Aprende a usar sürekli en una frase en Turco. Más de 100 ejemplos cuidadosamente seleccionados.
Traduce en Safari y otras aplicaciones de macOS con un clic.
Traducción con doble clic para todos los sitios web y subtítulos de Netflix.
Obtén Mate gratisInstálalo en Chrome (o cualquier otro navegador) en tu computadora y lee Internet como si no hubiera idiomas extranjeros.
Obtén Mate gratis
Yüzme havuzlarında su sürekli olarak bir filtreden geçirilerek pompalanır.
Translate from Turco to Español
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
Translate from Turco to Español
Sürekli gürültü bizi sağır etti.
Translate from Turco to Español
Aşk, sürekli olarak gizem ve sefalettir.
Translate from Turco to Español
Bu dünyada değişkenlikten başka sürekli bir şey yoktur.
Translate from Turco to Español
Çadırda sürekli konuştuk.
Translate from Turco to Español
O, sürekli olarak ülkeyi terk edeceğini söylüyor.
Translate from Turco to Español
Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.
Translate from Turco to Español
Onun sürekli şikâyet konuşması beni sinirlendirdi.
Translate from Turco to Español
Tüm gün sürekli yağmur yağdı.
Translate from Turco to Español
O çocuğun sürekli çığlığı saçlarımı ağarttı.
Translate from Turco to Español
Latince sürekli bir dildir.
Translate from Turco to Español
Sürekli burnumu temizlemek zorundayım.
Translate from Turco to Español
Karısı ona sürekli dırdır ediyor.
Translate from Turco to Español
O, sürekli nevraljiden acı çekmektedir.
Translate from Turco to Español
Nostaljik anlarda biz neredeyse sürekli olarak çocukluğu düşünme eğiliminde olabiliriz.
Translate from Turco to Español
Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür.
Translate from Turco to Español
Nüfusta sürekli bir artış vardı.
Translate from Turco to Español
Sürekli onunla beslenerek yaşayamayız.
Translate from Turco to Español
Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.
Translate from Turco to Español
Sürekli olarak doğum kontrol hapı alan insanların hamile kalmayacaklarını biliyor muydunuz?
Translate from Turco to Español
Hasta sürekli iyileşiyor.
Translate from Turco to Español
John sürekli hatalar yapıyordu.
Translate from Turco to Español
Onun çalışmaları yavaş ama sürekli gelişiyor.
Translate from Turco to Español
İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.
Translate from Turco to Español
Kar bu sabahtan beri sürekli yağıyor.
Translate from Turco to Español
Tom sürekli olarak Japonya'da yaşamaya niyetleniyor.
Translate from Turco to Español
Tom sürekli TV izler.
Translate from Turco to Español
Tom'un favori şarkıcısı sürekli değişiyor.
Translate from Turco to Español
Hayatta başarı sürekli çaba gerektirir.
Translate from Turco to Español
O sürekli meşgul.
Translate from Turco to Español
Tom, onlar ilkokuldayken, sürekli Mary'ye sataşırdı.
Translate from Turco to Español
Tom sürekli Mary hakkında düşünüyor.
Translate from Turco to Español
Tom sürekli hikayeler yazar.
Translate from Turco to Español
Tom'un çok fazla elbisesi yok. Onun sürekli aynı şeyi giydiğini görmenin nedeni budur.
Translate from Turco to Español
Tom ve Mary birbirine sürekli yalan söyler.
Translate from Turco to Español
Tom ve Mary sürekli birbirlerine hakaret eder.
Translate from Turco to Español
Nihayet sürekli formumu yeniden kazandım.
Translate from Turco to Español
Ben sürekli şikâyet etmenden bıktım.
Translate from Turco to Español
O sadece babasının mezarından önce sürekli ağladı.
Translate from Turco to Español
Sally saç stilini sürekli değiştiriyordu.
Translate from Turco to Español
O, sürekli meşgul.
Translate from Turco to Español
O sürekli aktif.
Translate from Turco to Español
İnsanlar sürekli yaşayamazlar.
Translate from Turco to Español
Beni sürekli rahatsız etme, ben meşgulüm.
Translate from Turco to Español
Sürekli seni düşünüyorum.
Translate from Turco to Español
O, sürekli şikâyet ediyor.
Translate from Turco to Español
O sürekli konuşuyordu.
Translate from Turco to Español
O, sürekli olarak ağlamayı sürdürdü.
Translate from Turco to Español
Dükkân sürekli olarak kapandı.
Translate from Turco to Español
Onlar sürekli olarak konuşmayı sürdürdüler.
Translate from Turco to Español
O, sürekli olarak sigara içmeye devam etti.
Translate from Turco to Español
O, sürekli mektuplar yazıyor.
Translate from Turco to Español
O sürekli onu düşünüyor.
Translate from Turco to Español
O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu.
Translate from Turco to Español
O sürekli şarkı söyledi.
Translate from Turco to Español
Fiyatlar son on yıl boyunca sürekli arttı.
Translate from Turco to Español
Pirinç sürekli satılan bu ürünlerden biridir.
Translate from Turco to Español
Sürekli yağmur yağdı.
Translate from Turco to Español
Asla sürekli bir işim olmadı.
Translate from Turco to Español
Sürekli üzerimde bir yorgunluk hissediyorum.
Translate from Turco to Español
Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz.
Translate from Turco to Español
Sürekli olarak isimleri unutuyorum.
Translate from Turco to Español
Fiyatlar sürekli artmaktadır.
Translate from Turco to Español
Sürekli televizyon izliyorsun.
Translate from Turco to Español
Karımla sürekli tartışırım.
Translate from Turco to Español
Bu hafta boyunca sürekli meşguldüm.
Translate from Turco to Español
Sürekli şekerleme yapıyordu.
Translate from Turco to Español
Fiyatlar sürekli tırmanmaktadır.
Translate from Turco to Español
Erkek kardeşlerim sürekli çevresine şakalar yapıyor.
Translate from Turco to Español
Sürekli desteğinize minnettarız.
Translate from Turco to Español
Bu eski araba sürekli arıza yapıyor.
Translate from Turco to Español
Çiftçiler sürekli havadan şikayet eder.
Translate from Turco to Español
Annesi sürekli bundan şikayet eder.
Translate from Turco to Español
Dükkânı sürekli müşteri kaynıyor.
Translate from Turco to Español
Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.
Translate from Turco to Español
Kuzey rüzgarı bütün gün sürekli esti.
Translate from Turco to Español
Hasta adam sürekli dikkat gerektiriyordu.
Translate from Turco to Español
İnsanların isimlerini sürekli unutuyorum.
Translate from Turco to Español
Sürekli o konu hakkında düşündü.
Translate from Turco to Español
Kız kardeşim sürekli çizgi roman okuyor.
Translate from Turco to Español
Bazı çocuklar sürekli video oyunu oynar.
Translate from Turco to Español
Yaşamanın maliyeti sürekli yükseliyor.
Translate from Turco to Español
Gece yarısı sonrasına kadar sürekli konuştular.
Translate from Turco to Español
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
Translate from Turco to Español
Kocası hakkında sürekli şikâyet ediyor.
Translate from Turco to Español
Beynin sürekli bir kan kaynağına ihtiyacı var.
Translate from Turco to Español
Annesi sürekli olarak bundan şikâyet ediyor.
Translate from Turco to Español
Amcam sürekli olarak ailesine başına bela olur.
Translate from Turco to Español
Bana sürekli soru sorup durma!
Translate from Turco to Español
Sürekli olarak bana sorular sormaya devam etti.
Translate from Turco to Español
Onlar sürekli olarak birbirlerini geçmeye çalışıyorlar.
Translate from Turco to Español
Bu civardaki barlara ve birahanelere sürekli takılır.
Translate from Turco to Español
Keskin bir dil sürekli kullanımla keskinleşen tek kenarlı bir araçtır.
Translate from Turco to Español
Sürekli hatalar yapıyorsun.
Translate from Turco to Español
O sürekli ağladı.
Translate from Turco to Español
Coğrafya öğrencisi isen, sürekli harita kullanmalısın.
Translate from Turco to Español
Tom'un sürekli tartışması onun sınıf arkadaşlarından bazılarını kızdırmaktadır. Fakat, sınıfın çoğu onu görmezden gelmeyi henüz öğrendi.
Translate from Turco to Español
O kötü huylu oldu, sürekli karısının yemeklerini eleştirdi ve midesindeki bir ağrıdan şikâyet etti.
Translate from Turco to Español
Biz sürekli dövüşürüz.
Translate from Turco to Español
Son zamanlarda sürekli yağmur yağıyor.
Translate from Turco to Español
También echa un vistazo a las siguientes palabras: Tehlikenin, farkında, olmayabilir, Hangi, düğmeye, basacağımı, söyler, görüşebildiğim, mutluyum, Yakınlardaki.