Turkish example sentences with "kalın"

Learn how to use kalın in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Hoşça kalın.

Kalın!

Almancada nasıl "hoşça kalın" denir?

Ben bir hafta içinde bu kalın kitabı okumayı bitiremem.

Hatta kalın, lütfen.

Banka soyguncusu " hepiniz, olduğunuz yerde kalın!" diye bağırdı

Sabahın ilk ışıklarına kadar benimle birlikte kalın.

Tom kalın bir palto arıyor.

Buz üzerinde yürümek için yeteri kadar kalın.

Evde kalın.

O kalın kafalı.

Buz çok kalın.

Lütfen ayakta kalın.

Tahta ne kadar kalın?

O kalın kitabı okudun mu?

O, kalın gözlük takar.

Onun kalın bir boynu var.

Sessiz kalın ve dinlenin.

Biraz daha uzun kalın.

Yarına kadar hoşça kalın.

Birdenbire, kalın bulutlar güneşi sakladı.

Tom kalın bir palto ve eldivenler giyiyor.

Zemin kalın bir halı ile kaplıdır.

Kasaba halkı kalın biftek yemekten hoşlanır.

Kalın gözlükleri olan biraz yaşlı bir adamdı.

Hat şimdi meşgul. Lütfen hatta kalın.

Buz bizim ağırlığımızı taşıyacak kadar kalın değil.

Bir süre kalın.

Temasta kalın.

Sağ tarafta kalın.

Kalın bir cekete ihtiyacım var.

Lütfen hatta kalın.

"Hoşça kalın." bile demeden evden çıktı.

Ayaklarını sıcak tutmak için kalın çoraplar giymelisin.

Bağlantıda kalın.

Öğle yemeği için kalın.

Kalın ve izleyin.

Lütfen oturmuş biçimde kalın.

Emniyet kemerleriniz bağlı şekilde koltuklarınızda kalın.

Lütfen uçak kapıya varıncaya kadar oturmuş olarak kalın.

Tetikte kalın.

Uyanık kalın.

Oturmuş olarak kalın lütfen.

Odanızda kalın.

Arabalarınızda kalın.

Evlerinizde kalın.

Hiç kalın giysi getirmedim.

Bu kalın bıyığı uzatmak uzun zamanımı aldı.

Tom daha kalın bir palto giymesi gerektiğini hemen fark etti.

Tom kalın gözlükler takıyor.

Saçını tıraş edersen, tekrar daha kalın uzayacaktır.

İşaretim için beklemede kalın.

Bu kalın yün çoraplar bacaklarınızı sıcak tutacak.

Dikkatli olun, ne acele edin, ne de geç kalın.

Pozitif kalın.

Size ihanet etmedim bunu o kalın kafana sok!

Soğuğa karşı kalın bir ceket giyiyordu.

Tom kalın gözlük takıyor.

Bir kitap ince, diğeri ise kalın. Kalın olanının yaklaşık 200 sayfası var.

Bir kitap ince, diğeri ise kalın. Kalın olanının yaklaşık 200 sayfası var.

"Size hoşça kalın deme vaktidir." dedi birdenbire.

Kalın bir palto giymeni tavsiye ediyorum.

Onun ne kadar kalın olduğunu nasıl biliyorsun?

Bağlantıda kalın

Hoşça kalın!

Akşam yemeği için kalın.

Bir an için sessiz kalın.

Bir an burada kalın.

Bir an orada kalın.

Kalın sis vadiyi kapladı.

Bize yakın kalın.

Onlara yakın kalın.

Ona yakın kalın.

Hattın sonuna kadar trende kalın.

Tom, Mary'ye kalın gri bir zarf verdi.

Daha kalın giyinmen gerekmez mi?

O, piyanoyu çalarken sessiz kalın.

Siz çocuklar burada kalın.

Bu kumaş çok kalın.

Parmaklarım bu eldivenlere sığmayacak kadar kalın.

Kalın sis uçağın kalkmasını engelledi.

Kalın sis, uçağı kalkıştan alıkoydu.

O kadar kalın bir kitabı kim okuyacak?

Hamur hâlâ biraz kalın.

O , kısa, yaşlı, kalın gözlüklü bir adamdı.

Sessiz kalın ve uyanık olun.

Yerde kalın yoksa bir serseri kurşunla vurulabilirsiniz.

Lütfen istediğiniz kadar uzun kalın.

Gemi, kalın sisle kaplı, şafakta yola çıktı.

Eğer mümkünse evde kalın!

Tom, Mary'nin ne kadar kalın kafalı olduğuna inanamıyor.

Sağlıcakla kalın.

Kalın sis her şeyi gizledi.

Üşüttün mü canım, ben demedim mi sana kalın giyin diye?

Birlikte kalın.

Odaklı kalın.

Tom kalın kafalı.

Bunun dışında kalın.

Siz ikiniz burada kalın.

Siz arkadaşlar burada kalın.

Lütfen sırada kalın.

Also check out the following words: tırtıl, harika, kelebek, kelebeğe, dönüşecek, Bugün, Beklemekten, başka, çare, Odada.