaz avcı, Christopher Columbus bir zamanlar kırmızı bir başlık giydi ve ormana gitti. Şüphesiz, o büyük kötü kurdu cezbetti, onu yakaladı, ve bağıran kurdu gemisine geri götürdü.

Tom yorgun ve kötü bir ruh hali içindeydi.

Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.

Kötü hava törene zarar verdi.

Kötü bir soğuk algınlığı ülke genelinde hüküm sürüyor.

Bir zamanlar İngiltere'de kötü bir kral vardı.

Ben kötü bir soğuk algınlığı çekiyorum.

Onun öğrencileri onun arkasından onun hakkında kötü konuşuyor.

O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.

Su yokluğu nedeniyle kötü hasat hasat yaptık.

Sadece başka biri kötü bir şey yaptığı için kötü bir şey yapmanız hak değildir.

Sadece başka biri kötü bir şey yaptığı için kötü bir şey yapmanız hak değildir.

Kuzeyde kötü hava var.

Gözlerin kötü mü?

Pirinç hasatı bu yıl kötü.

Biz ona çok kötü davranırsak, haksızlık olur.

"Nasılsın?" " Çok kötü değil."

Kötü hava pikniği iptal etmemiz için bizi zorladı.

Kötü hava balık tutmaya gitmemi engelledi.

Kötü hava yüzünden, o gelemedi.

Futbol oyunu kötü hava yüzünden ertelenmişti.

Arabada sorun yok, sadece sen kötü bir sürücüsün.

Oh! Bu çok kötü.

Neşelen! İşler düşündüğünüz kadar kötü değil.

Benim kötü bir sert ensem var.

Bir çalışma ile ulaşılan sonuç "ayaklarının pis koktuğunu düşünen insanların kötü kokan ayakları vardır; ayaklarının kötü kokmadığını düşünen insanların yoktur."

Bir çalışma ile ulaşılan sonuç "ayaklarının pis koktuğunu düşünen insanların kötü kokan ayakları vardır; ayaklarının kötü kokmadığını düşünen insanların yoktur."

Her zamankinden daha kötü yağmur yağıyor.

Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değildir.

Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır.

Kötü niyetli dedikodular orman yangını gibi yayılır.Sanırım kötü haber tez yayılır demelerinin nedeni budur.

Kötü niyetli dedikodular orman yangını gibi yayılır.Sanırım kötü haber tez yayılır demelerinin nedeni budur.

Yani, kötü haber tez yayılırmış, derler.

Onun yaptığında hiçbir kötü niyet yoktu.

"Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı." "Ben de aptalım. Öyleyse, tamam. "

O kötü bir ruh hali içinde.

O kötü bir ruh hali içinde, bu onun için nadirdi.

O kötü bir tavşandı.

Kötü bir gün için tedarikli olmalısın.

O kötü bir gün için kendini sigortalattı.

Also check out the following words: neye, benziyordu, bağlıydı, Köpeğimi, bahçemizdeki, uzanırken, Yürümek, kırda, kısıtlamayı, kaldırmaya.